İran'daki Boeing uçağını ABD HAARP silahı ile mi düşürdü? HAARP nedir? | Ülkelerin gizli silahları

ABD ile İran arasında Kasım Süleymani'nin öldürülmesiyle başlayan gerginlik, İran'ın Irak'taki ABD üslerini vurmasıyla daha da arttı. Yaşanan bu yüksek gerilimle beraber İran'da Ukrayna Havayollarına ait içerisinde 176 kişi bulunan Boeing - 737 tipi yolcu uçağının İran'da düşmesi bazı iddiaları da beraberinde getirdi. ABD'nin gizli silahı olan HAARP'ı devreye soktuğu ve uçağın da bu nedenle düştüğü iddia edildi. Peki ama HAARP nedir? HAARP silahıyla neler yapılabilir? İşte HAARP ve ülkelerin bilinmeyen gizli silahları...

1 | 100

Bu harfler, ABD'nin en gizli askeri projelerinden biri olan "High Frequency Active Auroral Research Program" isminin baş harfleridir. Adından görüldüğü gibi yüksek frekansla ilgili bir projedir. Ayrıca HAARP, yüksek frekansta yüksek enerji çıkışları ile iyonosferin ısıtılması ve burada birtakım değişimler yapılarak etkilerinin incelenmesi için başlatılan bir projedir.

HAARP, iyonosferin özelliklerini ve davranışlarını araştırmak için Alaska Üniversitesi ile ortak yürütülen bir proje sonucunda kuruldu. Günümüzde Pentagon tarafından kontrol edilmekte ve ABD ordusunun hizmetindedir.

Projenin kurulu olduğu Alaska'da, 180 adet dev anten vardır. Bu antenler ile üretilen manyetik dalgalar, yetkililerin yaptığı açıklamalara göre; "Gelebilecek füzeleri havadayken imha etme, toprağın altında incelemeler yapma, denizaltı gemileriyle haberleşmeyi kolaylaştırma ve atmosferin durumuna müdahale etme" gibi işlevleri vardır.
HAARP PROJESİ NEREYE KURULDU?
Projede kullanılan frekans aralığı, 2.8-10 MHz arasıdır. Çıkış gücü ise resmi kaynaklarda 3.6 Gigawatt olarak belirtilmesine karşılık 10 Gigawatt'a çıkarılabileceği açıklanmaktadır. Bu enerji dünyadaki en büyük radyo vericisi ünvanını, tesise kazandırmaktadır. Böylelikle merkezin 1 saat boyunca çalıştırılması durumunda Hiroşima'ya atılan atom bombası kadar enerji ortaya çıkaracağı hesaplanmıştır.

HAARP, çok ilginç bir yerde konuşlanmıştır: Alaska-Gakona. Tesis, Gakona'da askeri üssün yakınlarında ve kimsenin girmediği özel bir alanda tesis kuruldu.

2 | 100

HAARP PROJESİ İÇİN NEDEN ALAKASYA SEÇİLDİ?
İki temel amacı vardır: Birincisi Alaska dünyadaki elektromanyetik kuşakların özel bir kesişim bölgesinde bulunmaktadır. Dünyanın elektromanyetik alanlarına müdahale edebilmek için en iyi yerdir. İkincisi ise insanlardan uzak, korunması kolay ve gözlerden mümkün olduğunca uzak bir yer olmasıdır. Gakona da yer alan bu merkezde 21 metre yüksekliğinde 180 adet kule üzerinde ''cross dipol'' anten inşa edilerek kuruldu.

ABD'NİN GİZLİ SİLAHI: HAARP! YAPAY DEPREMLER OLUŞTURUYOR, İKLİME MÜDAHALE EDİYOR TIKLA VE İZLE
PROJENİN FİKRİ TESLA'YA MI AİT?
HAARP projesi, ilk olarak Sırp asıllı ABD'li bilim adamı Nikola Tesla tarafından başlangıç düzeyinde oluşturuldu. Tesla, atmosfere düşük düzeyde manyetik dalgalar gönderilerek güçlü bir enerji oluşturduğunu keşfetti.

Tesla, yapay deprem deneyini New York'taki laboratuvarında gerçekleştirildi. 'Elektromanyetik Dalgalar'ın mucidi Tesla, bu dalgaları kullanarak 5 şiddetinde bir deprem yapmayı başardı. Tesla'nın başarısı New York Times'ta yayımlandı. Elektromanyetik dalgaların bilinmeyen etkileri yüzünden Tesla hoş karşılanmadı ve Tesla'nın önü kesildi.

3 | 100

TESLA ETKİSİ NEDİR?
Specula dergisinin Ocak 1978 baskısında, "Tesla Etkisi" adı verilen ve birçok bilim adamını inanılmaz bir şekilde etkileyen makale yayınlandı. Makaleye göre, belirli frekansların elektromanyetik sinyalleri Dünya'nın kendisinde sürekli dalgalar oluşturmak için Dünya'dan gönderilebilirdi.


