Türkiye'nin devrim niteliğinde kararlarından birisi de taşeronda çalışan işçilerin tamamını kamu kadrosuna almak olmuştu. Belediye şirketlerinde çalışanlar belediyelerde devlet kurumlarında çalışanlar ise kamu kurumlarında kadrolu oldular. Böylece kamuda 4D dediğimiz işçi kadrosundaki çalışan sayısı 700 bini geçmiş oldu. Taşerondan gelen işçilerle birlikte tüm kamu işçileri şimdi toplu sözleşme heyecanı yaşıyor.
Bakanlıklar, üniversiteler, hastaneler, il özel idareleri, demiryolları, şeker fabrikaları ve elektrik üretim santrallerinin de aralarında olduğu tüm kamu kurum ve kuruluşlarındaki 700 binden fazla işçiyi ilgilendiren 2021 Yılı Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolüyle ilgili 31 Mayıs'ta başlayan süreç devam ediyor. 2021-2022 dönemindeki zam oranları belli olacak ve işçilerin mali sosyal hakları belirlenecek.
Bunun için ilk görüşme yapılmış ve işçi tarafı tekliflerini sunmuştu. İşçi tarafı Türk-İş ve Hak-İş tarafından temsil ediliyor. İşçi sendikaları ilk görüşmede en düşük brüt ücretin 4 bin 800 liraya yükseltilmesi, 2021-2022 döneminde ilk 6 ay yüzde 20, diğer 6 aylar için enflasyon artı yüzde 3 refah payı talebinde bulunmuştu.
Bu teklif üzerine 8 Temmuz'da hükümet, işçilere brüt ücreti 3577-3750 lira arası olanlara 100 lira, brüt ücreti 3750- 4000 lira arası olanlara 60 lira seyyanen zam ile yılın ilk 6 ayı için yüzde 9, ikinci 6 ay için yüzde 5 artı enflasyon farkı teklif etti.
SÜREÇ NASIL İŞLİYOR
Daha önceki yıllarda olduğu gibi süreç iki tarafın ilk tekliflerini vermesiyle başlıyor. Genelde bu teklifler arasında fark bulunuyor, çünkü işçi tarafı en yüksek noktayı kamu tarafı da alt seviyeyi belirliyor. Sonraki aşamalarda kamu teklifini yukarı çekerken işçi tarafı da geriye doğru bir hamle yapıyor ve orta noktada buluşma sağlanıyor. Bu yılda iki tarafın tekliflerini revize etmesiyle bir orta noktada buluşulacağını bekliyoruz.