9 aydır uzay istasyonunda mahsur kalan iki astronot Butch Wilmore ve Suni Williams, ABD Havacılık ve Uzay Ajansı'nın (NASA) canlı yayımladığı yaklaşık 17 saatlik yolculukla Dünya'ya döndü.
288 GÜNDE NE HALE GELDİ
İki astronot Dünya'ya döndüğünde görünüşlerindeki büyük değişiklik dikkat çekti. Özellikle 59 yaşındaki Suni Williams'ın 288 günde geldiği hal görenleri şoke etti.
10 YIL YAŞLANMIŞ GİBİ
Williams bir yıldan kısa bir sürede on yıl yaşlanmış gibi görünüyordu. Uzayda geçirdiği zaman göz önüne alındığında bu hiç de uzak bir ihtimal değil.
Aylarca yörüngede kalmanın hem vücudunuz hem de beyniniz üzerinde aşırı yaşlanma gibi şok edici etkileri olduğu ortaya çıktı.
ASTRONOT WILLIAMS BAMBAŞKA BİRİ GİBİ DÖNDÜ
Williams'ın uzayda geçirdiği rekor sürede görünüşü tamamen değişti. Dünya'dan ayrılırken dalgalı kestane rengi saçları olan Williams, bembeyaz saçlarla döndü. Başta saçını boyatamadığı için bu hale geldiği düşünülse de gerçek boyadan çok daha ötesi.
2020 yılında yapılan bir araştırmada, stresin saçı beyazlatabileceği, adrenalin ve kortizolün saç köklerindeki melanin üreten kök hücrelerin tükenmesini hızlandırdığı bulundu.
Uluslararası Uzay İstasyonu'nda (ISS) mahsur kaldığı süre boyunca çekilen fotoğraf ve videolarda, Williams'ın saçlarını her zaman açık bıraktığı veya gevşek bir şekilde bağladığı görülüyor.
Bunun nedeni, mikro yerçekiminin vücut sıvılarını yukarı doğru kaydırması ve bunun sonucunda kafa derisindeki basıncın artmasıdır.
Astronotların suya erişimi de sınırlıdır, bu yüzden saçlarını durulama gerektirmeyen şampuanlarla folyo ve plastik su torbalarında yıkarlar. Saçların gevşek olması daha iyi havalandırma sağlar, tıkalı foliküller, kepek veya bakteri oluşumu olasılığını azaltır.
HER AY BİR YIL YAŞLANDILAR
Uzayda egzersiz yapma yeteneğine ve hatta gerekliliğine rağmen, Williams dünyaya döndüğünde gözle görülür derecede zayıf görünüyordu. Astronotlar bacaklarını, kalçalarını ve omurgalarını kullanmadıkları için kas kütlesini hızla kaybederler. Kemikleri kırılganlaşır ve her ay kemik kütlelerinin yüzde 1'ini kaybederler. Bu da Dünya'da bir yıllık yaşlanmaya eşdeğer. Kemikler de darbe alır çünkü astronotlar güneş ışığından D vitamini almazlar. ISS Dünya'nın ozon tabakasının üzerinde uçarken her türlü ultraviyole ışıktan korunur.
KALPTE PIHTI RİSKİ
Uzayda olmak kalbi de zayıflatır çünkü yerçekimine karşı kan pompalamak zorunda kalmaz, bu yüzden de eskisi kadar fazla çalışmaz. Bu nedenle kardiyak aritmiler astronotlar arasında oldukça yaygındır. Uzayda kan hacminiz azalır ve kanınızın akış şekli değişir; bazı bölgelerde yavaşlar ve bu da pıhtılara yol açabilir.
BACAKLARI İNCECİK! BİR DE TAVUK BACAĞI
Bazı astronotlar Uzay Uçuşu Venöz Trombozu adı verilen bir rahatsızlık yaşarlar. Sıvılar da kolayca aşağı inmez veya akmaz, bu da yüzünüzün şişmesine neden olabilir. Bacaklar ve ayaklar sıvı kaybettikçe kütle kaybeder ve daha ince görünür. Buna da "tavuk bacağı" adı verilir.
YÜRÜYEMEDİ, YİYEMEDİ, İÇEMEDİ…
Williams ve Wilmore sedyelerle kapsüllerinden indirildiler ve çoğu astronot Dünya'ya dönüş yolculuğunda yürümekte zorluk çektiler. İskeletleri ve kasları eskisinden daha zayıf olduğu için kan dolaşımındaki değişiklikler baş dönmesine, denge kaybı yaşamalarına neden olabilir.
Williams Dünya'ya döndüğünde gittiği haline göre oldukça zayıf görünüyordu. Astronotlar uzayda mide bulantısı veya iştahsızlık nedeniyle daha az yemek yeme eğilimindedir. Williams'ın uzayda mahsur kaldığı sırada çökük yanaklarıyla çekilmiş fotoğrafları endişeye yol açtı.
UYKU YOKSA BAĞIŞIKLIK DA YOK
Uluslararası Uzay İstasyonu'nda (ISS) bir astronot, telefon kulübesi büyüklüğündeki bir alanda, duvara bağlı bir uyku tulumunda uyuyor. ISS'deki nem, ısı ve karbondioksit seviyelerini sürekli olarak kontrol eden pompaların ve fanların gürültüsüyle mücadele etmek için kulak tıkacı takıyorlar. Astronotlar ayrıca günde 16 kez gerçekleşen gün doğumunun yarattığı parlak ışıklarla mücadele etmek için yüz maskeleri takıyorlar. BU yüzden de ciddi derecede uyku sorunu yaşıyorlar. Bu da bağışıklık seviyesi, hafıza fonksiyonu, kan basıncı üzerinde olumsuz etki yaratıyor.
10 KAT FAZLA RADYASYON VE KANSER RİSKİ
Uzayda uzun süre kalmanın belki de en tehlikeli etkisi, çeşitli kanser türleri ve Alzheimer gibi hastalıkların gelişme riskini artırabilen radyasyona maruz kalmaktır. Dünya'nın atmosferi ve manyetik alanı bizi yüksek radyasyon seviyelerinden korur; ancak uzaydaki astronotların böyle bir koruması yoktur.
Altı ay veya daha uzun süren bir göreve çıkan bir astronot, Dünya'da doğal olarak oluşan radyasyonun on katından fazlasını alacaktır.
GÜNDE 1 PAKET SİGARA İÇEN BİRİNİN DEĞİŞİMİ İLE AYNI
NASA'nın Houston'daki Lyndon B. Johnson Uzay Merkezi'nde beslenme bilimcisi olarak çalışan Scott M. Smith, "Gördüğümüz değişim düzeyi, günde bir paket sigara içen birinde göreceğiniz değişimle aynı" diyor.
Vücutta biriken sıvı, astronotların göz kürelerinin şeklini değiştirebilir ve görüşlerini zayıflatabilir, ciddi görme bozukluklarına yol açar.
VÜCUT SIVISININ YÜZDE 20'Sİ GİTTİ
Çoğu astronot uzayda vücut sıvılarının yaklaşık yüzde 20'sini kaybeder. Vücuttaki sıvılar mikro yerçekimiyle başa doğru kaydığı için astronotların vücutları çok fazla sıvı olduğunu düşünür ve fazla suyu atmaya çalışır. Bu nedenle astronotlara uzayda daha fazla su içmeleri tavsiye edilir.