DÜNYADAKİ EN BÜYÜK RADYO VERİCİ ÜNVANI
HAARP'ın kurulu olduğu bölgeye herhangi bir uçağın yaklaşması yasaktır. Elektromanyetik dalgalar üzerine çalışmalar yapılan bölge uçaklar için yüksek derecede tehlikelidir. Herhangi bir uçağın yaklaşması durumunda kurulu olan antenler faaliyetlerini otomatik olarak durdurmaktadır.

HAARP sistemi tam 180 kablodan oluşur ve toplamda 36 Milyon Watt enerji açığa çıkarır. Bu enerji, dünyadaki en büyük radyo vericisidir.

4 | 100

HAARP İLE NELER YAPABİLİR?
Yeraltındaki Enerji ve Maden yataklarını ortaya çıkarma,

İklimleri kontrol edebilme,
Suni Deprem oluşturma,
Radar ve Uyduları kontrol edebilme,

Nükleer patlama oluşturabilme.

Ozon tabakası ile oynanabilir,

Okyanus dalgalarını kontrol edebilir,

Kutupları eritebilir.

5 | 100

HAARP İNSAN ZİHNİNE NE YAPIYOR?
Proje, olası savaşlarda kullanılabilecek en önemli silahlardan biridir. Bu nedenle birçok ülke bu projenin çalışmalarının durdurmasını talep etti. Proje aynı zamanda canlılar üzerinde büyük kayıplara yol açmaktadır.

HAARP'ın ürettiği ELF sinyalleri, davranışsal, sinirsel bozukluklar, dokuda tahrip, katarakt, metabolizma değişiklikleri, bağışıklık sisteminin çökmesi gibi canlılar üzerinde tehlikelere yol açabilir.

6 | 100

HAARP DEPREMİ TETİKLEYEBİLİR Mİ?
Evet, iki şekilde tetikleyebilir. Birincisi; uygun frekanstaki elektromanyetik dalgalar yerin altına enjekte edilerek yapılabilir. İkincisi ise depreme hassas bir bölgede radyasyon yaymayan belli güçte nükleer patlama oluşturularak, fay hattının harekete geçirilmesi ile yapılabilir. Çatışma ölçeği teknikleriyle, dev sürekli dalgalar, hedeflenen bir yerde depreme sebebiyet vermek için kullanılabilir.

Fizik profesörü Georgiy Vasiliyev, HAARP projesi hakkında şunları söyledi:

''HAARP istasyonu tam güçle çalıştırıldığında, 1 saatte 3.5 megawatt elektrik enerjisi tüketiyor. 14 hektarı kaplayan 22 metrelik 180 dev anten üzerinde göklere yükselen enerji plazma kümesi oluşturuyor. HAARP çalıştırıldığı günden bu yana, Dünya'nın değişik bölgelerinde iklim anormalleri gözlemlenmeye başladı. Kar yağması gereken yerleri güneş kavururken, Afrika'da kar yağışları gözlemlenmekte. Bu tuhaf olgular genelde küresel ısınmaya fatura ediliyor. Ama bize göre anormallerin asıl sorumlusu Pentagon'un HAARP sistemidir." dedi.

7 | 100

HAARP'IN AMAÇLARI NELERDİR?

1- Atmosferdeki termonükleer araçları kontrol edecek elektromanyetik vuruşları gerçekleştirmek.

2- Denizaltılar ile haberleşmeyi kolaylaştırmak. Bu haberleşme ELF (Extremely Low Frequency) ve VLF (Very Low Frequency) dediğimiz 30 Hz - 30 kHz civarında çalışmaktadır. ELF'nin yan etkileri bilindiğinden mevcut ELF vericileri ile HAARP vericileri değiştirilmek istenmektedir.

3- Radar sistemlerini geliştirmek.
4- Çok geniş bir alanda ABD ordusunun haberleşmesini sağlamak.
5- Cray ve EMass süperbilgisayarlarının yardımı ile yer altının tomografik haritasını çıkarabilmek.
6- Petrol, doğalgaz ve mineral yataklarını tespit etmek.

7- Cruise füzesine benzer alçak irtifadan uçan füze ve hava araçlarını havada imha etmek. Sadece bunları yapması bile projenin ne kadar ileri bir seviyede olduğunu gösterir ki HAARP projesi karşıtı bilim adamları bu açıklamaları buzdağının görünen yüzü olarak değerlendirip, gerçeğin aslında çok farklı olduğunu dile getirdi.

