Bir süredir Farfan için nabız yoklayan Galatasaray, Schalke ile pazarlık masasına oturmuş ve Alman temsilcisinden 8 milyon Euro cevabını almıştı. Schalke'nin talep ettiği 8 milyon euroluk bonservis bedelinde indirime gitmesini bekleyen Galatasaray, transfer harekatındaki son noktayı TFF'nin yabancı futbolcu konusundaki kararını revize edip etmeyeceğine göre verecek.
Aysal, ilk olarak neden kongre kararı aldıklarını şu sözlerle yanıtladı, "Daha iyisini yapabilmek için bu kararı aldık. Bazı konularda başarılı olduk. Görünmeyen başarısızlıklarımız vardı. Bu sene benim için çok önemliydi. Bu seneyi gelecek sezon için muhakkak kullanmak istedim. Arkadaşlarımızın yardımları çok büyük oldu. Gidenler ile gelenler arasındaki fark, gelecek ekipteki arkadaşların bu yöndeki profilinin daha iyi olmasıdır."
Aysal, "Sabırsız bir insanım" derken, "Başarıyı sürekli hale getirmek önemli. Bu ekip işi daha iyi yapar gibi görünüyor." dedi.
Seçime de değinen Aysal, "Bazı kararları alırken, cesur davranırsınız. Ya kökten ya da günü geçirmek için karar alınır. Bu demokratik bir sistem. Kulüp içi desteğiniz ne kadar çoksa o kadar rahat hareket edersiniz. 2 sene önce seçildiğimde Galatasaray tarihinin en yüksek oyuyla seçildik. Daha sonra da başarılar yakaladık. Bugün iyi bir test var. Bu testte Galatasaray üyeleri, aynı gösteriyi yapamazlarsa, önümüzdeki dönemde bu kadar cesur ve atak davranamam. Hedefim seçilip seçilmemek değil, tabanın bana ne kadar katılıp katılmadığını görmektir." ifadelerini kullandı.
Başkanlık dönemiyle ilgili olarak ise Aysal, "Bütün kurullar yeniden seçildiğine göre, önümüzdeki süre 3 yıldır. Bu, genel kurul olduğu kadar yönetimin de yapacağı işlere bağlı. Düşündüğümüz şeyleri 1 sene de yaparsak, oturur konuşuruz. Belirli vaatleri yaparak geldim. Bazı sistemi oturttuğum zaman genç arkadaşlar görevi almak isterse o yönde de çalışma yapmam gerekiyor." dedi.
Ali Dürüst konusuna da değinen Aysal, "Çok deneyimli ve değerli bir insan. Ona aday ol, ben de destek olurum dedim. Ama hazır değildi. Bu demek değildir ki ileride başkanlığa aday olmayacaktır. Bu görevi de layıkıyla yapacaktır." diye konuştu.
"Baskın seçim" iddialarını yalanlayan Aysal, "Galatasaray'ın bir tüzüğü vardır ve ben o tüzüğü uyguladım" ifadelerini kullandı. Bazı isimlerle yola devam etmelerinin eleştirildiğinin hatırlatılması üzerine Aysal, "Fiziki değil, moral yorgunluğu var. Bunu kastettim. Oylar bu açıdan önemli. Verilecek oylarla yönetimin morali yükselecektir." diye konuştu.
"TERİM'İN ONAYI OLMADAN SÖZLEŞME UZATILMAZ"
Kurumsal yapının transferi bitirdiğinin hatırlatılması üzerine Ünal Aysal, "Transferler yöneticilerin kart viziti gibi kullanıldı. Yönetici, geri planda kalıp görevini yapmak zorunda. Ama transferlerde Fatih Hoca'nın onayı olmadan hiçbir şey yapılmadı." dedi.
'Ali Dürst ve Abdurrahman Albayrak'ın yeni yönetimde olmayışı Fatih Terim'i yalnızlaştırma operasyonudur.' ifadeleriyle ilgili olarak Ünal Aysal, "Fatih Hoca'nın yanında bu tip desteğe ihtiyacı yok. Yönetim zaten istediği desteği veriyor. Dünyanın hiçbir yerinde futbol direktörlüğü gibi bir şey yok. Bir şey sorun olursa zaten direk beni arayıp konuşabilir. Lojistik bazı sorunlar olabilir, onu da profesyonel kurullar yapar. Başka aracıya ihtiyaç yok. Bazı işler sisteme göre olursa, her şey kolaylaşır." diye konuştu.
"HOCANIN SÖZLEŞMESİNİ 3 YIL UZATMIŞ SAYABİLİRİZ"
Fatih Terim'in sözleşmesiyle ilgili olarak ise Aysal, "Sözleşmesinin bitimine 1 yıl daha var. Başarılı olduğu sürece sözleşmesi zaten otomatik uzar. Zaten şu anda otomatik olarak 3 yıl uzatılmış sayabiliriz." ifadelerini kullandı.
Futbolda bazı değişiklikler olduğu gibi profesyonel kadrolarda da iyileştirmeler yapılacağını söyleyen Aysal, "Nasıl ki futbol takımında başarısızların yerine başarılı olacaklar geliyorsa. Profesyonel kadroda da aynı uygulama olabilir. Bu başarıya bağlı." dedi.
"FARFAN'DA MESAFE KAYDEDİLDİ"
Melo ile Carlinhos transferinin bitebileceğini de söyleyen Aysal, "Düğmeye bastığımız takdirde bitebilecek transferler. Ama yabancı oyuncu transferiyle ilgili uygulamada değişiklik gerekiyor. Jefferson Farfan konusunda ise çalışmamız devam ediyor. Mesafe kaydedildi." şeklinde konuştu.
TRANSFER AÇIKLAMASI
Transferler konusunda ise Galatasaray başkanı Aysal, "İlla göndermek istiyoruz diye bir şey yok. Pahalı bir oyuncu. Ondan daha kaliteli veya o seviyede ekonomik bir oyuncu olursa tercih ederiz. Riera'nın da bir senelik kontratı var. Başka yerde de o parayı bulamaz. Kalacak gibi. Elmander konusunda da bir sıkıntı yok. İlk senesinde bize çok faydalı oldu. Sakatlanınca yerine Drogba ve Burak gibi oyuncular geldi. Onlar gelince biraz geri planda kaldı. Bence Elmander çok rahat bir kulüp buldu." diyerek, şöyle devam etti:
"Amrabat, Galatasaray'a başarılı olabilecek bir isim. Muslera ve Burak Yılmaz için gelen herhangi bir teklif yok. Gazeteler yazıyor, memnunluk verici ama onlar için teklif gelmedi. Umut Bulut'u şu veya bu şekilde camiaya kazandırmak istiyoruz. Sıradan bir pazarlık süreci yaşanıyor. Gökhan İnler'le hocamız ilgili. Ama o yere koyabileceğimiz bazı yabancı isimler var. Ama yabancı sınırlaması konusunda bir sıkıntımız var. Kerim Frei da listemizde. Sneijder'in gideceğini zannetmiyorum. Yeni sezonda çok farklı bir Sneijder olacaktır. Quaresma ile ilgilenmiyoruz. Arda'yı gönderdik ama gönlümüzden silmedik. Bir anlaşma zemini bulursak alırız. Cenk Tosun ile ilgili herhangi bir not gelmedi."
"AKILALMAZ BİR FORMÜL"
Yabancı sınırlaması konusunda ise Aysal, "4 yabancının tribünde oturması aklın alamayacağı bir formül. Seyirci gelecek yabancı oyuncuları tribünde değil, sahada görmek istiyor. Gelecek sezonlarda UEFA da bunlara dikkat ediyor. Tribünde oturtacağınız oyuncuya para veremeyiz." diyerek şunları söyledi:
"Almanya'da 28 oyuncu varsa, sadece 12 tanesini yerli oyuncu olarak tutun diyor. Onun üstündeki tüm oyuncuları yabancı olarak seçebilirsiniz diyor. 12 oyuncudan 8'ini de altyapıdan alın diyor ve teşvik ediyor. Bu sayede de bir Avrupa'da 53'üncüyüz. Bu tip şeylere tenezzül etmeyen kulüpler ve milli takımlar üst sıralarda yer alıyor. Bizim alt yapımızda yeniden yapılanma doğru. Bu hem Türkiye içinde hem de Türkiye dışında yapıyoruz.
Galatasaray'ın bir Avrupa hüvviyeti var. Biz bunu Avrupa'da da genişletmek istiyoruz. Mevcut alt yapının kökünden değişmesi anlamına geliyor. Burada da, mevcut alt yapı direktörü ve bu sistem yeterli değil. Gerekirse Türkiye ve dışarıdan isimleri getirebiliriz. Ancak Tigana ismi hiçbir zaman gündeme gelmedi."
Yabancı sınırlaması konusunda Yıldırım Demirören'le görüşmeleriyle ilgili olarak ise Aysal, "Başkan diyor ki; geçen sezon Kulüpler Birliği bana geldi düşürelim dediler. Başkana inanmamak mümkün değil. O zaman bizden Refik Arkan katılmış. O hatırlamıyorum dedi. Bir iki kulüp başkanını aradım, onlar da yok dediler. Ben bunları yazılı yapalım dedim. Geçen sene kulüplerin imzaladığı yazılı belge yok. Bu sene ise yazılı belge var. Burada kim haklı kim haksızdan ziyade çözüm bulmak gerekiyor." diyerek, şöyle devam etti:
"Federasyonun gelirlerinin 80 milyonu yayınlardan geliyor. Federasyonu biz seçtik ve orası bizim sorunlarımıza çözüm bulması gerekir. Futbolu biz yönetiyoruz diye bir açıklama doğru değil. Futbolu kulüpler yönetir ve Federasyon organize eder. Avrupa'da kulüpler her şeyi kendi aralarında yapar, Federasyon sadece altyapı, organizasyon ve disiplin konusunda çalışır. Bu sistemin de yeniden yapılanması gerekiyor. Bu yeni yapılanmada Kulüpler Birliği çok daha aktif olmalı. Federasyon lüzumsuz bir yük taşıyor. Federasyonun yapabileceği şeyler konusunda bir talebimiz olmalı."
Yabancı oyuncu sınırlamasının değişmesi konusunda bir umut var mı sorusuna Aysal, "Federasyonun bir formül aramaya hazır olduğu intibaında bulundum. Biz kendimiz içinden ziyade, futbolumuz için bir şeyler yapmalıyız. Kişisel bir sorun yok." diye cevap vererek, şöyle devam etti:
"Federasyon başkanına da karşı herhangi bir şeyimiz yok. Federasyon gitsin değil, gidebilir dedim. Çünkü başarılı olamazsa çare budur. Federasyonun bu kararı ciddi ve etkileri olabilecek bir karar. Bütün yolları deneriz. Kendi içerimizde oturup çözüm bulmaya çalışırız. Türkiye'de çare bulamazsak, yurtdışında çözüm ararız. Siyasi otoritenin yabancı oyuncu konusuna da etki ettiğini zannetmiyorum. Türkiye'de futbol bağımsız. Türkiye'nin aleyhine olabilecek bu kararın siyasetten geleceğini zannetmiyorum. Gelirse de yanlış bir karardır."