Gösterilerin başladığı 2011 yılından beri Tunus'ta her şey süt liman değildi elbette. Zeynel Abidin bin Ali sonrasında ülkede birçok krize, hatta siyasi suikastlara tanık olundu. Eski bürokratik yapıların yönlendirmesiyle siyasi süreç baltalandı, hükümetler kuruldu ve devrildi. Ancak Tunus kamuoyu ve siyaseti birçok uluslararası yorumcuyu şaşırtacak şekilde bu krizlerin üstesinden gelebildi. Özellikle güvenlik sektöründe yaşanan reform ve değişim, provokasyonların ve terör saldırılarının önüne geçilmesinde etkili oldu.
Haziran 2019'da başkent Tunus'ta gerçekleşen terör saldırıları da bu süreci baltalamaya yetmedi ve nihayet geçiş sürecinin ardından yeni Anayasanın kabulü ve seçimlerin ardından hükümet kuruldu. 2019 yılında yapılan meclis ve cumhurbaşkanlığı seçimleri ülkenin geçiş dönemini tamamladığı ve yeni sisteme barışçıl bir şekilde adım attığının ilk işaretleri oldu. Bu seçimlerde Nahda yüzde 20'ye yakın bir oy alarak birinci parti oldu.
Cumhurbaşkanı Kaid es-Sibsi'nin hayatını kaybetmesi dolayısıyla yapılan cumhurbaşkanlığı seçimlerini de bir hukuk profesörü olan ve pratik siyasi tecrübeye sahip olmayan Kays Said, ilk turda yüzde 18, ikinci turda ise -Nahda'nın da desteğiyle- yüzde 72 oy alarak kazandı. Nahda hareketinin lideri Gannuşi de meclis başkanı seçildi. Bu sonuçlar halkın eski sistem ve aktörlerin tasfiyesini onayladığı anlamına geliyordu.