8 | 100

ELF DALGASININ TEHLİKESİ NEDİR?
HAARP projesinde, güçlü vericilerin yaklaşan bir hava aracını algıladığı anda otomatik olarak kapandığı söylenmektedir. Gerçekte ise, HAARP tarafından yayınlanan ELF dalgaları üst atmosferin 'ayna' yansıtıcısına zıplamakta ve sonra da yeryüzüne geri dönerek HAARP vericilerinden binlerce mil ötedeki yerlere çarpmaktadır.

9 | 100

HAARP TESİSİNİN EN ÖNEMLİ CİHAZI
HAARP projesinin en önemli ve en meşhur cihazı, iyonosferik araştırma aracıdır. Bu cihaz, yüksek frekans bandında çalışan yüksek güçlü bir radyo vericisidir. Cihaz ile iyonosferin limitli bir bölgesi uyarılabilir. IRI adı verilen bu cihazlar ile iyonosferi anten gibi kullanarak düşük frekanslı elektromanyetik dalgalar yaratılabilir ve zayıf kuzey ışıkları benzeri parlamalar elde edebilir.

10 | 100

DEPREM ARTIŞLARI TESADÜF MÜYDÜ?
Dr. Peter Beter, Rusların 1977 yılında Filipinler'in çevresindeki denizlerin derinliklerindeki çukurlara fizyon fizyon süper bombaları yerleştirdiğini belirtti. Dr. Beter, Filipinler'in dev Pasifik Tektonik Tabakası'nda "anahtar kara" pozisyonunda olduğuna inanıyordu, iddiaya göre Rusya zaten daha önceden Pasifik Okyanusu'nun diğer bölgelerine depreme yol açabilecek güçlü denizaltı silahları yerleştirdi. Dr. Beter, kasıtlı olarak yapılan şeyin, gerilimin yüksek seviyelere ulaşabileceği Filipinler hariç, Pasifik tabakasındaki gerilimi azaltmak için olduğuna inanıyordu.

Bu teknik 1976'daki Tangshan depreminde kullanılmış mıydı? Washington Post'un 30 Ocak 1981 baskısında, 1979 yılında dünyada 56 önemli deprem olduğu ve 1980 yılında yıllık rakamın 71'e yükseldiği yazıldı. Tesadüfi bir şekilde, 1980 yılında hem Rusya, hem de Birleşik Amerika'daki ELF vericilerinde bir artış oldu.

11 | 100

HAARP ASKERİ BİR PROJE MİDİR?
ABD Hava Kuvvetleri ile donanması HAARP'ı birlikte idare etse bile, yetkililer HAARP'ın askeri amaçlar için tasarlanmadığını söylemektedir. Ayrıca üniversitelerin birliği tarafından geliştirilen bir araştırma tesisi olduğunu savunurlar. HAARP projesinin resmi sitesinde yer alan bilgilere göre, iyonosferik araştırmalar ile ilgili şu açıklama yapıldı. ''Teknolojik inovasyonların keşfedilmemiş potansiyeli bizlere yer altındaki objelerini tespit etme ile denizin ya da yerin derinlerinde iletişim kurabilmemiz konusundaki uygulamaları tavsiye etmektedir.'' denilerek projenin meşrulaştırılması istenmiştir.

Kaynak: Fikriyat.com

12 | 100

HAARP İLE UÇAK DÜŞÜRMEK MÜMKÜN MÜ?
ABD ile İran arasında yaşanan yüksek gerilim, İran'da düşen Ukrayna Havayolları'na ait Boeing uçağı ile ilgili iddiaları da beraberinde getirdi. İran'da düşen ve içerisinde bulunan 176 kişinin tamamının öldüğü uçağın, ABD tarafından HAARP ile düşürüldüğü iddiası sosyal medyayı salladı.

13 | 100

Uzmanlar HAARP ile radyofrekans dalgaları yoluyla uçak düşürebilmenin mümkün olabileceğini söyledi.

14 | 100

İŞTE ÜLKELERİN GİZLİ SİLAHLARI
Rusya'nın Japonya'ya 1905 yılında ağır bir şekilde kaybettiği savaşın ardından, Dünya devletleri tarafından Japonya büyük bir güç olarak görünmeye başlandı. Birinci Dünya Savaşı'nda İtilaf Devletleri tarafında yer alan Japonya, Versay'da yok sayılmasının ardından bulunduğu tarafı değiştirdi

15 | 100

1930'lardan itibaren Nazi Almanyası'nın müttefiki olan imparatorluk, Pasifik'te saldırgan bir tutum göstermeye başladı. Bu durum, daha ilerleyen zamanlarda Birleşik Devletler ile anlaşmazlığa düşmesine sebep olarak, imparatorluğun çökmesine kadar gidecekti.

