Deniz Kuvvetleri Komutanlığının ihtiyacını karşılamak amacıyla geliştirilen Zırhlı Amfibi Hücum Araçları (ZAHA), ilk kez 14. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nda (IDEF'19) sergilenecek.
Türk savunma sanayisinin önde gelen zırhlı kara aracı üreticilerinden FNSS, sektördeki 30 yıllık tecrübesiyle ortaya çıkardığı zırhlı araçlarla IDEF'19'da yerini alacak.
FNSS'nin sergileyeceği araçlar arasında ilk kez ZAHA da bulunacak. Şirket, geçen yıl Endonezya'daki Indo Defence Fuarı'nda 1/10 ölçekli maketini sergilediği aracı, bu kez ön prototipiyle vitrine çıkaracak.
ZAHA, zırhlı amfibi hücum araçlarına 21. yüzyıl teknolojisini getirecek.
HEM DENİZDE HEM KARADA KULLANILACAK
Deniz piyadelerinin koruyucusu olacak ZAHA, Deniz Kuvvetleri Komutanlığının amfibi zırhlı araç ihtiyacını karşılamak için Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ile imzalanan sözleşme uyarınca FNSS tarafından geliştiriliyor.
ZAHA'lar, amfibi harekatta hem birliklerin kıyıya güvenli şekilde çıkarılmasını sağlıyor hem de karaya çıktıktan sonra zırhlı personel taşıyıcı olarak görev yapıyor. Bu araçlar, harekatın amfibi hücum safhasında havuzlu çıkarma gemilerinden denize iniyor ve yüksek süratle gemi-kıyı intikalini yaparak, birliklerin koruma altında, en kısa zamanda karaya çıkmasını sağlıyor. ZAHA, karada ise diğer zırhlı araçlarla yan yana görev icra edebiliyor. Söz konusu araçların, görev tanımları gereği, çift doğalı araçlar olarak, hem denizde hem de karada üstün performans göstermeleri gerekiyor. Dünyada çok az sayıda ülke, bu tür araçları envanterinde bulunduruyor. NATO ve müttefiklerinde ise bu sınıftaki araçları üreten FNSS dışında tek firma bulunuyor.
BENZERLERİNDEN ÜSTÜN OLACAK
ZAHA'nın, benzerlerine göre, araç içinde taşınacak personel sayısı, balistik ve mayın koruma seviyesi, karada ve suda sağlanacak performans kriterleri konularında üstün olması hedefleniyor.
SSB tarafından tedarik faaliyetleri yürütülen ZAHA Projesi kapsamında, FNSS, 23 personel taşıyıcı, 2 komuta kontrol aracı ve 2 kurtarma aracı olmak üzere toplam 27 araç teslim edecek.
Gelişen teknoloji hayatımızın her alanına nüfus etmek ile birlikte silah endüstrisini de baştan başa yeniliyor.
İşte Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından kullanılan yerli teknoloji ürünü olan silahlar...
Terörle mücadelede aktif olarak kullandığımız ASELSAN İHASAVAR'ın 500. teslimatı gerçekleştirildi.
HİSAR FÜZELERİ
Türk Silahlı Kuvvetleri, askeri üs, liman, tesis ve birliklerin hava tehditlerinden korunması amacıyla değişen atış kontrol ve komuta kontrol altyapılarına uyumlu şekilde Hisar Füzelerini tasarladı.
Hisar Füzeleri; askeri üs, liman, tesis ve birliklerin hava tehditlerinden korunması amacı ile sabit ve döner kanatlı uçaklara, seyir füzelerine, havadan karaya atılan füzelere ve insansız hava araçlarına karşı HİSAR-A 10 +km, HİSAR-O 16 +km menzil aralıklarında kullanılan hava savunma füzeleridir.
ASYA
ASELSAN'ın Türk ordusu için özel olarak geliştirdiği ASYA, arazide koşmayı, zıplamayı, tırmanmayı kolaylaştırıyor.
Fiziksel yorgunluğu minimuma indiren ASYA sayesinde zorlu koşullarda askerlerimizin direnci de artırılmış oluyor.
