");background-repeat:no-repeat;background-position:center center}.today-headline-widget .swiper-button-next svg,.today-headline-widget .swiper-button-prev svg{filter:brightness(0);-webkit-filter:brightness(0)}.today-headline-widget .swiper-button-next{right:5px;background-image:url("data:image/svg+xml;utf8,");background-repeat:no-repeat;background-position:center center}.all-headline-btn{border-radius:4px;background:rgb(255 255 255 / .2);display:block;padding:6px 8px;color:#fff!important;font-size:12px;font-family:var(--system-font);font-weight:700;margin-bottom:16px;transition:.3s;text-align:center;text-decoration:none!important}.all-headline-btn:hover{background:#fff;color:#003783!important}@media (min-width:768px){.today-headline-widget{margin:0 0 20px}.today-headline-widget .title{text-align:left}.d-md-none{display:none!important}.d-md-block{display:block!important}.d-md-flex{display:flex!important}}.today-headline-slider{display:flex;overflow:hidden}.today-headline-slider .swiper-wrapper{display:flex}.newsInnerWidget{width:309px;height:404px;margin:0 6px 16px 0;float:left;position:relative}.newsInnerWidget a.bn{width:20px;height:100%;position:absolute;top:0;left:0}.newsInnerWidget a.bn.next{background-position:-48px center;left:auto;right:0}.newsInnerWidget a:hover.bn{opacity:.8}.newsInnerWidget .main{width:270px;height:381px;margin:20px 20px 0;position:relative;overflow:hidden}.newsInnerWidget .main ul{width:100%!important;display:inline-block}.newsInnerWidget .main ul li{width:100%;height:376px;display:inline-block;position:relative;float:left}.newsInnerWidget .main ul li a{width:100%;height:200px;display:inline-block;margin-bottom:53px;font-size:15px;color:#444;line-height:22px;overflow:hidden}.newsInnerWidget .main ul li a .before,.newsInnerWidget .main ul li a:before{position:absolute;bottom:20px;right:20px;font-family:var(--system-font);font-weight:500;font-size:14px;color:#444;font-style:normal}.newsInnerWidget .main ul li p,.newsInnerWidget .main ul li strong{float:right;font-size:15px;color:#444;line-height:22px;overflow:hidden}.newsInnerWidget .main ul li strong{display:block;float:right;font-family:var(--system-font);font-weight:700;font-size:18px;color:#005a9f;font-weight:400;line-height:normal}.newsInnerWidget .main ul li p span{color:#45a7c9}.newsInnerWidget .main ul li a:hover,.newsInnerWidget .main ul li a:hover .before,.newsInnerWidget .main ul li a:hover p,.newsInnerWidget .main ul li a:hover span,.newsInnerWidget .main ul li a:hover strong,.newsInnerWidget .main ul li a:hover:before{color:#9f0000;text-decoration:none;cursor:pointer}.newsInnerWidget .main ul li img{border-radius:4px 0 0 4px}.newsInnerWidget.big{width:100%!important;height:auto!important;margin:0 0 16px;float:none}.newsInnerWidget.big .main{width:100%!important;height:auto!important;margin:0}.newsInnerWidget.big .main ul{margin-bottom:0}.newsInnerWidget.big .main ul li a{width:100%;margin-bottom:0;height:auto;display:block;padding-left:208px;box-sizing:border-box;background-color:#fff;min-height:110px;border-radius:4px;border:1px solid rgb(78 78 78 / .1);overflow:hidden}.newsInnerWidget.big .main ul li a .media-caption{display:none}.newsInnerWidget.big .main ul li:hover a:before{background-color:#9f0000}.newsInnerWidget.big .main ul li{width:100%;height:auto;box-sizing:border-box;padding:0}.newsInnerWidget.big .main ul li strong{margin-top:10px;margin-right:60px;float:left;color:#4e4e4e}.newsInnerWidget.big .main ul li p{width:270px;margin:0 14px 0 0;display:none}.newsInnerWidget.big .main ul li