Türkiye tarihine "postmodern darbe" olarak geçen ve dönemin generalleri tarafından "bin yıl süreceği" iddia edilen 28 Şubat süreci, bin yıl sürmedi ancak o dönemde yaşanan mağduriyetlerin etkisi, yıllar geçmesine karşın hafızalardan silinmedi.
28 Şubat postmodern darbesiyle irticanın hedef alındığı iddia edilerek seçilmiş bir hükümet yıkıldı, bu darbenin ardından alınan Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kararları başta kamu, ekonomi ve eğitim alanlarında olmak üzere pek çok insanın mağduriyetine neden oldu.
28 Şubat 1997'de Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel başkanlığında toplanan ve 8 saat 45 dakika süren MGK'da alınan kararlarla başlayan 28 Şubat süreci, ülkede binlerce kişiyi etkileyen çizgide ilerledi.
MGK bildirisinin yayımlanmasının ardından, 1 Mart 1997'de askerlerin MGK toplantısına getirerek, hükümetten yapılmasını istediği 20 madde ortaya çıktı. Bu taleplerin arasında, "Temel eğitimin 8 yıla çıkması, imam hatip okullarının meslek okullarına dönüştürülmesi, irticai faaliyetlere karıştıkları için TSK'daki görevlerine son verilen askerlerin belediyelerde istihdam edilmesinin önüne geçilmesi" de vardı.
HAYATLARI DEĞİŞTİREN BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI
Türkiye'de "irtica" tartışmaları kapsamında en büyük darbeyi başörtülü kadınlar aldı.
Dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan'ın bütün itirazlarına rağmen, MGK kararları, 14 Mart'ta Meclis'ten geçerek uygulanmaya başlandı.
Sağlık Bakanlığı tarafından, 26 Mart'ta tüm illere "başörtüsü yasağı genelgesi" gönderilmesiyle ilk uygulama başlamış oldu.
Bu tarihten itibaren laiklik ve irtica tartışmaları çerçevesinde ele alınan "başörtüsü yasağı" nedeniyle, birçok kamu görevlisi hakkında soruşturma açıldı, hatta bazılarının işlerine son verildi. Öğrencilerin de başörtülü bir şekilde eğitim almaları yasaklandı.