ABD lideri Donald Trump, Beyaz Saray'da "Bugün İsrail, barışa yönelik büyük bir adım atıyor" diyerek duyurduğu planla şu tekliflerde bulundu.
* ABD, plan dahilinde İsrail'in parçası olarak görülen topraklarda İsrail'in egemenliğini tanıyacak. Planda, İsrail'in vereceği toprak tavizlerinin gösterildiği kavramsal bir harita bulunuyor.
* Haritaya göre; Filistin toprakları iki katından fazlaya çıkacak ve Filistin'in başkenti Doğu Kudüs'te olacak. ABD bu noktada bir büyükelçilik açacak.
* Kudüs İsral'in "bölünmemiş başkenti" olarak kalacak.
* Filistinliler kendi bağımsız devletlerini kuracak. Fakat bu konuda çok az ayrıntı bulunuyor.
* Hiçbir Filistinli ya da İsrailli yerinden edilmeyecek.
* İsrail, Ürdün Kralı ile birlikte Mescid-i Aksa ve Harem-ül Şerif gibi kutsal topraklardaki statükonun (mevcut durum) korunması için çalışacak.
* Haritada Filistinlilere tahsis edilen topraklarda, dört yıl boyunca herhangi bir işlem yapılmayacak. Bu süreçte Filistinliler, İsrail ile anlaşmayı müzakere edecek ve devlet olmak için gerekli kriterleri yerine getirecek.
* 50 milyar dolarlık bir finansmanla yeni kurulacak Filistin devletinin ekonomisinin oluşturulmasına katkı sağlanacak.
TARİHİ FİLİSTİN'İN YALNIZCA YÜZDE 15'İ
Filistin Kurtuluş Örgütü (FKÖ), ABD Başkanı Trump'ın planının "tarihi Filistin" olarak bilinen bölgenin sadece yüzde 15'inde kontrolü Filistinlilere vereceğini savunuyor.
Filistin, 1967'deki Altı Gün Savaşı sonucunda İsrail'in işgal ettiği Doğu Kudüs'ün kurulacak olan yeni devletin başkenti olmasını istiyor.
Anlaşmada yer alan ve "Filistinlilerin ve İsraillilerin yerinden edilmeyeceğini" öngören madde, İsrail'in Batı Şeria'daki işgal topraklarını meşrulaştırmayı hedefliyor.
TEPKİ YAĞDI: 'BİN KEZ HAYIR' DİYORUZ
Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas, "Yüzyılın Anlaşması" olarak sunulan sözde barış planına çok sert tepki gösterdi. Abbas, "Herhangi bir Filistinli, Arap, Müslüman ya da Hıristiyan çocuğun başkenti Kudüs olmayan bir Filistin devletini kabul etmesinin imkânı yok" dedi. ABD'nin planını başından beri reddediklerini söyleyen Abbas, "Bin kez, hayır, hayır, hayır diyoruz" dedi.
Gazze Şeridi'nin kontrolünü elinde bulunduran Hamas da "Filistin ulus projesini tasfiye amacı taşıyan" projeyi reddettiğini açıkladı.
Birleşmiş Milletler (BM), 1967 öncesi sınırları baz alan iki devletli bir çözümden yana. Genel Sekreter Antonio Guterres'in sözcüsü, Birleşmiş Milletler'in BM kararlarını, uluslararası hukuku ve ikili anlaşmaları temel alan bir barış anlaşması istediğini açıkladı.
İsrailli insan hakları örgütü B-Tselem de teklifin bir tür apartheid (ayrım) rejimi öngördüğünü duyurdu. B-Tselem, Filistinlilerin hayatları üzerinde kendi denetimleri olmayan "küçük, kapalı ve izole anklavlara" sıkıştırıldığını belirtti.
İsrail işgali altındaki Batı Şeria'da bulunan El Halil kentinde yaşayan bir Filistinli, ABD Başkanı Donald Trump'ın açıkladığı sözde barış planına böyle tepki gösterdi.