img{width:195px!important;height:110px!important;position:absolute;top:0;left:0}@media (max-width:767px){.newsInnerWidget.big .main ul li img{width:120px!important;height:68px!important}.newsInnerWidget.big .main ul li a{min-height:67px;padding-left:130px;position:relative}.newsInnerWidget.big .main ul li a:before{display:none}.newsInnerWidget.big .main ul li strong{margin-top:10px;margin-right:10px;font-size:18px;line-height:1.3;max-height:49px;overflow:hidden}.billBoardFrame.custom-250,.bandReklam,.billBoardFrame,.row .sub-board-frame,.advert{background:#ebebec}.row .sub-board-frame,.row .advert,.row .billBoardFrame{padding:0}.adwrap,.ad-control-left,.ad-control-full,.advert{margin-left:-16px;margin-right:-16px;background:#ebebec}.ad-control-full{width:auto!important}.imgListCover .billBoardFrame.custom-250{width:calc(100% + 20px);margin:0 -10px}.infinitegallery .galleryInfinite{margin-bottom:0;overflow-x:hidden}.row .sub-board-frame,.row .advert,.row .billBoardFrame{padding:0;background:#ebebec}.row .advert,.row .billBoardFrame{margin-left:-10px;margin-right:-10px;width:calc(100% + 20px)}.container-fluid .row .advert{margin-left:-20px;margin-right:-20px;width:calc(100% + 40px)}.column-right-sticky .advert{margin-left:-26px;margin-right:-26px}.hidden .advert,.hidden .cornerstickTopLevel,.hidden .adwrap{position:relative;z-index:1!important}}@media print{@page{margin:0}body{margin:0}*,:after,:before{max-width:100%!important;color:#000!important;text-shadow:none!important;background:none!important;box-shadow:none!important;padding-right:0!important};a,a:visited{text-decoration:none}a[href]:after{content:""}abbr[title]:after{content:" ("attr(title) ")"}blockquote,pre{border:1px solid #999;page-break-inside:avoid}thead{display:table-header-group}img,tr{page-break-inside:avoid}img{max-width:100%!important}.btn>.caret,.dropup>.btn>.caret{border-top-color:#000!important}.label{border:1px solid #000}.table{border-collapse:collapse!important}.table td,.table th{background-color:#fff!important}body>*:not(.main-header,#infContentCover),.billBoardFrame,.header-bottom,.header-top,.header-middle-content>*:not(.takvim-logo),.article-header.detail-header>*:not(.detail-spot,.detail-title),.galleryItem>*:not(.fancybox,p,h1,h2,h3,h4,h5,h6),.modal-closing-btn,.infinitegallery .galleryInfinite>*:not(.article-header,.column-left),.topDetail.detail-wrapper .imgList>*:not(.galleryItem),.ad-control-full,.bandReklam,.webLink,.legal-warning,.col-12.col-lg-4.detail-right,.advert,#cornerstick,.ad-control-left,.ad-control-right,.mobile-menu,.breadcrumb,.detail-info-wrapper,.today-headline-widget,a[href]:after,.header-top,.navbar,.ContentRelation,.Textlink{display:none!important}.main-header{position:relative!important;margin-bottom:0}.takvim-logo img{filter:drop-shadow(1px 1px 1px #000)}.infinitegallery .column-left{flex:0 0 auto;width:100%}.container{max-width:100vw!important;width:100vw!important}.galleryItem>a.fancybox{width:80vw;display:block}.galleryItem>a img{width:100%}.infinitegallery .galleryInfinite{padding-bottom:10px}.galleryItem{margin-bottom:10px;padding-bottom:10px}}.bik-bant{position:absolute;left:0;top:0;padding:6px 10px;font-size:14px;background:#ad090f;color:#fff;z-index:2;font-family:var(--system-font);font-weight:500;pointer-events:none}
Küresel siyasete yön veren ailelere baktığımızda karşımıza ilk çıkan ilk isim: Rockefeller. Bu ailenin sırlarla dolu geçmişi ve bu güce nasıl eriştikleri de herkes tarafından merak ediliyor. İşte tarihin en karanlık ailesi Rockefeller'ların merak edilen geçmişi.
