Diyarbakır'da 21 Ağustos'ta kaybolan Narin Güran'ın cansız bedeni 19 gün sonra dere yatağında bir çuvalın içinde bulundu. Narin'in otopsi işlemleri sonrası bacağında kırık, boğazında boğma izi tespit edildi.
Olayla ilgili kapsamlı soruşturma sürerken aralarında Narin'in annesi, babası, 2 ağabeyi, 3 amcası ve tutuklu amca Salim Güran'ın eşinin de bulunduğu 24 kişi gözaltına alındı.
BAŞKAN ERDOĞAN: BİZZAT TAKİPÇİSİ OLACAĞIM
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, olayın bizzat takipçisi olacağını belirterek "Narin'i katledenlerin adalet önünde mutlaka hesap vermesini sağlayacağız. Narin evladımızı bizden kopartanların hak ettikleri en ağır cezayı almaları için adli sürecin bizzat takipçisi olacağımın bilinmesini istiyorum" ifadelerini kullandı.
Türkiye Narin'e ağlarken birtakım kirli mahfiller sistematik provokasyona soyundu.
YİNE AYNI SAKIZI AĞIZLARINA ALDILAR..."İMAM HATİPLER KAPATILSIN"
Narin olayı üzerinden Kur'an kursları ve İmam Hatip'ler hedef gösterildi. Mukaddesat düşmanı bir güruh yıllardır çiğnenen "İmam Hatipler kapatılsın" sakızını yeniden ağzına aldı.
Fondaş medya kalemlerinden Memduh Bayraktaroğlu Narin olayını bağlamından koparıp algıyı başka yöne çekmek için kolları sıvadı.
Bayraktaroğlu "Narin'in Kuran kursundan çıktıktan sonra öldürülmesi ve bir torbaya konularak gölete atılması bir kez daha göstermiştir ki, İmam hatip liseleri ve kuran kursları kapatılmalı, bazı suçlarda idam cezası geri getirilmelidir" sözleriyle İmam Hatipleri hedef gösterdi.
"BUNLARIN DERDİ NARİN OLABİLİR Mİ?"
SABAH Gazetesi yazarı Melih Altınok ise "Bunların derdi Narin olabilir mi?" sorusunu sorup dikkat çeken bir yazı kaleme aldı.
Fatih Altaylı'nın "Türkiye'de her yıl 10 bin çocuk kayboluyor" sözleriyle başlattığı manipülasyona örnek veren Altınok, "Çığırtkanın amacına hizmet etmediği için üstünü örttüğü bu istatistiğin devamı da var" deyip şu detayları aktardı:
Children Europe'ın verilerine göre Avrupa Birliği ülkelerinde her yıl kaybolan çocuk sayısı 250 bin. Bu sayı dünya genelinde 3 milyona çıkıyor. Her iki dakikada bir çocuk kayboluyor diyebiliriz.Sorun büyük, öyle ki 25 Mayıs "Uluslararası Kayıp Çocuklar Günü" ilan edilmiş.
Ancak bu veriler, manipülatörün ima ettiği gibi kaybolduktan sonra ölü bulunan çocukların sayısını göstermiyor. İstatistiklere göre her yüz çocuktan biri ölü bulunuyor.
"KESİN OLAN DERTLERİNİN NARİN OLMADIĞI"
Belki de pasaportunu taşıdıkları ülke "pedofili cenneti" ilan edilse rahatlayacaklar, aşağılık komplekslerinin verdiği acı azalacak... Kesin olan ise söylediklerinin aksine dertlerinin çocuklar, Narin olmadığı.
İşte Altınok'un yazısından satır başları:
Diyarbakır'da 19 gündür aranan 8 yaşındaki Narin'in cansız bedeni ulaşıldı.
Sosyal medyada verilen peşin hükümlerden ağzı defalarca yanan halkımız ve medya ise yine aynı hatada ısrar ediyor.
Emekli gazetesi ilk günden beri "Narin Kuran kursu'na giderken kayboldu" vurgusuyla faturayı malum adrese çıkartmanın peşinde.
Ürkek ırkçısı, "Yine aynı bölge" diyerek, feodal yapı eleştirisi ayağına Kürtleri, Doğuluları yaftalıyor. Kardeşin, ailenin tüm köyün, hatta annenin bile Narin'in ölümünü gizlemek için organize olduklarına dair korkunç iddialar ortaya çıkmış gerçekler gibi dillendiriliyor.
Günlerdir arama çalışmaları yapan jandarmanın, itfaiyenin çevreye "yalandan" baktığını iddia eden bile var.
Doğunun Paris'in de doğduğu halde çıktığı kabuğu beğenmeyen medyanın yarım porsiyon Frankofonu ise tüm Türkiye'yi mahkum etmenin peşinde.
"Türkiye'de her yıl 10 bin çocuk kayboluyor" dediği videosu, kitlesi tarafından "İşte gazetecilik budur", "Bu sayılar neden halktan gizleniyor" nidalarıyla elden ele yayılıyor.
Bu çocuklardan kaçı, medyadaki kanlı kalemlerin nefret söylemiyle haşere gibi tarif ettiği Suriyelilerin çocuklarıdır, bilemiyorum. Ne var ki çığırtkanın amacına hizmet etmediği için üstünü örttüğü bu istatistiğin devamı da var.
Children Europe'ın verilerine göre Avrupa Birliği ülkelerinde her yıl kaybolan çocuk sayısı 250 bin. Bu sayı dünya genelinde 3 milyona çıkıyor. Her iki dakikada bir çocuk kayboluyor diyebiliriz.Sorun büyük, öyle ki 25 Mayıs "Uluslararası Kayıp Çocuklar Günü" ilan edilmiş.
Ancak bu veriler, manipülatörün ima ettiği gibi kaybolduktan sonra ölü bulunan çocukların sayısını göstermiyor. İstatistiklere göre her yüz çocuktan biri ölü bulunuyor.
Belki de pasaportunu taşıdıkları ülke "pedofili cenneti" ilan edilse rahatlayacaklar, aşağılık komplekslerinin verdiği acı azalacak... Kesin olan ise söylediklerinin aksine dertlerinin çocuklar, Narin olmadığı.
İDAM ÇÖZÜM MÜ?
Bütün siyasiler Narin'in ölümüyle ilgili sert mesajlar veriyorlar. BBP Genel Başkanı Destici de "Ona bu ölümü yaşatan, bunu yapan için adalet işleyecek idam gelecek. Bu kötülüğü yapanı ibreti alem için sallandıracaksın. Bir daha hiç kimse aklında küçücük çocuklarımızın canına ırzına tasallut etmeyi aklından dahi geçiremeyecek" diyor.
Dünya'da çocuklar konusunda en hassas olan ülkelerden birisi ABD.
Bu konu kırmızı çizgileri. Pedofili suçluları ömürleri boyunca teşhir ediliyor. Bir mahalleye taşındıklarında çevre sakinleri uyarılıyor.
Ne var ki idam cezasını hala uygulayan devletlerden olan ABD'deki bu özen istenilen sonucu vermiyor. Ülkede her yıl kaybolan çocuk sayısı 800 bin civarında.