81 ilde yatırılacak mazot gübre desteğinin ne zaman yatacağı vatandaşlar tarafından merak ediliyor. Mazot gübre desteği yattı mı sorusunun cevabı sorgulanıyor. Binlerce çiftçinin faydalandığı mazot ve gübre destekleri her yıl tarımsal destek ödemeleir kapsamında veriliyor. Peki, mazot gübre desteği ne zaman ödenecek? Tarımla uğraşan binlerce vatandaşın heyecanla beklediği ödemeler ilişkin müjdeli haber ise Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi'den geldi!
Mazot ve gübre desteklerinin 2023 yılının Mart ayında ödenmesi bekleniyordu. Tarımla uğraşan binlerce vatandaşın heyecanla beklediği ödemeler ilişkin müjdeli haber ise Tarım ve Orman Bakanı Vahit Kirişçi'den geldi. Bakan Kirişçi 2022 yılı mazot ve gübre desteği ödemelerini öne çektiklerini açıkladı...
Mazot ve gübre destekleri Çiftçi Kayıt Sistemine dahil olan çiftçilere yetiştirdikleri ürüne göre her yıl verilmeye devam ediyor. Tarım ve yetiştiricilik ile uğraşan vatandaşlara özellikle ekim dönemlerinde alım kolaylığı sağlayan destekle ilgili önemli bir açıklama geldi.
Ancak ödemelerin net tarihi ile ilgili bir bilgi paylaşılmazken sadece mazot ve gübre desteği ödemelerinin eylül ayının sonunda ve ekim ayının başında yapılacağı kaydedildi.
2022 MAZOT GÜBRE DESTEĞİ NE KADAR?
Çiftçi Kayıt Sistemi'ne dahil olan çiftçilere bu yıl için ödenecek tarımsal destekler gübre ve sertifikalı tohum kullanım destekleri geçtiğimiz aylarda belirlendi.
Türkiye Tarım Havzaları Üretim ve Destekleme Modeli kapsamında buğday, arpa, çavdar, yulaf ve tritikale için dekar başına 75 lirası mazot, 46 lirası gübre olmak üzere 121 lira destek sağlanacak.
Tarım ve Orman Bakanı Prof. Dr. Vahit Kirişci, Adıyaman Valisi Mahmut Çuhadar'ı ziyaret etti, ardından Valilik'teki "Adıyaman Tarım Sektörü Temsilcileri Toplantısı"na katıldı.
Tarım ve Orman Bakanlığının 154 bini aşkın çalışanıyla Türkiye'nin en eski bakanlıklarından biri olduğunu ve tarım alanında devrim sayılacak adımlar attıklarını belirten Kirişci, tarım ülkesi olan Türkiye'nin bir tarım kanununun olmadığını, Atatürk'ün hayatta iken özlemini duyduğu ve dile getirdiği tarım sigortasını 2005'te kanun olarak çıkarmanın kendilerine nasip olduğunu anlattı.
Bitkisel üretimde üreticilerin en çok dile getirdiği hususların başında mazot ve gübrenin geldiğini anlatan Kirişci, "Biz buğday fiyatını açıkladık 7 bin 450 lira. Bunun maliyetini çıkartırken mazot, gübre, ilaç, tohum gibi bütün girdileri tek tek hesapladık. O gün için ortalaması 4 bin 450 çıkmıştı. Biz üreticinin refahı ve mutluluğu için dikkate alarak önce 7 bin 50 lira dedik sonra 7 bin 450 lira dedik. Dolayısıyla bunu arpa, buğday, mısır gibi bütün ürünlerimize böyle fiyat açıklamasında bulunduk. İçinde güncel mazot ve gübre fiyatlarını koyduk." şeklinde konuştu.
MAZOT VE GÜBRE DESTEĞİ ÖDEMESİNİN 6 AY ÖNE ÇEKİLMESİ
Bakan Kirişci, 2023'ün Mart ayında ödenmesi planlanan 2022 yılı mazot ve gübre desteği ödemelerinin 6 ay öne çekildiğini hatırlatarak şunları söyledi:
"Biz 2023'te ödeyeceğimiz 2022 yılına ait desteklerimizi, mazot ve gübre desteklemelerimizi 6 ay öne çekip bu ayın sonunda önümüzdeki ayın başında en geç sizin kendinize ait Ziraat Bankası kartlarınıza ayni olarak yükleyeceğiz. Yani sadece mazot ve gübre alabileceksiniz. Çünkü biz üreticimizin kendilerine vermiş olduğumuz parayı sektör dışında veya başka bir amaçla kullanmasına rıza göstermeyeceğiz. İstiyoruz ki para tarım sektöründe kullanılsın. Bunun için 6 ay öncesinden size verilecek karta ayni olarak yüklenecek. Bu desteği inşallah bu ayın sonunda sizlere veriyor olacağız. Siz de tarlaya giderken ekim için öncesinden mazot ve gübrenizi kartınıza yüklenmiş olacak olan krediden kullanmış olacaksınız. Ziraat Bankası olarak verdiğimiz kredi var. Sübvansiyonlu krediler. Bunların bir kısmı 0 faizli. Bu kredilerin limiti 100 bin liraydı. Bunların limitini de 200 bin liraya çıkartıp bunun da yüzde 50'sini sadece mazot ve gübre alımında kullanmanızı sağlayacağız. Bunu da kısa sürede hayata geçireceğiz. Hububatta dekar başına 22 lira mazot ve 20 liralık gübre desteği vardı. Şimdi 22 liralık mazot desteğini 75 liraya, 20 liralık gübreyi 46 liraya çıkartıyoruz. Böylelikle dekar başına olan desteğimizi 121 liraya çıkarmış oluyoruz. Üreticinin sesine kulak vererek gereğini yaptık."