Rockefeller ailesi, kendi emeğiyle zengin olmuş bir aile değil. Duluth, Mesaba ve Northern demir yollarına sahip olmaları, başka insanların parasını çalarak mümkün oldu. Demir yollarının esas sahipleri 1911 yılında rayların inşasını bitirdiğinde, istasyonları yapmak için paraya ihtiyaçları vardı ve Rockefeller ailesi bunun için bağışta bulundu. Ancak iki ay sonrasında, Rockefellerlar parayı 24 saat içerisinde geri istediğini söyledi ve demir yolu sahipleri bu parayı ödeyemeyince demir yollarının kontrolü ederinin çok altında bir ücrete Rockefeller ailesine geçti…
AMERİKA'DA DOĞAN İMPARATORLUK
Rockefeller ailesi 1800'lü yılların ortalarında John D. Rockefeller tarafından kuruldu. John D. Rockefeller bir şirkete muhasebeci olarak girdi, kısa süre içerisinde sivrilerek muhasebeci olarak girdiği şirketin ortağı oldu. Sonrasında bir arkadaşı ile birlikte Clark and Rockefeller Co. ismindeki ilk şirketini kurdu. Şirket Amerikan iç savaşı esnasında büyüdü ve gelişti. Savaş esnasında petrolün önemini ve ileride çok değerli bir maden olacağını sezinleyen John D. Rockefeller , 1863 yılında efsanevi petrol şirketi Standart Oil'i kurdu. Kardeşi William ile birlikte Amerikan petrol piyasasının tek hâkimi olmayı amaçladı. Çeşitli yollarla petrolün trenlerle taşınması noktasında en uygun tarifeyi elde etti. Rakip petrol firmalarının petrolü taşıyamamaları için demir yolu şirketlerine tazminatlar ödedi.
1874 yılında Cleveland'daki 26 bağımsız rafinericiye, kendisiyle birleşmesini önerdi. Yirmi bir rafinerici bu öneriyi kabul etti. Birlikte National Rafinery Association'u kurdu. Kısa süre sonra demiryollarını da sahiplenen Rockefeller, böylece 10 yıl içinde birçok petrol kuyusu işletmecisini kendisine bağladığı gibi rakiplerini de aynı fiyatla petrol satmaya zorlayarak iflas etmelerine yol açtı.
Suikaste kurban gitme korkusuyla evlerinde dâhi onlarca koruma barındıran aile, Amerikan tarihine bir leke olarak düşen pek çok uygulamanın sahibi. 1896 yılında suikaste uğradı ve bundan sağ çıkmayı başardı. Bu arada petrol çıkarma ve taşıma işlerinde yenilikler yaptı. 1982'de Amerika'nın ilk gerçek milyoneri oldu.
HER ÇALIŞANIN KENDİ DEĞERİ KADAR MAAŞ ALMASI
1882 içinde "Standard Oil Trust" kuruldu. Petrol alanında ABD'nin en büyük şirketler topluluğu idi. Petrol çıkarılmasında yeni teknikler geliştirilmesini sağladı. Gazyağı fiyatlarının yüzde 80 aşağı çekerek aynı işi yapan rakiplerinin iflas etmesini sağladı.
John D. Rockefeller, altında çalışan işçilerin ne durumda olduğuyla pek az ilgilendi ve o dönemde tüm halkın bu durumdan haberi vardı. Harvey Pratt Judson, 1913 yılında aile adına yaptığı bir açıklamayla, Rockefellerlar'ın asgari bir ücrete karşı çıktığını, her çalışanın kendi değeri kadar maaş almasını uygun gördüklerini belirtti. Bu ücretler işçilerin yaşamını sürdüremeyeceği kadar düşük olsa bile...
Rockefeller'in sınır tanımaz zengin olma hevesleri dizginlenemedi. Ama kendisine karşı rakiplerinin açtığı basın kampanyaları sonucu 1911 yılında ABD Yüksek Mahkemesi, Standard tröstünün bir tek kişinin tekelinde olmasına son veren yasayı uygulamaya koydu.
ABD'DE ÜRETİLEN PETROLÜ TEK BAŞINA KONTROL EDİYORDU
Aynı yıl ABD'de üretilen petrolün yüzde 64'ünü tek başına kontrol ediyordu. Anti-Trust yasasının uygulanması ile birlikte Standard şirketi parçalandı ve 34 şirket ortaya çıktı. Ama en büyükleri 6 kız kardeş olarak isimlendirilen "Conoco" adını alan Continental Petrol, "Amacon" adını alan İndiana Standard, "Chevron" adını alan Kaliforniya Standard, "Exxon" adını alan New-Jersey Standard, "Mobil" adını alan New-York Standard, "Sohio" adını alan Ohio Standard idi.
LUDLOW KATLİAMI VE YALAN HABERLER
Aile, Amerikan tarihine bir leke olarak düşen pek çok uygulamanın sahibiydi. Bunlardan birisi de Ludlow katliamıydı. Lodlow madencileri 1914 yılında çok zor şartlar altında çalışıyorlardı. Madende çalışmak çok tehlikeliydi ve işçiler emeklerinin çok çok altında ücretlere çalıştırılıyordu. Üstelik ödemeler Amerikan dolarıyla yapılmıyor, verilen para yalnızca madenci kamplarında bulunan dükkânlarda harcanabiliyordu. Kısacası madenciler yaşamsal ihtiyaçlarını yalnızca madenin sahibi olan Rockefeller Jr.'dan satın alabiliyorlardı.
İnsanlık dışı şartlar altında çalıştırılan madenciler bir süre sonra grev kararı aldı ve Rockefeller Jr. bunun üzerine eli silahlı adamlarını devreye sokarak işçileri madende çalışmaya zorladı. Madenci aileleri evlerinden çıkarılarak bir çadırda yaşamak zorunda bırakıldı ve çadır bir gece makineli silahlarla tarandıktan sonra ateşe verildi. Olayda 2 kadın ve 11 çocuk yaşamını yitirdi.
Ludlow katliamında hayatta kalmayı başaran madenci aileleri, Rockefeller Jr.'ın adamları tarafından öldürüleceklerini düşündükleri için korku içinde yaşamaya başladılar. Madencileri destekleyen bir isim olan Don MacGregor, madene yaptığı bir ziyarette kadın ve çocukların bir yabancı gördüklerinde nasıl korkuyla kaçıştıklarını anlatır. Ludlow katliamından sonra aile, bir reklamcı tuttu ve ailelerinin Amerika'ya getirdiği faydaları yazan bir ticaret dergisi başlattılar. 1915 yılında Hearst Press ile anlaşan aile, kendileri hakkında yüceltici makaleler yayımlattılar ve onlara karşı çıkan herkesi susturdular.
YÖNLENDİRİLMİŞ EĞİTİM
John D. Rockefeller Jr., 1915 yılında ailesine ait madenlerden bir tanesini ziyaret etmek üzere Colorado'ya gitti. Madeni gezdikten sonra gece vakti dönemeyecek kadar yoruldu ve geceyi maden yöneticilerinden birinin kulübesinde geçirmeye karar verdi. Rockefeller Jr., günde 12 saat çalışmalarına rağmen ailenin oldukça kötü şartlar altında yaşadığına şahit oldu. Ertesi gün madene geri dönen Rockefeller Jr., madencilerden oldukça kötü muamele gördü ve madeni terk etti.
John D. Rockefeller, halkın zihnini kontrol etmek için yüksek öğrenim kurumlarına büyük bağışlar yaptı. Aileye ait Rockefeller Vakfı, öğrencilere "güvenli ve muhafazakâr bir eğitim" sunmayı kabul eden akademisyenlere bağışta bulundu ve Rockefeller İmparatorluğu'na faydalı olacak düşünceleri yaymayı kabul eden profesörlerin maaşlarına zam yaptı.
BENZİN FİYATLARINA GELEN AŞIRI ZAMLAR
1916 yılında servetine servet katmakta olan ailenin kazançları nasılsa vergilerden muaftı. Kaldı ki o dönemde ailenin parasını yönetmekte olan John D. Rockefeller, bağışlanması beklenen paraların tümünü kendi çıkarları için kullanıyor, böylece en basit anlamıyla vergi kaçakçılığı yapıyordu.
Amerikan Meclisi, 1916 yılında John D. Rockefeller'dan benzin fiyatlarına gelen aşırı zamlara bir açıklama getirmesini istedi. Sorgulanmaktan rahatsız olan Rockefeller'ın verdiği cevap ise, bunun bir arz-talep meselesi olduğuydu. Bu dönemde gazeteler, Rockefeller ailesinin bu mağdur tavrını iğneleyici yazılarla eleştirdi. "Dürüst bir adamın dertleri" adı verilen meşhur bir yazıda, meclisin Rockefeller ailesinin üstüne gelmemesi ve ailenin yükünü azaltması gerektiği yazılarak Rockefellerlar'ın acımasız politikaları eleştirildi. Aile şu an dünyanın en zengin ve en nüfuzlu ailesi olarak gösteriliyor.