16 | 100

Hem endüstriyel olarak, hem de teknolojik olarak daha üstün bir düşman ile karşı karşıya olduğunun farkında olan Showa Japonya'sı, hızını arttırmaya karar verdi. Bu amaç için de Japon İmparatorluk Ordusu, özellikle intihar saldırılarına yönelik, gelişmiş geleneksel silahlar ile donatıldı. Öyle ki, bu silahların arasında biyolojik ve kimyasal savaş silahları da bulunmaktaydı. Japon askeri planlamacılarının Cenevre Protokolü'nü önemsemedikleri ve hatta yasaklanan silahları özellikle etkili buldukları da söylenmekte.

17 | 100

FU-GO BALON BOMBALARI
Japonya, WWII, İkinci Dünya Savaşı, gizli, silah, savaş
Naziler V2 roketlerini İngiliz Kanalı üzerinden ateşlerken, Japonlar da kendi "intikam silahlarını" üretmekteydiler. Askeri tasarımcılar, kıtalar arası füze geliştiremediklerinden dolayı, balon bombaları fikrini kullanmayı tercih ettiler.

18 | 100

Bu fikrin çalışabilmesi için, Birleşik Devletler'e doğru jet rüzgarları üzerinden yaklaşık olarak 8.000 km boyunca ilerleyecek, yangın bombaları ile donatılmış balonlar üretildi. Bu silahların amacı, Kuzeybatı Pasifik bölgelerinin üzerinde patlayarak, büyük çaplı orman yangınları çıkartmak ve böylelikle Birleşmiş Devletler'in sahip olduğu insan gücünü bölmek idi.
A.B.D. hükümeti, bu balonlarla ilgili haberleri, düşmanı cesaretlendirmemek adına gizli tuttu ve A.B.D. halkı ancak savaş bittikten sonra balonlardan haberdar oldular.

19 | 100

Sen Toku Class Mega Sub (denizaltı)
Japonya, bu devasa savaş araçlarından savaş sırasında üç tane üretti ve bu araçlar, geleneksel şekilde enerji üreten en büyük denizaltı rekorunu ellerinde tutmaktalar.

20 | 100

Japonya'nın Pasifik Okyanusu egemenliği planını desteklemek amacını taşıyan bu denizaltılar, Panama Kanalı'na saldırmak için üretilmişlerdi.
Denizaltılar, üç adet Aichi M6A1 uçağı veya 800 kg'a kadar bomba taşıyabiliyordu. Uçaklar, ön kulede yer alan mancınıklarla havalanmaktaydı ve yüzeye çıktıktan sonra 45 dakika içinde harekede geçebiliyorlardı.

21 | 100

Bu denizaltılarda Almanlar'dan ilham alınarak üretilen ve radar ile sonar sinyallerini emen kalın, lastik benzeri bir kaplama da bulunmaktaydı. Savaş, bu denizaltılar kullanılamadan sona erdi ve 1946'da I-400 A.B.D.'ye teslim edilerek Hawaii açıklarında batırıldı.

22 | 100

UNİT 731 VE BİYOLOJİK SİLAH KULLANIMI
1937'den savaşın sonuna kadar, Japonlar pek çok biyolojik silah üzerinde araştırma yaptılar. Bu silahların arasında basil bombası ve veba yaymak için kullanılan pire bombaları da bulunmaktaydı. Japon İmparatorluk Ordusu'nun Unit 731 adlı bölümü, gizli bir şekilde biyolojik ve kimyasal savaş araştırma ve geliştirme bölümü olarak görev almaktaydı ve pek çok hastalığı, insan denekler üzerinde test etmekteydi. Japon askerleri, bu bombaları kullanarak özellikle Çin'de pek çok bölgeye saldırdılar.

23 | 100

California State Üniversitesi'nde görev alan tarihçi Sheldon H. Harris'in söylediğine göre, deneyler sırasında 200.000'den fazla Çinli hayatını kaybetti. Ayrıca Harris'in çalışmasına göre, savaşın sonlarına doğru hastalıklı hayvanlar serbest bırakılarak, Harbin bölgesinde 1946 ile 1948 yılları arasında en az 30.000 kişinin hayatını kaybetmesine sebep oldu. Bazı Japon araştırmacılar bu sayılara karşı çıkmaktalar ancak kesin bir sonuca ulaşmak pek kolay değil.

24 | 100

Tarihçi Antony Beevor'un söylediğine göre, Japonlar bu silahları Pasifik'teki Amerikan askerlerine karşı kullanmayı ve hastalık taşıyan balon bombalarını ABD'ye göndermeyi planlıyorlardı. Hatta 1945 yazında, hastalık taşıyan pireleri San Diego üzerine bırakacak bir kamikaze planı da bulunmaktaydı.
Ayrıca, Unit 731'in komutanlarının, A.B.D. ordusu ile biyolojik savaş sırlarını paylaşma karşılığında dokunulmazlık hakkına kavuştuklarını da belirtmekte fayda var.

GÜNÜN DİĞER GALERİLERİ İÇİN TIKLAYIN
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.