EastMed Türkiye-AB ilişkileri, Kıbrıs meselesi ve Türkiye-Yunanistan ilişkilerini baltalarken, Doğu Akdeniz'de çatışma ihtimalini artırdı. Doç. Dr. İsmail Şahin, ABD'nin EastMed projesinden desteğini çekmesini değerlendirdi.
Bilindiği üzere Doğu Akdeniz'de meydana gelen keşiflerin ardından buradaki doğalgaz kaynaklarının hangi usulle Avrupa'ya taşınacağı gündeme gelmiş ve nihayetinde İsrail, Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) arasında 2 Ocak 2020 tarihinde imzalanan anlaşmayla Kıbrıs, Yunanistan ve İtalya'yı birbirine bağlayan bir boru hattının inşa edilmesi konusunda mutabakata varılmıştı.
Her ne kadar anlaşma iki yıl önce imzalanmış olsa da EastMed projesi, Rusya'nın Kırım'ı ilhakından beri gündemi meşgul ediyordu. Bu proje Avrupa'nın Rusya'ya olan enerji bağımlılığını azaltmayı ve böylece kıtanın enerji arz güvenliğini sağlamayı öngörüyordu. Bu konuda ısrarcı olan ABD idi. Zira Washington, Rusya'nın Avrupa Birliği'ne (AB) karşı doğalgaz bağımlılığını bir silah olarak kullandığını ileri sürüyordu. Bu yüzden Doğu Akdeniz gazını, Rusya-AB ilişkileri bakımından oldukça önemsiyordu. Ayrıca Doğu Akdeniz gazı üzerinden geliştirilecek yeni iş birliklerinin bölge ülkelerinin sınırlı olan ikili ilişkilerini genişletmesine yardımcı olacağını da varsayıyordu.