Sussex Dükü Prens Harry ve eşi düşes Meghan İngiltere Kraliyet ailesindeki üst düzey görevlerinden çekildiklerini ve ekonomik olarak Kraliyet ailesinden bağımsızlıklarını kazanmak için çalışmaya başlayacaklarını açıkladı.
Açıklamada "Aylar süren derin düşünce ve fikir alışverişi sonucu, bu yıl bir değişim yapma ve bu kurum içinde kendimize daha yenilikçi bir rol biçimlendirmeye başlama kararı aldık. Kraliçe'ye tam desteğimiz sürerken, Kraliyet ailesindeki 'üst düzey' görevlerimizden çekildiğimizi ve ekonomik olarak bağımsızlığımızı kazanma yolunda çalışmaya başlayacağımızı söylemek isteriz." denildi.
Dünyanın konuştuğu ayrılığın sebebi ve etkileri sadece İngiltere ile sınırlı kalmadı. Takvim Gazetesi yazarı Ergün Diler, Kraliyet Ailesi'ndeki ayrılığın perde arkasını kaleme aldı ve "Derin İngiltere, Kraliçe II. Elizabeth'in tahtı bırakmamasını istiyor. Net olarak ayrılmasına karşılar. Kraliçe II. Elizabeth de Prens Charles'ın, Rothschild ile karar aldığını biliyor ve emekliliğini geciktiriyor.." dedi. İşte Diler'in köşesinde paylaştığı çarpıcı detaylar...
ABD ve İran arasındaki gerginlik sürüyor, sürecek de... ABD'nin varmak istediği hedefi dün burada aktarmaya çalıştım.
Washington, İran'ın içindeki ÇİN TARAFINA hamle yapıyordu. Çin ile orantısız yakınlık kurmasına itiraz ediyordu. Ama İRAN sıradan bir ülke değildi, büyük bir BİLEŞKEYİ gövdesinde taşıyordu... Pek çok başkent gibi TAHRAN da iki parçaydı.
ABD bir parçaya karşı operasyon yapıyordu!
Sonuç alabilecekler mi?
Bunu göreceğiz...
Tam Kasım Süleymani üzerinden başlayan gerginliğin ne kadar tırmanacağını düşünürken bu kez LONDRA'dan çok ama çok ilginç haber geldi...
Kraliyet ailesi karıştı...
Olayın merkezinde Prens Harry ve eşi Meghan bulunuyordu!
Ayrılık, BREXIT göndermesi yapılarak MEGXIT manşetleriyle duyuruluyordu!
KRALİÇE MESAJI VERDİ!
Aslında haberleri dikkatlice izlediğinizde, 26 ARALIK'ta Kraliçe mesajı vermişti. NOEL tebriği için yayınladığı mesajı, fotoğrafla süslemiş ancak masadaki çerçevelerde bütün aile yer alırken sadece Harry ve Meghan yoktu...
Peki bu AYRILIĞIN İRAN ile ABD ile ne ilişkisi vardı... Gelin bu pencereyi zorlayalım...
Aklı başında çok kişi şu soruya cevap arar!
Buckingham Sarayı mı Rothschild ailesini, yoksa Jacob Rothschild mi Kraliçe II. Elizabeth'i yönetiyor?
Aslında bu sorunun cevabı, bugün dünyada yaşananlara ışık tutuyor.
16 Aralık 2019'a gitmekte fayda var. Prens Charles, Hıristiyanlar ve Yahudiler Konseyi Ödülü'nü (CCJ) Jacob Rothschild'e verdi.
Prens Charles, İsrail'i korumak için İngiltere'nin büyük sorumluluk alacağını, Jacob Rothschild'in Londra'da yaşamasının dinler arası diyalog için de çok önemli olduğunu söyledi.
Prens Charles, tahta çıktığı andan itibaren İsrail'in en yakın müttefikinin ABD değil, İngiltere olacağını ilan etti.
Bu tören öncesi Prens Charles ile Jacob Rothschild görüştü.
Prens Charles, annesi Kraliçe II. Elizabeth'in tahtı bırakmak istemediğini söyledi.
Charles'i dinleyen Jacob Rothschild de "O zaman taht oyunları başlar" cevabını verdi...
Öyle de oldu! Kraliçe'nin fotoğraflı mesajının nedeni bu görüşmeydi!
Derken Prens Harry ve Meghan Markle, Kraliyet ailesinin üst düzey görevlerinden yani Prens ve Düşes unvanlarından çekileceklerini açıkladılar.