ŞİRKETLERİ VE KONTROL ETTİĞİ SERVET
101 yaşında ölen David Rockefeller, ölünce 912 milyon dolar servet bıraktı. Böylece insanlık tarihinin en zenginleri listesinde birinci oldular. Rockefeller Ailesi, John Davison Rockefeller'in ölümünden sonra da gelişmeye devam etti. Aile bankacılığa el attı ve Chase Manhattan Bank ile bankacılık sektörüne girdi ve ABD'de dev haline geldi. Banka daha sonra ünlü yatırım devi J.P Morgan ile birleşerek J.P Morgan and Chase adını alsa da kontrolü Rockefeller Ailesi'nde kaldı.
Sadece finans ve para piyasasında kalmadılar. Petrolden endüstriye çok geniş bir alana yayılmış ve oldukça güçlü bir sermayenin sahibi olmuşlardır. Özellikle petrol alanında tam bir dev ve tröst haline gelmişlerdir ve Amerika'nın en önemli petrol şirketleri onların elindedir.
Aile tüm bunların yanı sıra birçok yardım kurumu ve binlerce vakıf açtı. Kendi mal ve gelirleri bu vakıflar ve emanetçi kuruluşlar aracılığı ile yönetiliyor. Bunun nedeni ise ABD'de vakıflardan hemen hemen hiç vergi alınmaması. En bilinen yardım kuruluşları Chicago Üniversitesi, Tıp Araştırma Enstitüsü en ihtişamlı yapılan New York'taki ünlü Rockefeller Center'dır.
Halen Exxon-Mobile, Chevron, Citi Group, J.P Morgan and Chase en çok bilinen ve tanınan Rockefeller Ailesi şirketleridir. Aile'nin Beyaz Saray için stratejiler hazırlayan ve ABD'nin en önemli thik-tank kuruluşlarından birisi olan Rockefeller Vakfı adıyla bir vakıfları da bulunmaktadır.
Rockefeller Ailesi'nin kontrol ettiği para konusunda kesin bir tahmin yapılamamakla birlikte 5 ila 15 trilyon dolar civarında bir rakam söz ediliyor. Rockefeller Ailesi'nin sadece New York'ta bir trilyon dolarlık gayrimenkulü olduğu biliniyor.
DÜNYAYI YÖNETEN AİLE ROTHSCHILD
Çoğu kişi Rothschild ailesinin adını bile bilmez. Ailenin geçmişi 16. yüzyıla dayanıyor. Aile İngiliz Kraliyet Saraylarında kralın yaverliğini yapan bir aile olarak ortaya çıkıyor. Bu ailenin adı, ne Forbes dergisinin düzenlediği ''Yılın Zenginleri'' bölümünde yer alır, ne de dünya jet-sosyetesinin partilerinde geçer. Ancak birçok ülkenin diplomatı bu ailenin adını duydukları zaman beş dakika durmak zorundadır. Çünkü bu aile dünya tarihi sahnesinde 1590 yılından beri vardır ve dünya, bu Yahudi ailesinin çok gizli faaliyetleri neticesinde bugünkü şeklini almıştır.
Rothschild, İngiliz Kraliyet Saraylarında kralın yaverliğini yapan bir aile olarak ortaya çıkıyor. Rothschild'ler, 18. yüzyılın sonlarından başlayarak Avrupa'nın çeşitli merkezlerinde bankalar kuran Alman kökenli Yahudi bir aile. Rothschild ailesi Yahudi topluluklarının en üst organı sayılan ve Yahudi İhtiyar Meclisi'nin günümüzdeki devamı olarak bilinen Yahudi Ajansı Kurulu'na yöneticilik yapmış ve gücünü elinde bulunduran yapıdır, bu kurul resmi bir oluşum.
Rothschild ailesinin bugün 1000-1500 civarında ferdi olduğu bilinmektedir. Bu aile fertlerinin her biri, dünyanın gelişmiş ya da gelişecek olan ülkelerinde, çok derin faaliyetler sürdürmek üzere dağılmışlardır. Dünyada olan her siyasi ve ekonomik gelişmeyi, İsrail devletinin çıkarlarına uygun düşecek şekilde düzenlemek en kutsal görevleridir.