TARİH BOYUNCA FİLİSTİN'DE KİMLER HÜKÜM SÜRDÜ?
Kudüs merkezli Filistin toprakları MÖ 2000 bin yıllarında Arap, MÖ 1800'de Hitit, MÖ 1286'da Mısır hâkimiyetine girdi. Ardından, Hz. Musa öncülüğündeki İsrailoğulları buraya yerleştiler.
Hz. Davud ve Hz. Süleyman'ın yönetimi altında idare edilen bölgede, sürgünler ve işgallerle dolu yıllardan sonra MÖ 64'te Roma egemenliği başladı. Bu dönemde 30 yıllarına kadar Hz. İsa vardı.
FİLİSTİN NE ZAMAN MÜSLÜMANLAR TARAFINDAN FETHEDİLDİ?
Filistin toprakları 395'te Bizanslıların eline geçti. 637 yılını takiben tümüyle İslam hâkimiyetine girdi. Haçlıların işgal ettiği Filistin'i, 1187 yılında Selahaddin Eyyubi özgürlüğüne kavuşturdu.
Filistin, önce Emeviler, ardından Abbasiler, Fatımiler ve Selçuklular dönemlerini geçirdi ve 1516'da Osmanlı toprağı oldu. 400 yıllık Osmanlı hâkimiyetinde bölge Kudüs, Gazze ve Nablus sancaklarına ayrıldı. Ancak, Yahudilerin Filistin hayali tarihin hiçbir döneminde sönmedi.
THEODOR HERZL ÖNCÜLÜĞÜNDE YAHUDİLER BİRLEŞMEYE BAŞLADI
1896 yılından sonra aslen gazeteci olan Theodor Herzl'in önderliğinde, dünyaya yayılan Yahudilerin tekrar Filistin'de toplanıp bir devlet kurması için çalışmalara başlandı.
Herzl, 1897'de İsviçre'de topladığı Siyonist Kongre'de temel hedef ve yöntemleri tespit etti.
SİYONİZM HEDEFLERİ İÇİN TOPRAK SATIN ALDILAR
Siyonist hedefleri gerçekleştirmek amacıyla, Avrupa'da örgütler kuruldu, fonlar oluşturuldu.
Toplanan paralarla Filistin'de yaşayan Araplardan geniş topraklar satın alındı ancak; asıl amaç için bunlar yeterli olmadı.
THEODOR HERZL'İN ABDÜLHAMİD'E GİZLİ TEKLİFİ
Theodor Herzl, 1901 yılında Sultan II. Abdülhamid ile yaptığı bir görüşmede, gizli kalmak şartıyla "Avrupa borsasını ellerinde tutan Yahudilerin Osmanlı İmparatorluğu'nun bütün borçlarını ödemesi karşılığında Filistin'de bir yurt verilmesini" teklif etti.
'BEN BİR KARIŞ DAHİ TOPRAK SATAMAM'
Siyonist güçler tarafından Sultan Abdülhamid'e götürülen bu teklifin cevabı, Yahudiler için büyük bir hayal kırıklığına sebep oldu. Abdülhamid şu sözleri söyledi:
"Ben bir karış dahi toprak satamam, zira o bana değil, halkıma aittir. Onlar, bu İmparatorluğu kurup kanlarıyla mahsuldar kıldılar. Onu, bizden koparılmadan önce üzerini kanımızla bir kere daha kaplamayı biliriz."
'DİNDAŞLARIMIN ÖLÜM FERMANINI İMZALAYAMAM'
Siyonist lider Theodor Herzl kaleme aldığı hatıratında, Abdülhamid'in "Dindaşlarımızın ölüm fermanını bu göçlerin önünü açarak imzalamam asla mümkün değildir" dediğini yazmıştı.
