Başkan Recep Tayyip Erdoğan imzalı atama kararı, Resmi Gazete'de yayımlandı.
Buna göre, Ağbal, 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 35'inci maddesi ile 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi'nin 2'inci maddesi kapsamında görevden alındı.
Ağbal'ın yerine Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu getirildi.
Yeni TCMB Başkanının öz geçmişi
Bayburt'ta 23 Mayıs 1967'de doğan Kavcıoğlu, Dokuz Eylül Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü'nü bitirdi.
İstanbul Üniversitesi Muhasebe Enstitüsünü denetim uzmanı olarak bitiren Kavcıoğlu, İngiltere Hastings College'ta işletmecilik üzerine eğitim gördü.
Marmara Üniversitesi Bankacılık ve Sigortacılık Enstitüsünde yüksek lisansını ve doktorasını tamamlayan Kavcıoğlu, Esbank TAŞ ve Türkiye Halk Bankası AŞ'de çeşitli görevlerde yer aldı.
26. dönem Bayburt milletvekili olan Kavcıoğlu, evli ve 3 çocuk babası.
YÜKSEK FAİZ POLİTİKASINDA ISRAR EDİLMEMESİ GEREKİR
Prof. Dr. Şahap Kavcıoğlu, 9 Şubat 2021 tarihinde yayınlanan "Enflasyon, faiz ve döviz kuru" başlıklı yazısında, Merkez Bankası'nın yüksek faiz politikasında ısrar etmemesi gerektiğini, faiz artışına gitmenin sorunları çözmeyeceğini ve ilerleyen dönemlerde sorunları derinleştireceği fikrine yer vermişti.
Şahap Kavcıoğlu'nun "Enflasyon, faiz ve döviz kuru" başlıklı yazısında, Türkiye'nin dünyada likiditenin bol olduğu dönemlerde yıllarca yüksek faiz düşük kur politikası uyguladığını ifade ederken, "Sıcak para yatırıma değil yüksek faize geldi. Sıcak para ülkeden çıkarken de düşük kurdan TL'den dövize dönüp ülkeden çıktılar. Yüksek faiz düşük kur politikasından kaybeden hep ülkemiz oldu." ifadelerini kullandı.
İŞTE KAVCIOĞLU'NUN FAİZE BAKIŞINA DAİR DİKKAT ÇEKEN VURGULARI
"Türkiye yıllarca yüksek faiz ve yüksek enflasyon sarmalında kıvrandı durdu."
"Faiz indirimi iş dünyasının moralini yükseltecek, istihdam ve yatırım alanları da olumlu etkilenecektir."
"Neden ısrarla faiz artırımı istiyorlar. Çok basit. Yüksek faizle Türkiye'nin yatırımlarının önünü kesmek. Diğer taraftan da oluşacak bu yüksek faizle Türkiye'yi sömürmeye devam etmek ve gücünü zayıflatmak."
"Dünyada negatif faiz söz konusu iken bu ülkenin önemli ekonomi yazarlarının, bankacılarının, iş kuruluşu temsilcilerinin yüksek faizde istikrar aramaları gerçekten üzücü bir durum."
"Bu istikrar yakalandığında yatırımlar artacak, yatırımlar arttıkça istihdam artacak, istihdam arttıkça rekabet gücü artacak, rekabet gücü arttıkça da üretim artıracaktır. Faiz yüksek olunca bunların hiçbiri olmaz. Geçen yıl boyunca reel faizler oldukça yüksek seviyelerde gerçekleşti. Bu durum devam edecek olursa, ekonomide yatırımlar başta olmak üzere birçok karar olumsuz etkilenecektir."
"Diğer taraftan Merkez Bankasının faiz indirimi kararı hem bankaların fonlama maliyetini hem de mevduat faizlerini düşürecektir. Bu da bankaların kredi faizlerine yansıyacaktır. Bu hafta bankalar kredi faizlerinde MB kararına paralel olarak indirime gideceklerdir. Beklenenin üzerinde bir indirim reel sektörün ve ekonominin geneline olumlu yansıyacak ve iç piyasayı hareketlendirecektir.
Sonuç olarak faiz indirimi iş dünyasının moralini yükseltecek, istihdam ve yatırım alanları da olumlu etkilenecektir."
"Türkiye tasarruf eksiği olan bir ülke konumunda ve ülkemizde milli geliri artırmak için yapacağınız yatırımlar için sermaye en önemli girdi. Üreticinin yüksek faizle aldığı para üretim maliyetlerini artıracaktır. Dolayısıyla faiz artışını değil üretimi artıracak, girdi maliyetlerini düşürecek kararları teşvik etmek gerekir."
"Türkiye, seksenli yılların sonları itibariyle özellikle de doksanlı yıllarda faiz, kur ve borsa üçgeninde adeta devletin kanının emildiği bir dönem yaşamıştır. Bu dönemde devlet, borçların finansmanı yüzünden bir türlü istediği gibi üretim ekonomisine geçememiştir. Verilen teşviklere, açıklanan desteklemelere ve dahi kur devalüasyonlarına rağmen bir türlü ihracat artışı sağlanamamıştır. Aksine verilen teşvikler nedeniyle, hayali ihracat diye bir uygulamada ekonomi literatürüne yine o zaman girmiştir."