Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron aslında kim? 'Kukla' başkan Macron'un arkasındaki Rothschild gölgesi...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'a islam düşmanlığından ötürü sert sözlerle yüklendi. Macron'un İslam'la ve Müslümanlarla derdinin ne olduğunu soran Recep Tayyip Erdoğan, Fransa cumhurbaşkanının zihinsel bir tedaviye ihtiyaç duyduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Emmanuel Macron'la ilgili yaptığı açıklamaların tamamı ise şu şekilde: 'Macron denilen zatın İslam ile, Müslümanlarla derdi nedir? Macron'un zihinsel noktada bir tedaviye ihtiyacı var. İnanç hürriyetinden, anlamayan ve kendi ülkesinde yaşayan milyonlarca farklı inanç mensubu insanlara bu şekilde davranan bir devlet başkanına başka ne denilebilir? Öncelikle bir akli noktadan kontrol... İkide bir Erdoğan'la uğraşıyorsun. Erdoğan'la uğraşmak sana bir şey kazandırmaz. Zaten şurada 1 yıl sonra seçim var. 1 yıl sonra akıbetini göreceğiz. Fransa'ya bir şey kazandıramadı ki kendisine bir şey kazandırsın.' Peki Macron'un gerçek derdi nedir? Emmanuel Macron aslında kim? Pek çok kez 'başarısız, yeteneksiz ve itibarsız' olarak nitelendirilen bu adamın asıl gücü ne? Başkan Erdoğan'dan İslam'a saldıran Macron'a çok sert tepki: Zihinsel noktada bir tedaviye ihtiyacı var Macron 39 yaşında yüzde 66 oy alarak Fransa Cumhurbaşkanı oldu. Okuduğu okul, çalıştığı kurumlar, patronlarının bağlantıları, eşinin bağlantıları çok açık ve ürpertici. Ve Macron'u iktidara taşıyan güç ve isimlerin bağlantıları daha da ilginç. Emmanuel Macron'un yaşam öyküsüne baktığınızda liderlik vasfını destekleyecek en ufak bir anekdot yok. Macron'un mazisinde özetle bir nöroloji profesörü ve fizikçinin oğlu olarak doğmak, küresel sermayenin temsilcisi Rothschild & Cie grubunda görev yapmak, Ekonomi, Sanayi ve Dijital İşler Bakanlığı görevini gerçekleştirmek ve nihayetinde bir 'küreselci projesi' olarak 2017'de Fransa'ya Cumhurbaşkanı seçilmek dışında bir şey yok. Macron'u anlamak için en başından beri onu destekleyip büyüten Rothschild hanedanının Fransa'daki adamı 'Jacques Attali' yi tanımalı. Jacques Attali, Yahudi asıllı. Tüm Fransa Cumhurbaşkanlarının danışmanı oldu. Ve tabi ki Macron'un da. Macron'u yükselten kişi de ta kendisi. Jacques Attali, 2007 yılında Macron'u 'Ekonomiyi Teşvik Komisyonuna' soktu. Böylece Macron 29 yaşında devlet işine girmiş oldu. Attali, Macron'u çok sevdi ve onu Rothchild ailesinin bankası olan 'Rothschild & Cie Bank'a' üst düzey çalışan olarak önerdi. Macron bu bankada çalıştı. Rothschild Bankasında büyük başarılara imza attı. Nestle ve ilaç şirketi Pfizer'de Rothschild hanedanlığının kontrolünü artırdı. Bankanın egemenliğini büyüttü. Rothschild ailesine hizmeti tamamladı. Pişirilip olgunlaşmıştı artık. Hocası Jacques Attali ona yeni bir görev verdi. Fransa Cumhurbaşkanı Holland'a, Macron'u önerdi. Macron daha sonra Cumhurbaşkanının genel sekreteri ve Fransa Ekonomi Bakanı olacaktı. Macron Rothschild