Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de aracılardan şikayet etti: "Lojistikte, tarlada var olup, pazara ulaşırken sorun yaşıyoruz. Çok aracı var. Rekabet bazı noktalarda zayıf. Ve tabii fire var..." Epeydir bu aracılardan izini sürüyorum. Bunlar ne yapıyor da 5 liralık ürün bize 60-70 liraya satılıyor? Bu işleri iyi bilen birkaç dostumdan da fikir aldım.
ÖNCEKİ RESİMLER İÇİN TIKLAYINIZKöyden kente göç artıyor, milyonlarca insan tarımı bırakıyor. Mevcut üreticiler tarlada ürünü para etmeyince bir daha yetiştirmekten vazgeçiyor. Üretici hem sayı hem sermaye olarak küçülüyor. Bankaların tarıma kredi verme iştahı da sınırlı... Sonuçta çiftçiyi ve üreticiyi aracılara bırakıyoruz. Dolayısıyla aracılar sektörü fonluyor.
Üç türlü fonlama var:
1- Avans sistemi: Çiftçi borçları ödemek için önceden parayı alıyor ve aracının istediği fiyat geçerli sayılıyor.
2- Serada olan ve ürün tarladayken tamamını toplamak.
3- Daha vahim olanı: 'Çengelci' denilen kişiler faturasız, kayıt dışı biçimde tarladan ürünleri yok pahasına topluyor.
Sonra tarladan çatala serüveni başlıyor. Üreticiden 'üç kuruşa' alınan ürün, depolara, oradan tüccara, sonra hale geliyor. Şehir hallerine kısmi vade ile satılıyor.
Sonrasında bölge ve büyük şehir halleri devreye giriyor. Bu şehir halinden, hal esnafı malı yola çıkarıyor ve büyük şehirlere nakliyeyi, yolda oluşan fireyi, kâr marjını ekleyip İstanbul'daki dağıtıcıya satıyor. İstanbul'daki halden, malı nihai noktalara satacak kişi kendi kazancını ekleyip dağıtıyor. Araya bazen bir iki aracı daha karışıyor.