AZINLIKLARA VERİLEN HAKLARI KÖTÜYE KULLANDILAR
Meşrutiyet ile birlikte azınlıklara verilen haklar, Yahudilerin de işine yaramıştı. Özellikle 1914 yılından sonra Filistin'deki Araplardan geniş topraklar satın alıp yerleşmeye başladılar. Önce Mekke Şerifi Hüseyin bin Ali'ye Arap Krallığı'nı vadedildi.
FİLİSTİN İÇİN 'ULUSLARARASI STATÜ' KILIFI
Ardından, 1916'da İngiltere temsilcisi Sir Mark Sykes ile Fransa temsilcisi M. F. George Picot arasında imzalanan Sykes-Picot Antlaşması, Osmanlı topraklarını İngiltere, Fransa ve Rusya arasında paylaştırıyordu. Filistin için ise uluslararası bir statü öngörüyordu.
İŞGALİN YOLUNU AÇAN BALFOUR DEKLARASYONU
1917 yılında, İngiltere Dışişleri Bakanı Arthur James Balfour, siyonist kampanyanın önemli figürlerinden Lord Walter Rothschild'e yazdığı mektupla "Yahudilerin Filistin'de yurt kurmalarını desteklediğini" bildirdi.
DEKLARASYON YAHUDİ DİASPORASINI ETKİLEDİ
Bu durum, İsrail'in kurulmasına giden süreçte, en önemli kilometre taşı oldu. Rothschild ve Balfour arasında karşılıklı yazışmalar sonunda hazırlanan deklarasyon, İngiltere'nin savaşa yeni dahil olan ABD'de güçlü olduğuna inandığı Yahudi diasporasını etkilemeyi amaçlıyordu.
BALFOUR DEKLARASYONU NELERE YOL AÇTI?
Balfour'un mektubu "Saygıdeğer Lord Rotschild, Majestelerinin Hükümeti adına kabineye sunulan ve kabul edilen Yahudi Siyonist isteklerini sempati ile karşılayan müteakip deklarasyonu iletmekten memnuniyet duyarım" sözleriyle başlıyordu.
BALFOUR MEKTUBUNDA HANGİ TAAHHÜTTE BULUNDU?
Balfour mektubunda şu sözleri kaleme almıştı:
"Majestelerinin Hükümeti, Filistin'de Museviler için bir milli yurt kurulmasını uygun karşılamaktadır ve bu hedefin gerçekleştirilmesini kolaylaştırmak için elinden geleni yapacaktır. Filistin'deki mevcut Musevi olmayan toplumların sivil ve dini hakları ile başka ülkelerde yaşayan Musevilerin sahip oldukları hak ve politik statülerine zarar verecek hiçbir şeyin yapılmayacağı açıkça anlaşılmalıdır."
SİYONİST HEDEFLERİNİ NASIL MEŞRU HALE GETİRDİLER?
Balfour'un, "Bu deklarasyonu Siyonist Federasyonu'nun bilgisine sunmanızdan memnuniyet duyacağım" sözleriyle son verdiği mektup, daha sonra İtalya, Fransa ve ABD'nin de desteğini almıştı.
"Halksız vatana, vatansız halkı yerleştirme" söylemiyle yapılan kampanyalar çerçevesinde yazılan mektubun ardından, tarihi Filistin topraklarına büyük bir Yahudi göçü başlatıldı.
DEKLARASYONU SEVR ANLAŞMASI'NA DÂHİL ETTİLER
Mektubun yazıldığı 2 Kasım 1917 tarihinden bir hafta sonra basınla paylaşılan Balfour Deklarasyonu'na, savaş sonunda Osmanlı Devleti'nin imzaladığı Sevr Anlaşması'nda yer verildi.
Milletler Cemiyeti'nde 1922 yılında kabul edilen Filistin topraklarındaki İngiliz manda yönetiminin temelini de bu deklarasyon oluşturdu.