MİLLİ MUHARİP UÇAK
Türk Havacılık ve Uzay Sanayii AŞ (TUSAŞ/TAI), Milli Muharip Uçak ve HÜRJET gibi projelerin yoğun mühendislik hesaplamaları için teknolojik altyapısını güçlendirdi.
TUSAŞ, son dönemde Türk savunma ve havacılık sanayisi açısından üstlendiği önemli projeler başta olmak üzere yürütülen çalışmaların aerodinamik, aeroakustik, yapısal ve beka analizleri gibi yoğun mühendislik hesaplamalarında kullanılmak üzere yeni Yüksek Başarımlı Hesaplama Sistemi kurdu.
ASELSAN'DAN İHA'LARA KARŞI "LAZER SAVUNMA SİSTEMİ"
Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirdirme Vakfı kuruluşu olan ASELSAN'ın lazer savunma sistemleri programının son aşamasında saha testleri yapıldı. LSS adı verilen sistem, arazi ve meskun mahal kullanımı için zırhlı araç üzerine entegre edildi.
Testlerde LSS'nin hareketli bir kara aracı üzerinde istenen bölgeye hızlıca intikali, ardından el yapımı patlayıcılara, branda, örtü gibi geçici yol engelleyicilere, saldırı ya da istihbarat amaçlı uçan ticari drone'lara karşı etkinliği gösterildi. LSS, altına patlayıcı madde bağlanmış ticari insansız hava aracını güvenli bir mesafede patlatmayı başardı.
Sistem sayesinde mini insansız hava aracının kamerası da yakılarak etkisiz hale getirildi. Atım maliyeti kuruş düzeyinde olan sistem ile aracın yakıtı olduğu sürece kesintisiz atış yapılabiliyor.
DRONE TEHDİDİNİ 'KAPAN' DURDURACAK
Türk savunma sanayisi, saldırı amacıyla kullanılan "drone"ları etkisiz hale getirmek için yeni bir çözüm geliştirdi.
Geleneksel güvenlik önlemleriyle tespit edilmeleri çok güç olan "drone"ların, tüm dünyada düşman unsurlar veya teröristler tarafından istihbarat veya saldırı amaçlı kullanımı yaygınlaşıyor.
Meteksan Savunma, SDT ve Tamgör Elektronik, farklı alanlardaki uzmanlıklarını birleştirerek bu tür tehditlere karşı Kapan Drone Savar Sistemi'ni geliştirdi.
İHA VE SİHA'LARA ÖZEL YERLİ YAZILIM: KUZGUN
İHA ve SİHA'ların yazılımsal çözümler ile desteklenmesi, fiziksel yeteneklerinden çok daha öneme sahip. Bu kapsamda mobil canlı yayın yazılımı Kuzgun tanıtıldı.
Efes 2018 Birleşik Müşterek Fiili Atışlı Tatbikatı'nda tanıtılan uygulama, Baykar Makina ve paydaşları tarafından geliştirildi.
Bayraktar TB2'den gelen görüntüler, Kuzgun ile canlı olarak fuar alanındaki katılımcıların mobil cihazlarına aktarıldı.
Güvenlik ve performans testlerini başarıyla geçen Kuzgun, uçtan uca şifreleme ile görüntüleri askeri ağdan mobil internet ağına güvenli şekilde aktarabiliyor.
Sistem sayesinde bölgede bulunan askeri personel, İHA ve SİHA'lardan gelen görüntüleri anlık olarak mobil cihazında görebilecek.
ASELSAN YENİ SİLAHIYLA HIZ REKORU KIRDI
ASELSAN, dünyada henüz gelişme aşamasında olan elektromanyetik fırlatma sistemlerine yönelik çalışmalarında ulaştığı noktayla dikkati çekti.
Elektromanyetik fırlatma konusunda 2014'ten bu yana çalışmalar yürüten ASELSAN, geçen yıl Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı'nda (IDEF), Tufan Elektromanyetik Top Sistemi'ni tanıttı.