SÖZLEŞMELİ ÜRETİM MODELİ
Kirişci, sözleşmeli üretim modelini hayata geçireceklerini, üretenle talep edenin bir araya geleceğini, tarafların hukukunun gözetileceğini, her iki tarafı da koruyan, kollayan, yaptırımları olan bir uygulama olacağını anlattı. Bakan Kirişci, şöyle konuştu:
"Bunu 1 Ekim'de Gazi Meclis'e sunacağız. Bu ve buna benzer bazı birkaç mevzuat daha var onların yasalaşmasını inşallah bekliyoruz. 1 Ekim'i beklemeden 6 Eylül'de Cumhurbaşkanı kararıyla sözleşmeli besicilik projesini hayata geçirdik. Burada özellikle büyük başta Et Süt Kurumumuz kendi ihtiyacı olan besileri, hayvanları yetiştirecek olan üreticilerle sözleşme yapacak ve burada oluşturulacak komisyonlar, üretimin aylık maliyetlerini çıkaracak. Yani 'yok yem fiyatları attı, yok mazot fiyatı attı' gibi böyle her iki tarafı da rahatsız eden veya onların çıkarlarını zedeleyen konuşmalar da ortadan kalkmış olacak. Belirlenen maliyete göre çiftçinin refahı da dikkate alınarak hem alım hem de fiyat garantisi verilecek. Böylelikle üreticimiz yaklaşık 5 yıl süreyle kendi planlamasını yapabilecek duruma gelecek."
Kirişci, 2005 yılında Meclis'te Tarım Sigortası Kanunu çıkarttıklarını, bununla yetinmeyip tarım sigortasında yeni bir poliçe ortaya koyduklarını belirterek "Arzuladığınız geliri garanti eden bir poliçe uygulaması devreye girmiş olacak. 2023 yılında tüm Türkiye'de uygulanacak. Hali hazırda Konya'da pilot olarak uygulanıyor ve primin yüzde 60'ını devlet olarak biz ödüyoruz ve biz karşılıyoruz. Dolayısıyla bu da çiftçilerimiz adına son derece oldukça modern bir uygulama." dedi.
"BOŞ ARAZİLER ÜRETİME KAZANDIRILACAK"
Sigortadan daha fazla yararlanılması gerektiğine değinen Kirişci, sigorta poliçelerine devlet olarak destek verdiklerini ve çiftçilerin 72 milyon liralık zarar ziyanlarının da böylelikle karışlandığını kaydetti. Boş kalan alanları üretime kazandırmayı planladıklarını aktaran Kirişci, şunları kaydetti:
"Düşünün bir şehir, bütün ihtiyaçlarını başka şehirlerden temin etmeye çalışıyor. Düşünün bir ülkeyi ihtiyaçlarını dışardan ithal etmeye çalışıyor. Bunların hiçbiri kabul edilebilir değil. İklimin elverdiği ölçüde her ilin asgari kendi ihtiyacı olan ürünleri üretmesini sağlamamız lazım. Biz buna kent tarımı adını veriyoruz. Özellikle jeotermal kaynakların olduğu yerlerde serada üretimi teşvik edeceğiz. Böylelikle buranın ihtiyacı olan yaz veya kış, üretimi yapıp, domatesi, salatalığı biberi, burada Adıyaman halkına yediriyor olacağız. Böylelikle Antalya'dan 900 kilometre uzaktan nakledilen domateste tazelik kalmıyor, lojistik maliyetleri üst düzeyde, üçüncüsü egzoz emisyonuyla çevreye zarar veriyorsunuz, insanları yerinde istihdam etmemiş, Antalya'daki üreticiyi desteklemiş oluyorsunuz. Arz güvenliği denilen il düzeyindeki güvenliğinizi de riske etmiş oluyorsunuz. Bütün bunların hepsinin sağlanması adına önce İzmir Dikili'de daha sonra Nevşehir'de, son olarak da Ağrı'da. Sıfırın altında 35 derecede domatesin yetiştirildiğini ve sadece kendi ihtiyaçlarının değil aynı zamanda yurt dışına ihracatın gerçekleştirildiğini göreceğiz. Biz buna kent tarımı adını veriyoruz."
Sertifikalı tohumda da önemli aşama sağlandığını dile getiren Kirişci, "Artık Türkiye tohumluk üretiminde öyle bir noktaya geldi ki 2021 yılında 1 milyon 324 bin tona ulaştı ve 117 ülkeye ihracat yapıyoruz. Bu tohumların yüzde 96'sını da yerli olarak bu ülkede üretiyoruz. Bu yıl buğday, arpa, çavdar, yulaf ve çeltik için geçtiğimiz yıl dekar başına 24 lira olan sertifikalı tohum desteğini de 50 liraya çıkardık. Hayırlı uğurlu olsun." İfadelerini kullandı.