Nereden bakarsak bakalım Kraliçe'ye torunundan ve hiç sevmediği gelininden tehdit geliyordu.
Derin İngiltere, Kraliçe II. Elizabeth'in tahtı bırakmamasını istiyor. Net olarak ayrılmasına karşılar.
Kraliçe II. Elizabeth de Prens Charles'ın, Rothschild ile karar aldığını biliyor ve emekliliğini geciktiriyor.
Şu anda taht için en güçlü aday Prens William. Kraliçe II. Elizabeth'in de Prens William'a tahtı bırakacağı tahmin ediliyor.
İşte Rothschild ailesi, hiçbir zaman anlaşamadığı Prens William'ın tahta çıkmasını engellemek için sarayı karıştırma kararı aldı.
KAVGA bu!
"KRALİYET AİLESİ İÇİN BÜYÜK BİR KRİZ"
Prens Harry, ailenin baskısıyla unvanlarından vazgeçti.
Bu KRALİYET AİLESİ için büyük bir kriz.
Şimdi William ve eşi Kate Middleton suçlanacak.
Kate Middleton'ın sinsi bir gelin olduğu medyada büyük ilgi görüyordu.
Görecek de...
Taht oyunlarının büyümesiyle birlikte Kraliçe II. Elizabeth'in zorunlu olarak tahtı Prens Charles'e bırakacağı düşünülüyor. Hesap bu...
Peki KRALİÇE bu baskıya boyun eğmezse ne olacak?
İşte bu sorunun cevabını kimse bilmiyor... Her ihtimal masada!
23 Ocak'ta Prens Charles, Auschwitz ölüm kampının kurtarılmasının 75. yılı için çok önemli bir etkinliğe ev sahipliği yapacak.
O toplantıya dünyanın çok önemli liderleri katılacak. Bu etkinlik Kudüs'te olacak ama organizasyon Prens Charles tarafından yapılacak.
Peki amaç ne burada?
İNGİLTERE'nin İSRAİL'de ABD'den daha güçlü olduğunu ilan etmek...
Prens Charles, Türkiye'de, Fransa'da, İtalya'da, Almanya'da çok sevilen biri.
Washington, bu ülkelerin Prens Charles'ın tahta geçmesiyle birlikte İngiltere ile yakın ilişki içinde olacağını biliyor.
O nedenle İngiltere'deki taht savaşı, Game of Thrones'tan çok daha gerçek ve tehlikeli. Rothschild ailesi, Ortadoğu'daki gücünü Prens Charles'la birlikte daha da büyütmeye kararlı.
Son günlerde gerilimin merkezi olan İran'da Prens Charles, Cumhurbaşkanı Ruhani kadar güçlüdür.
Kimse söylemez ama gerçek budur.
Rothschild ailesinin, Prens Charles'ın bu yılın ortalarında tahta çıkmasıyla İran'da daha da güçleneceği tahmin ediliyor. Yorumlar bu yönde...
Prens Charles, 23 OCAK'ta Kudüs ve Beytüllahim'e ziyaret gerçekleştiren en üst düzey Kraliyet üyesi olacak.
İran'ın tehditleri nedeniyle bu gezinin iptal edilme ihtimaline karşın Prens Charles, "İran'dan bana karşı hiçbir adım olmaz" dedi.
Dolayısıyla ABD, radikal bir kararla Süleymani suikastını devreye soktu. Süleymani'nin öldürülmesiyle Prens Harry'nin unvanlarından feragat etmesi, aynı savaşın farklı detayları...
Washington ve Londra'yı doğru okumadan bölgede ne olduğunu anlama şansımız hiç yok. İKİ GÜÇ MERKEZİ BURASIDIR!
Savaşın da ortaklığın da kararı burada alınır...
Türkiye'de olduğu gibi, İran'da olduğu gibi bu İKİ ÖNEMLİ merkezde de İKİ ANA AKIM var... Sonucu bunlar belirliyor! 2020'de sonucu göreceğiz gibi... Çok şey yaşanacak olsa da...
NOT: Rohtschlidler'in yeşerttiği ve BAŞBAKANLIĞA taşıdığı isim olan Boris Johnson'un, ABD'nin ortadan kaldırdığı Kasım Süleymani için "Ağlayacak değiliz..." sözlerini hiç unutmayın... Resmi ağızdan İNGİLTERE, Süleymani'nin ölümü için üzülmüyordu, tepki vermiyordu....