SAVAŞA GİREN DEVLETLERE FAİZLE BORÇ VERMEK
Kralın izlemesi gereken siyaseti ve dış politika stratejilerini bu aile belirliyor. Sadece bununla da yetinmeyip kraliyet saraylarındaki tüm ihaleleri kazanarak bu ihaleleri başarıyla sonuçlandırıp, hatırı sayılır bir servetin de sahibi oluyorlar. İngiliz saraylarındaki kariyerleri sayesinde kolayca kazandıkları astronomik paralarla tarihin ilk bankacılık faaliyetini gerçekleştirip, İngiliz çiftçilerine de astronomik faizlerle tarım kredisi vermeye başlıyorlar ve 50 sene geçmeden neredeyse İngiltere devletinden daha zengin bir hale geliyorlar.
Rothschild ailesi Avrupa'daki tüm imparatorlukların saraylarında söz sahibi oldu. Sadece İngiltere'de değil, Avrupa'nın dört bir yanında tarımla uğraşan insanlara yüksek faizle kredi vererek, altın ve gümüş komisyonculuğu yaparak servetlerini iyice büyütüyorlar. Ekonomik gücü, aklın ve mantığın sınırlarını zorlamaya başlayan Rotschild ailesi, daha da karanlık ve karlı bir işe girişiyor. İşin adı "Savaşa giren devletlere faizle borç vermek."
Bunun ilk icraatını İngiltere-Fransa savaşında gerçekleştiriyorlar. İngiltere'ye savaşa girmesi için faizli borç olarak 35 ton altın veriyorlar. İngiltere, Fransa karşısında yeniliyor ve Rothschild ailesine olan borcunu ödeyemiyor. Borcun oluşturduğu mükellefiyetten dolayı, İngiliz Merkez Bankası yani Bank of England Rothschild ailesine devrediliyor. Rothschild ailesi İngiliz devletinin bu devretme işlemini bir şartla kabul ediyor: İngiliz sterlinini kendilerinin basması şartı. İngiliz hükümeti bu şartı o dönemde kabul etmek zorunda kalıyor ve İngiliz sterlinini basma yetkisi bu Yahudi ailesine veriliyor.
Rothschild ailesinin en büyük girişimi ise İngiltere ile Amerika'daki kolonilerin savaşı olmuştur. Savaş sırasında Rothschild ailesi çok gizli bir biçimde Amerikan kolonilerini desteklemiştir. Amerika'nın İngiltere'ye karşı direnişini yöneten kişilere yüklü miktarda silah yardımı yapılmış, İngiltere'nin bu savaşta yenilmesinin sağlanacağı garanti edilmiş ve karşılığında, kurulacak olan Amerika devletinin resmi para birimini basma yetkisi istenmiştir.
AMERİKAN KOLONİLERİNİN BAĞIMSIZLIĞINI GARANTİLEMEK
İngiltere ile savaş konusunda çok umutsuz olan başkan Washington ve ekibi bu teklifi hiç düşünmeden kabul etmiştir. Aile böylece günümüzde tüm dünyada çok popüler olan Amerikan dolarını basma yetkisini elde etmiştir.
Savaşı Amerikan kolonileri kazanmış ve İngiltere Amerika'dan elini ayağını çekmek zorunda kalmıştır. Savaştan yenik çıkan İngiltere bu sefer Amerika'ya yardım ettiği için Fransa'ya saldırmıştır. İngiltere, bu savaşa Rothschild ailesinin kendilerine finansal destekte bulunacağına güvenerek girdiyse de Rothschild ailesinden umdukları desteği bulamamışlardır. Rothschild ailesi el altından Fransa'yı destekleyerek Amerikan kolonilerinin bağımsızlığını garantilemek istemiştir.
Bir taraftan da İngiliz borsası üzerinde spekülasyona girişmiştir. İngiltere-Fransa savaşı sırasında borsada müthiş bir hareketlenme olmuş ve borsada oynayan halk, savaşı kazanacaklarını düşünerek girişimlerini arttırmışlardır. Bunu fırsat bilen Rotschild ailesi ''İngilizlerin savaşı kazandığı'' iddiasını ortaya atarak İngiliz halkının her şeyini borsaya koymasını sağlamıştır.
Ancak, generaller ve ordudan geriye kalanlar yurda döndüğünde, İngiltere'nin savaşta kaybettiği ortaya çıkmıştır. Borsa anormal derecede yükselmiş ve böylece kağıtları elinde tutan Rothschild ailesi bu ticaretten en karlı çıkan isim olmuştur. İngiliz tarihçilerin ''Kara eylül'' diye nitelendirdiği bu olay ile Rothschild ailesi adeta İngiltere devletinin mülkiyetini ele geçirmiştir.