Saniyedeki hızı 2 bin-2 bin 500 metre, yani ses hızının 6 katından fazla olduğu belirtilen sistemle geçen sürede atış testleri gerçekleştirildi.
Tufan'ın ön prototipiyle Konya-Karapınar'da gerçekleştirilen atışlı testlerde mühimmat, ses hızının 9 katı hızla hedefe gönderildi.
Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir'in de katıldığı testlerde, saniyede 3 bin metre namlu çıkış hızı sağlanarak rekor kırıldı. Bu değer, barut kullanan klasik silahların mermiyi atma hızının yaklaşık 3 katına karşılık geliyor.
Elektromanyetik fırlatma sistemleri, geleceğin hava savunma silahı olarak gösteriliyor. Bu teknoloji kullanılarak geliştirilen ve "railgun" adı verilen silahların çok uzun mesafelerde etkili olması, savunma alanında önemli bir kuvvet çarpanı olarak yer alması öngörülüyor.
Mühimmatın namludan yüksek hızla çıkması, klasik silahlara nazaran çok daha uzun menzillere atış yapılabilmesi anlamına geliyor. Türkiye'de geliştirilecek akıllı mühimmatlar ile birlikte "railgun" sistemleri hem uzun menzilli kara topçu silahı hem de çok etkili bir hava savunma silahı olarak kullanılabilecek.
Elektromanyetik fırlatma sistemleri sayesinde Türk Silahlı Kuvvetlerinin kimyasal patlayıcı kullanılan konvansiyonel silahlara göre çok daha etkili silah sistemlerine sahip olması sağlanacak.
Türkiye, elektromanyetik fırlatma sistemleri konusunda yürütülen çalışmalar sayesinde birçok yeni teknolojikazanacak.
Bu konuda ABD başta olmak üzere Almanya, Fransa, Çin, Rusya, Güney Kore gibi ülkelerde de çalışmalar yürütülüyor.
ASELSAN, bu alanda geliştireceği ürünlerle dünyanın önde gelen üreticilerinden birisi haline gelmeyi hedefliyor.
Makine Mühendisliği Bölümü öğrencileri Ahmet Can Şuyun, Petek Ellialtıoğlu, Arda Karabey, Tutku Güzelcan, İlyas Kocaer, Damla Leblebicioğlu ve Berk İzgi Danış, Sanayi Odaklı Bitirme Projesi etkinliği kapsamında ROKETSAN için Dikey Atış Sistemi üzerinde çalıştı.
Savunma alanında Dikey Atış Sistemi gibi ürünlerin yurt içinde geliştirilmesi hem maliyet hem de ülkenin kendi taktik ihtiyaçlarına uygun çözümler üretilmesi açısından önem taşıyor.
Bilkent Üniversitesi bünyesinde bu ihtiyaçlardan yola çıkılarak, Dikey Atış Sistemi'nin prototipinin tasarlanması, geliştirilmesi ve üretilmesine çalışıldı. Bu konuda kapsamlı literatür çalışması gerçekleştirildi. Proje ekibi, mevcut ürünlerdeki sınırlılıkları ortadan kaldırmaya ve ROKETSAN'ın belirttiği gereksinimler doğrultusunda tasarımı şekillendirdi.
Proje kapsamında doğru ve hızlı konumlandırma ve ateşlemeyle hedefin vurulmasını sağlayacak bir sistemin ortaya konulmasına çalışıldı. Öğrencilerden İlyas Kocaer'in verdiği bilgilere göre, ekip, en az 3 farklı mühimmatı, toplamda ise 6 mühimmatı atabilecek roketatar prototipi geliştirdi.
Sistem, yatay eksende 360 derece hareket edebiliyor ve çok sayıda tur atabiliyor. Tüm hareketler ateşlemeye gereksinim olmaksızın mekanik olarak gerçekleştiriliyor. Roketatarın 6 namlusu da bağımsız olarak dikey eksende 90 derece görev yapabiliyor. Komutlar sisteme, araç bilgisayarından bir arayüz üzerinden gönderiliyor.