Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığından itibaren "rüyası" olduğunu belirttiği ve Başbakan iken 27 Nisan 2011'de "çılgın proje" olarak kamuoyuna duyurduğu, İstanbul'u içinden 2 deniz geçen bir şehre dönüştürecek Kanal İstanbul, ilk köprünün temelinin atılmasıyla fiilen hayata geçirilmeye başlandı.
Gemi trafiğinde tonajlardaki artış, gemi boyutlarının büyümesi, akaryakıt ve tehlikeli maddeleri taşıyan gemi geçişlerinin fazlalaşması İstanbul üzerinde baskı oluştururken, İstanbul Boğazı'nda su yolu ulaşımını riske eden keskin dönüşler, kuvvetli akıntılar ve transit gemi trafiğiyle dik kesişen kent içi deniz trafiği, alternatif bir geçiş koridorunun planlanmasını zorunlu hale getirdi.
Avrupa Yakası'nda Karadeniz ile Marmara Denizi'nin arasına yapılacak Kanal İstanbul'un uzunluğu yaklaşık 45 kilometre, taban genişliği minimum 275 metre ve derinliği 20,75 metre olacak.
Kanal İstanbul ile "İstanbul Boğazı'nın tarihsel ve kültürel dokusunun korunması ve güvenliğinin artırılması", "deniz trafiğinden kaynaklanan yükün azaltılması", "Boğaz'ın trafik güvenliğinin ve seyir emniyetinin sağlanması", "yeni bir uluslararası deniz trafiğine açık bir su yolunun oluşturulması" ve "olası bir İstanbul depremi dikkate alınarak yatay mimariye dayalı depreme dayanıklı modern bir yerleşim alanı oluşturulması" amaçlanıyor.
İŞTE BAKANLIĞIN KANAL İSTANBUL'UN ÖNEMİNİ ANLATAN O SUNUMUNDAN ÇARPICI VERİLER: