Gemi trafiğinde tonajlardaki artış, gemi boyutlarının büyümesi, akaryakıt ve tehlikeli maddeleri taşıyan gemi geçişlerinin fazlalaşması İstanbul üzerinde baskı oluştururken, İstanbul Boğazı'nda su yolu ulaşımını riske eden keskin dönüşler, kuvvetli akıntılar ve transit gemi trafiğiyle dik kesişen kent içi deniz trafiği, alternatif bir geçiş koridorunun planlanmasını zorunlu hale getirdi.
Avrupa Yakası'nda Karadeniz ile Marmara Denizi'nin arasına yapılacak Kanal İstanbul'un uzunluğu yaklaşık 45 kilometre, taban genişliği minimum 275 metre ve derinliği 20,75 metre olacak.
Kanal İstanbul ile "İstanbul Boğazı'nın tarihsel ve kültürel dokusunun korunması ve güvenliğinin artırılması", "deniz trafiğinden kaynaklanan yükün azaltılması", "Boğaz'ın trafik güvenliğinin ve seyir emniyetinin sağlanması", "yeni bir uluslararası deniz trafiğine açık bir su yolunun oluşturulması" ve "olası bir İstanbul depremi dikkate alınarak yatay mimariye dayalı depreme dayanıklı modern bir yerleşim alanı oluşturulması" amaçlanıyor.
50 SORUDA KANAL İSTANBUL
Ülkemize çağ atlatacak olan proje birçok yeniliğe neden olacak. Peki Kanal İstanbul hakkında ne kadar bilgi sahibiyiz? Proje neden gerekli? Maliyeti ne olacak? Kaç gemi geçebilecek? Çevreye zararı var mı? İşte 50 soruda Kanal İstanbul projesinin detayları.
KANAL İSTANBUL PROJESİNİN AMACI NEDİR?
Yılda yaklaşık 43.000 geminin geçtiği İstanbul Boğazı, en dar yeri 698 m olan doğal bir su yoludur. Gemi trafiğindeki artış, teknolojik gelişmeler sonucu gemi boyutlarının büyümesi ve özellikle akaryakıt ve benzeri diğer tehlikeli/ zehirli maddeleri taşıyan gemi (tanker) geçişlerinin artması, İstanbul üzerinde büyük baskı ve tehdit oluşturmaktadır.
İstanbul Boğazı'nda su yolu ulaşımını riske eden keskin dönüşler, kuvvetli akıntılar ve transit gemi trafiği ile dik kesişen kent içi deniz trafiği mevcuttur. Boğaz'ın her iki yakasında yüzbinlerce sakin yaşamaktadır. Boğaziçi gün içinde milyonlarca İstanbullu için ticaret, yaşam ve geçiş yeridir. Transit geçen gemi trafiği açısından Boğaz her geçen yıl daha tehlikeli hale gelmektedir. 100 yıl öncesinde 3-4 bin olan yıllık gemi geçiş sayısı artmış ve 45-50 bine ulaşmıştır. Büyük gemiler için Boğaz'da ortalama bekleme süresi ise 14,5 saattir. Bekleme süresi bazen 3-4 günü bulabilmektedir.
Bu çerçevede, İstanbul Boğazı'na alternatif bir geçiş koridorunun planlanması zorunlu hale gelmiştir. Kanal İstanbul ile günde 500 bin yolcuyu seyahat ettiren şehir hatlarıyla transit gemilerin 90 derecelik dik kesişmelerinin önüne geçilerek, güvenli seyahat sağlanacaktır. Aynı zamanda kent içi ulaşımda denizyolunun payının arttırılması mümkün olabilecektir.
Bu bağlamda, Kanal İstanbul projesinin amacı,
◊ İstanbul Boğazı'nın tarihsel dokusunun korunması ve güvenliğinin sağlanması,
◊ İstanbul Boğazı'nın trafik yükünün hafifletilmesi,
◊ İstanbul Boğazı'nın trafik güvenliğinin sağlanması,
◊ Seyir emniyetinin sağlanması,
◊ Yeni bir uluslararası su yolu ve yatay mimariye dayalı modern bir yerleşim alanı oluşturulması.
KANAL İSTANBUL'UN LOKASYONU TAM OLARAK NERESİDİR?
