Prof. Dr. Öztürk, Kanal İstanbul'un güzergahının, Küçükçekmece Gölü'nden başlayarak Sazlıdere Barajı'nı takip ettiğini, oradan Terkos istikametinde İstanbul Havalimanı ile Terkos Barajı arasından Karadeniz'e ulaşacağını söyledi.
Bu güzergahtaki su kütlelerinin durumunu da değerlendiren Öztürk, "Küçükçekmece Gölü lagün olmaktan çıkıp, Marmara Denizi ile tam bağlantılı hale gelerek, su yolunun bir parçası haline gelecek. Yani burada bir içme suyu etkileşimi söz konusu değil. Acı su veya çorak su özelliğindeki Küçükçekmece Gölü, kanalla denize bağlanacağı için tamamen tuzlu su kütlesi haline gelecek." dedi.
ÖNCEKİ RESİMLER İÇİN TIKLAYINIZ
Gölün kuzeyi ile Sazlıdere Barajı arasındaki bölümle ilgili detaylı hidrojeolojik çalışmalar yapıldığı dile getiren Öztürk, bu çalışmaların ÇED raporunda yer aldığını kaydetti.
"KANALDAN GEÇEN TUZLU SUYUN YER ALTI SULARINI ETKİLEMESİ ÖNLENEBİLECEK"
Öztürk, Küçükçekmece Gölü'nün kuzeyi ile Sazlıdere Barajı arasındaki kesimde, Kanal İstanbul'un Halkalı-Bakırköy yeraltı suyunun rezervini kestiğine dikkati çekerek, "Zemin çalışmaları, hidrojeolojik çalışmalar ve yer altı suyu modelleme çalışmaları yapılarak kanal suyunun akiferini hangi ölçüde etkileyeceği ortaya konuldu. Bu kısımla ilgili olarak ÇED raporunda, Halkalı-Bakırköy akiferinin kesildiği bölgede kanal enkesit çevresinin geçirimsiz hale getirilmesi önerildi. Böylece kanalın tuzlu su ile irtibatı kesilip kanaldan geçen tuzlu suyun yer altı sularını kirletmesi ya da etkilemesi önlenebilecektir. Bu husus zaten projenin önemli bir parçası." diye konuştu.
İstanbul'da günde 3 milyon metreküp su kullanıldığını anlatan Öztürk, Sazlıdere Barajı'ndan yıllık yaklaşık 55 milyon metreküp su temin edildiğini belirtti.
Prof. Dr. Öztürk, Sazlıdere Barajı'ndan temin edilen suyun İstanbul'un günlük tüketiminin yüzde 5'ine denk geldiğini ifade ederek, "55 milyon metreküplük su, İstanbul'un toplam su kaynakları rezervleri içinde kritik bir miktar değil. Zaten bunun alternatif kaynaklardan telafi edilmesi mümkün. Çünkü İstanbul'un Melen ve Sakarya'dan çok büyük miktarlarda, yaklaşık 1 milyar 400 milyon metreküplük su temini potansiyeli var. Sazlıdere'den yüzde 5'lik bir kayıp olsa da İstanbul'un şu anki geliştirilmiş su kaynaklarıyla su temin etmemiz mümkün. Dolayısıyla Sazlıdere'nin devre dışı kalmasının herhangi bir krize yol açması mümkün değil." değerlendirmesini yaptı.