hanedanının isteklerini yerine getirecekti. Bunun için hazırlanmıştı zaten. KİM BU ATTALI? Jacques Attali önemli bir isim. Attali sırasıyla 1981'de Cumhurbaşkanı olan François Mitterand, Sarkozy, Holland ve Macron'un baş danışmanı oldu. Devletin politikasını Rothschild ailesi adına o yönlendiriyordu. Nicolas Sarkozy, Cumhurbaşkanı olunca onun da resmi ve gayri resmi danışmanı Attali olacaktı.Sarkozy'nin göreve getireceği adamları Attali belirledi. Macron da o dönemde Attali tarafından devlet işlerine sokulmaya başlar.Bu adamın Cumhurbaşkanlarının yanında bulunması ilgi çeker. François Hollande, Cumhurbaşkanı olunca Attali onun da danışmanı olur. Bunların önünü açan da Attali'dir. Attali, Holland döneminde Macron'u, Holland'a önerip Ekonomi Bakanı yapar. Macron artık Ekonomi Bakanı olmuştur. Yavaş yavaş yükseltilmiştir. Jacques Attali'nin siyonist düşünceleri vardı. Yaptığı konuşmada 'Kudüs, yeni dünya düzeninin başkentidir' demişti. Zaten kendisi Yahudiydi ve siyonist düşüncelerini gizlemiyordu. Fransa'yı asıl yöneten adam olarak biliniyordu. Jaques Attali, her yıl Fransa'daki Yahudi organizasyonlarının çatı kuruluşu olan 'CRIF' tarafından gizli kapılar ardında düzenlenen 'CRIF'' yemeklerine katılıyor. Fransa siyasetine bu yemekte yön veriliyor. Macron da CRIF toplantılarına katılanlardan. Her şey net ve açık. Jacques Attali'nin ikiz kardeşi Bernard Attali ise 1988-1993 yılları arasında Air France (Fransa Havayolları) CEO'su olarak görev yaptı. Son zamanda Bank of America'nın (Amerikan Bankası) kıdemli danışmanı olarak görev yapıyordu. Rothschild, hava yoluna kadar Fransa'da her yeri kuşatmış. Rothschild hanedanı Fransa politikasına hakim. Örneğin Baron David Rothschild'in kuzeni Eduard'un, Sarkozy ve eşi Cecilia ile yakın ilişkileri var. Sarkozy cumhurbaşkanı olunca 'Rothschild & Cie' çalışını François Pérol'u başkanlık genel sekreteri görevine getirdi. Rothschild hanedanı ile Fransa Cumhurbaşkanlarının bağlantısı hep oldu. Charles de Gaulle'den Georges Pompidou'ye, Édouard Balladur'dan Nicolas Sarkozy'ye kadar. Rothschild Bankasının bir başka elemanı Nicolas Bazire, başbakan Pierre Bérégovoy dönemimde onun yardımcısıydı. BİR HAYLİ İLGİNÇ EVLİLİK Geldik en önemli yere. Macron'un eşi Brigitte kendisinden 25 yaş büyük. Evlenirken Macron 29, Briggite 53 yaşındaydı. Macron, liseyi, ailesinin gönderdiği Cizvit okulu La Providence'ta okudu. Burada Brigitte Trogneux adlı bir öğretmenden eğitim aldı. Kendisinden 24 yaş büyük olan, evli ve üç çocuk sahibi bu kadına âşık oldu. 1953 doğumlu Trogneux, sekiz aylık bir 'birbirini tanıma süreci'nden sonra Ocak 2006'da eşinden boşandı ve 2007'de Macron'la evlendi. Brigitte Macron'un ilk eşi bankacı Andre Louis Auziere'dan iki kızı, bir oğlu var. Ayrıca yedi de torunu sahibi. Macron, eşini tanıdığında henüz 16 yaşındaydı. Brigitte ise 41. Brigitte Macron, Fransa'nın ünlü magazin dergisi Paris Match'e bu olayı şöyle anlatıyor: 'Ona karşı bende bir zafiyet oluşmaya başladığını hissetmiştim. Aynı duygular onda da belirmişti.' Bu tuhaf yasak aşk hikâyesinin (yaş farkı bir yana, neticede kadın evliydi) fâş olmasını önlemek üzere Macron okul değiştirdi, Paris'teki IV. Henri Lisesi'ne gitti. Okuluna veda ederken öğretmenine şöyle dediği rivayet edilir: 'Ne yaparsanız yapın, bir gün sizinle mutlaka evleneceğim!' Brigitte'in ilk kocası 'Louis Auziere' bankerdi. 3 çocuğu oldu. Brigitte'in ailesinin ve eski eşinin Rothschild'larla yakın ilişkileri vardı. Brigitte'nin ailesinin 'Macarons d'Amiens' adlı Rothschild desteğiyle kurulan çikolota fabrikası vardı. Her yol Rothschild'e çıkıyor. Rothschild'in gölge adamı Jacques Attali 2014 yılında bir televizyon programında Macron'a 'Cumhurbaşkanı kumaşı taşıyor, lider özelliği var' dedi. Tarih 2017'yi gösterdiğinde Macron Cumhurbaşkanı seçildi. Attali'nin dediği oldu. Rothschild bankasından Cumhurbaşkanlığına... DÜNYAYI YÖNETMEK DEMEK AKDENİZ'İ YÖNETMEK DEMEK Attali'ye göre dünyayı yönetmek Akdeniz'i yönetmekten geçiyor. Bunu sürekli dile getiriyor. Macron da Akdeniz'de büyük bir kavga başlattı. Macron'un Akdeniz politikasını Rothschild yönetiyor denilebilir. Rothschild Akdeniz'in altına büyük bir teknoloji ağı kuruyor. Rothschild tüm Akdeniz ve Ortadoğu'ya hakim olmak için Libya, Suriye, Irak gibi birçok ülkeyi bölüp etkisiz hale getirdi. BAE, Suud ve Mısır'ı da İsrail anlaşmaları ile etkisizleştirdi, iğdiş etti. Akdeniz ve Afrika'da olmak isteyen Türkiye'yi de Yunanistan ile engelliyor. Her şey baba Rothschild'in oğlu Jakop Rothschild'in 1800'lerde Fransa'ya gelip Rothschild hanedanlığının Fransa'daki kolunu büyütmesi ile başladı. Daha sonra Fransa'ya hâkim oldular. Bugün Fransa'daki Rothschild & Cie adındaki bankanın temellerini Jakop Rothschild attı. KARANLIK GEÇMİŞLERİYLE DÜNYA SAHNESİNDE: ROTSCHILD AİLESİ Küresel siyasete yön veren ailelere baktığımızda karşımıza ilk çıkan ilk isim: Rockefeller. Tarihte yer etmiş birçok karanlık aile var. İşte tarihin en karanlık ailesi Rockefeller'ların ilginç hikayesi... Bu ailenin sırlarla dolu geçmişi ve bu güce nasıl eriştikleri de herkes tarafından merak ediliyor. ABD Merkez Bankası FED'in kurucu ortaklarından olan aile 1800'lü yılların ortalarında John Davision Rockefeller tarafından kuruldu. ABD ve İsrail'in arkasındaki asıl güç olarak bilinen aile pek çok banka, petrol ve endüstri şirketine sahip, servetleri ise, 5 ile 15 trilyon dolar olarak tahmin ediliyor. Buna rağmen Forbes dergisinin açıkladığı en zenginler listesinde Rockefeller Ailesi'nden tek bir isme rastlamak mümkün olmuyor. Listenin üst sıralarında Bill Gates, Warren Buffett, Jeff Bezos gibi isimler yer alıyor. Küresel düzene yön veren sadece Rockefeller'den değil diğer ailelerden herhangi bir isim bu listede yer almıyor. Aile, 1860'lı yıllarda Amerika'da başlayan ve tüm dünyayı etkisi altına alan petrol çılgınlığından en karlı çıkan aile oldu. İş dünyasına petrol işleriyle hızlı bir giriş yapan aile Amerika'nın ilk milyarder ailesi oluyor. Rockefeller Ailesi için pek çok şey söylenmiştir; ABD'nin ve dünyanın en zengin aynı zamanda en nefret edilen, en çok küfür işiten ailesi. Amerikan iç savaşını fırsata çeviren, gücünün rasyonel açıklaması petrol endüstrisindeki tekeli olan aile için yapılabilecek en isabetli tespit 'kapitalist' olmasıdır. Bugün Asya'dan Afrika'ya kadar küresel finans kapitalizmin kurucusudur. ABD merkez bankası FED ve finanse ettiği Dünya Bankası ve IMF gibi kuruluşlar aracılığıyla küresel ekonomiyi kendisi gibi birkaç aileyle yönetiyor, yönlendiriyor. Dünyaya bugün dikiş tutmayan Küresel kapitalizm deli gömleğini diken, giydiren çarkın büyük bir dişlisi. Finanse ettiği fonlar, STK'lar dünya 'düzenini' Amerikan çıkarları lehine şekillendiriyor. Kendi deyimiyle, 'Bazıları benim ve ailemin (Rockefeller) Birleşik devletlerin üstün çıkarlarına karşı çalışan gizli kabalizmin bir parçası olarak karakterize edebilir, dünya genelinde komplolar hazırlayan ekonomik yapılanma ve küresel politika izlediğimize inanabilir. Eğer bunlar olursa ben suçluyum; ancak ben bundan gurur duyarım.' Rockefeller Ailesi'nin suçlanabileceği somut bir suç bulunmuyor ama yaptıklarını ahlaki ve insani gösterebilecek bir icraat da bulunmuyor. Silah ticareti, finansal ayak oyunları, tefecilik, bölgesel çatışmalardan kar sağlamak, ABD'nin küresel imparatorluk emellerinin ve İsrail'in Siyonist politikalarının sadık bir hizmetkârı olmak… Ailenin vazgeçilmez misyonu. KÜRESEL SİSTEME NASIL YÖN VERİYORLAR? Rockefeller Ailesi'nin küresel siyasete nasıl yön verdiğinin birçok örneği var. Joseph Verner Reed bu konu için güzel bir örnek. Rockefeller ailesinin kontrolündeki Chase'de başkanlık yapan Joseph Verner Reed, 1987 yılında Dünya Bankasında görev aldır. Aynı zamanda Birleşmiş Milletler Sekreteri'nin Siyasi İşler Yardımcılığı görevine de getirilir. Dış İlişkiler Konsey'i (CFR), ABD'nin seçkin dış politika uzmanları ve ekonomik kuruluşlarının bir araya geldiği düşünce, planlama, eylem topluluğudur. Rockefeller ailesinin desteğiyle 29 Temmuz 1921 tarihinde New York'ta kuruldu. ABD'nin deniz aşırı ülkelerdeki çıkarlarını koruma ile ilgili düşünceler burada konuşuluyor ve yönetime tavsiye ediliyor. Rockefeller ailesinden petrol dolar milyarderi John D. Rockefeller'in aynı adı taşıyan oğlu, 1940'lı yılarda Konsey'in en büyük finans destekçisi oldu. Torun, aynı zamanda Rockfeller ailesinin yetiştirdiği David Rockefeller, 1949 yılında Konsey toplantılarına katıldı ve David Rockefeller, 1970-85 yılları arasında CFR'nin başkanı oldu. Henry Kissinger de önemli projeleri hazırlayan danışmandı. David, uzun süre CFR'nin başkanlığını yürüttü. 2007 yılı içinde Peter Peterson başkanlık görevindeydi. Fakat David Rockefeller, 'Fahri Başkan' olarak perde arkasında yönetici-yönlendiricilik görevini devam ettiriyor. Konsey, ABD'nin küresel dış politikasına yön verir, yönetimin üst kademesinde görevli politikacılar ve şirketlerin temsilcileri toplantılara katılır. ROCKEFELLER'İN YENİ DÜNYA DÜZENİ David Rockefeller, 'Hatıralar' isimli kitabında dünya görüşünü şu sözlerle açıklıyor: 'Bazıları benim ve ailemin (Rockefeller) Birleşik devletlerin üstün çıkarlarına karşı çalışan gizli kabalizmin bir parçası olarak karakterize edebilir, dünya genelinde komplolar hazırlayan ekonomik yapılanma ve küresel politika izlediğimize inanabilir. Eğer bunlar olursa ben suçluyum; ancak ben bundan gurur duyarım.' Bir başka konuşmasında 'Küresel değişim yaşıyoruz. Hepimizin ihtiyacı büyük krizlere karşı doğru yaklaşımdır. Ve ulusların yeni dünya düzenini kabul etmesidir' 20. yüzyıl boyunca ABD'nin gelişip güçlenmesi ve 21. yüzyılın başlarında da tek süper güç olması, David Rockefeller'in yönlendirdiği 'yeni dünya düzeni'dir. AİLE NASIL ZENGİN OLDU? İŞTE HİKAYESİ… PETROLDE TEKEL OLAN BİR FİRMA: STANDART OIL COMPANY Petrol endüstrisine hızlı giriş yapan aile Asya'dan Latin Amerika'ya, Avrupa'dan Avustralya'ya hemen hemen her bölge ve kıtada yatırım yaparak rakiplerini geçer ve ne sonunda fiyatları kendisi belirleyen rakipsiz konuma yükselir. Standart Oil Şirketi, daha sonra Exxon, Mobil ve Chevron gibi birçok farklı şirketi de bünyesinden çıkardı. BANKACILIK SEKTÖRÜNE GİRİŞ Amerika'nın en büyük bankalarından biri olan Chase Manhattan Bank, Rockefeller'ların en büyük yatırımlarından birisi olur. Bankanın bugünkü piyasa değeri neredeyse 3 trilyon dolar. Sadece bu gösterge bile ailenin servetinin ve gücünün boyutlarını gözler önüne sermeye yetiyor. ABD Başkanlarından Richard Nixon, zamanında Hazine Bakanı olması için John Rockefeller Jr'ya tam yetki veriyor. Fakat ailenin baskısı sonucu John Rockefeller bunu kabul etmiyor. Aile maddi gücüyle daha etkin olacağını biliyor. Rockefeller, 1946 yılında Chase Manhattan Bank'ın yönetim kuruluna girdi. Chase, kısa zamanda dünyanın her yerinde 1000 yerel banka ile ilişkilerini geliştirdi. Chase'nin kuruluşu çok eskilere 1798 yılına kadar gider. New-York'un Manhattan mahallesinde kurulan ve gelişen Chase, 1930'lu yıllardan sonra Rockefeller Ailesinin petrol devi Standart'ın parçalanması sonrası ortaya çıkan şirketlerin sermayesi ile kısa zamanda büyüdü. ROCKEFELLER AİLESİ'NİN LUDLOW KATLİAMI Lodlow madencileri 1914 yılında çok zor şartlar altında çalışıyorlardı. Madende çalışmak çok tehlikeliydi ve işçiler emeklerinin çok çok altında ücretlere çalıştırılıyordu. Üstelik ödemeler Amerikan dolarıyla yapılmıyor, verilen para yalnızca madenci kamplarında bulunan dükkanlarda harcanabiliyordu. Kısacası madenciler yaşamsal ihtiyaçlarını yalnızca madenin sahibi olan Rockefeller Jr.'dan satın alabiliyorlardı. İnsanlık dışı şartlar altında çalıştırılan madenciler bir süre sonra grev kararı aldı ve Rockefeller Jr. bunun üzerine eli silahlı adamlarını devreye sokarak işçileri madende çalışmaya zorladı. Madenci aileleri evlerinden çıkarılarak bir çadırda yaşamak zorunda bırakıldı ve çadır bir gece makineli silahlarla tarandıktan sonra ateşe verildi. Olayda 2 kadın ve 11 çocuk yaşamını yitirdi.