Kanal İstanbul koridorunun yaklaşık 6.149 m'lik kısmı Küçükçekmece ilçesi sınırları içerisinde, yaklaşık 3.189 m'lik kısmı Avcılar ilçesi sınırları içerisinde, yaklaşık 6.061 m'lik kısmı Başakşehir ilçesi sınırları içerisinde ve kalan yaklaşık 27.383 m'lik kısmı ise Arnavutköy ilçesi sınırları içerisinde yer almaktadır.
KANAL İSTANBUL PROJESİNİN GÜZERGAHI NASIL BELİRLENDİ?
Kanal İstanbul'un güzergâhının belirlenmesi için 5 ayrı alternatif koridor üzerinde çalışılmıştır. Alternatif güzergâhların çevresel etkileri ve yerüstü su ve toprak kaynaklarına, yeraltı su kaynaklarına, ulaştırma ağlarına, kültür ve tabiat varlıklarına etkileri incelenmiştir. Ayrıca, inşaat maliyeti ve süreleri kıyaslanmıştır. Dünya denizlerinde dolaşan en büyük tanker boyutları baz alınarak, koridorlar mukayese edilmiş ve Küçükçekmece Gölü - Sazlıdere Barajı - Terkos doğusunu takip eden güzergâh en uygun koridor olarak belirlenmiştir.
KANAL İSTANBUL PROJESİNİN KESİT VE BOYUTLARI NEDİR?
Kanal İstanbul'un uzunluğu yaklaşık 45 km, taban genişliği 275 metre ve derinliği 20,75 metre olacaktır.
KANAL İSTANBUL PROJESİ KAPSAMINDA KANAL DIŞINDA HANGİ ÜNİTE VE TESİSLERİN YAPILMASI PLANLANMAKTADIR?
Kanal İstanbul'a ilave olarak, proje kapsamında 2 adet Liman, 1 adet Yat Limanı, 1 adet Rekreasyon Alanı ve 1 Adet Lojistik Merkezi yapılması planlanmaktadır. Bunlar, ekonomiye katkı sağlamak veya doğal çevreyi geliştirmek amaçlı ilavelerdir.
KANAL İSTANBUL PROJESİ KAÇ YIL SÜRECEKTİR?
İhale sürecinin ardından kanal inşaatı öncesi hazırlık çalışmaları yaklaşık 1,5 yıl sürecektir. Kanal inşaatının ise 5,5 yıl sürmesi öngörülmektedir. Projenin tamamlanma süresi 7 yıl olarak planlanmaktadır.
KANAL İSTANBUL'UN İNŞAAT MALİYETİ NEDİR?
Kanal İstanbul'un inşaat maliyeti 75 milyar TL olarak öngörülmüştür.
KANAL İSTANBUL'UN YAPILMASI VATANDAŞLARIMIZA HERHANGİ BİR İLAVE VERGİ YÜKÜ GETİRMEKTE MİDİR?
Kanal İstanbul Projesi vatandaşa herhangi bir ilave vergi yükü getirmeyecektir. Projenin Kamu-Özel İşbirliği kapsamında yapılması planlanmaktadır.
KANAL İSTANBUL'UN MALİ KÜLFETİ VE OLUŞACAK FAYDA İÇİN NELER SÖYLENEBİLİR?
Proje İstanbulluların emniyeti, güvenliği ve ülkemizin menfaati içindir. Bu parasal bir büyüklükle ölçülemeyecek kadar değerlidir. Hayata geçirildiğinde elde edeceğimiz uluslararası ticaret hacmi ve ülkemizin stratejik öneminin artması da parasal olarak değerlendirilemez.
Kanal İstanbul Projesi kamu kaynakları etkin, verimli ve yerinde kullanılarak tamamlanacaktır. Lojistik merkezler, limanlar, endüstriyel alanlar, araştırma merkezleri vb. alanlar marifetiyle oluşan katma değer ise, yapım maliyeti ile karşılaştırılamayacak bir ekonomik katkı sunacaktır. Finansman modeli için farklı çözüm alternatifleri mevcuttur.
İSTANBUL BOĞAZI'NDAN İLERLEYEN YILLARDA GEÇECEK GEMİ SAYISI KAÇTIR?
1930'larda İstanbul Boğazı'ndan geçen ortalama gemi sayısı 3000 ve 2019 yılında 43.000 iken, 2050 yılında Boğaz'dan geçecek gemi sayısının yılda 78.000 ve 2070 yılında ise 86.000 seviyesinde olması beklenmektedir. Gemi geçiş sayılarına bakıldığında, bugün İstanbul Boğazı'nın Panama Kanalı'nın dört katı, