Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde İnsan Hakları Eylem Planı Tanıtım Toplantısına katıldı.
Toplantının ülkeye, millete, adalet teşkilatına, tüm kurum ve kuruluşlara hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, oldukça uzun süren ve çok emek verilen bir çalışma sürecinin sonunda bu belgeye nihai şeklini veren Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve ekibine teşekkür etti, eylem planına katkı sağlayan tüm kurumlara şükranlarını sundu.
Yaklaşık iki yıl önce Yargı Reformu Strateji Belgesi'ni milletle paylaşırken, bu belgenin aynı zamanda bir sonraki reform hazırlıklarının da başlangıcı olduğunu söylediğini anımsatan Erdoğan, bugün, bu sözü yerine getirmiş olmanın huzuruyla eylem planını millete sunduklarını dile getirdi.
Hayatın bizatihi kendisinin kesintisiz bir değişim süreci olduğu gerçeğinin, her alandaki reformların kesintisiz sürdürülmesi gerektiğine işaret ettiğini aktaran Erdoğan, ülkeyi yönetme sorumluluğu üstlendikleri günden beri bu doğrultuda attıkları tarihi önemdeki adımların şahidinin de millet olduğunu vurguladı.
"ADALET DAVAMIZIN PUSULASI İNSANDIR, İNSAN ONURUDUR"
"Bugün açıklayacağımız eylem planı da değişim ve reform irademizin devam ettiğinin ve devam edeceğinin bir örneğidir." ifadesini kullanan Erdoğan, İnsan Hakları Eylem Planı'nın, geçmişin muhasebesi ile geleceğin murakabesinin ürünü bir belge olduğunu kaydetti.
Her maddenin hayata geçmesi için gereken adımların kararlılıkla atılacağını, gelecek hafta da ekonomik reform programını milletle paylaşacaklarını bildiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tarih bize, ne zaman adalete sıkı sıkıya sarılmışsak o zaman yükseldiğimizi, güçlendiğimizi, huzurlu ve müreffeh toplum haline geldiğimizi gösteriyor. Buna mukabil ne zaman da adalet yolundan sapmışsak, gerilediğimizi, zayıfladığımızı, iç ve dış sıkıntıların ağırlığı altında ezildiğimizi müşahede ediyoruz. Yine yakın tarihimiz, bize yaşadığımız acı tecrübelerle mülkün temelinin adalet olduğunu, adaletin temelinde de hakları ve onuruyla insanın bulunduğunu öğretmiştir. İşte bunun için bizim adalet davamızın pusulası insandır, insan onurudur, insanın sahip olduğu tüm haklarıyla hayatını sürdürebilmesidir. Medeniyet müktesebatımız bize, adaletin yerini bulmasının çok hassas bir dengeye bağlı olduğunu anlatıyor. 'Bir çiçeğe az su vermek onu kuruturken, fazla su vermek de soldurur' gerçeği, adaletin kuyumcu titizliğiyle uygulanmasını gerektiriyor. Ayrıca öyle her gördüğümüz çiçeğe su vermeyeceğiz. Susuzluktan boynu bükülmüş bir çiçeğe su vermek adaleti yerine getirmek olurken, dikene su vermek zulüm anlamına gelebiliyor."
"PLANININ HAZIRLIĞINDA DA ASIL BELİRLEYİCİ, MİLLETİMİZİN İHTİYAÇ VE TALEPLERİ OLMUŞTUR"
Bu hususta bir başka yaklaşımın da Malik El Şahbaz'ın veya tüm dünyanın bildiği adıyla Malcolm X'in "Ben gerçeğin peşindeyim, kimin söylediği önemli değil, ben adaletin peşindeyim, kim için veya kime karşı olduğu önemli değil." sözleriyle ifade edilebileceğini dile getiren Erdoğan, bu hissiyatla, adaleti kuyumcu titizliğiyle yerine getirecek ve insana hakkını teslim edecek her görüşe önem verdiklerini belirtti.
İnsanlık ailesinin evrensel değerler etrafında oluşturduğu uluslararası belgeleri de aynı samimi duyguyla sahiplendiklerini anlatan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Ne uluslararası belgelerin kayıtsız şartsız kopyalanmasından yanayız ne de insanlığın evrensel kazanımlarına bigane kalmak gibi bir düşünceye sahibiz. Biz bugüne kadar tüm reformları, falan kuruluş dayattığı, filan teşkilat talep ettiği için değil, milletimiz bunlara layık olduğu için gerçekleştirdik. İnsan Hakları Eylem Planı'nın hazırlığında da asıl belirleyici, milletimizin ihtiyaç ve talepleri olmuştur. Her reform, daha özgürlükçü, daha katılımcı, daha çoğulcu demokrasiye ulaşma konusunda milletimizle aramızdaki duygu ve düşünce birliğinin eseriydi, İnsan Hakları Eylem Planı da böyledir."
Cumhurbaşkanı Erdoğan, insanın onuruna, inancına, değerlerine, hayatına yönelen her türlü tehdide karşı vatandaşların yanında olmayı sürdüreceklerine dikkati çekti.
Erdoğan, "Her zamanki gibi en büyük dayanağımız ve güven kaynağımız, yüzyıllardır farklılıklarını zenginliğe dönüştürerek bu toprakları vatan kılan milletimizin o derin iradesidir. 15 Temmuz darbe girişimi gibi tarihin gördüğü en alçak saldırılardan birini dahi hukuk devleti sınırları dışına taşmadan bastırabilmiş olan bu millet, Allah'ın izniyle, demokrasiden kalkınmaya her alanda daha nice zaferlere imza atacaktır. Hep söylediğim gibi, böyle necip bir milletin mensubu olmakla övünüyor, Rabb'ime binlerce kez hamdediyorum." ifadesini kullandı.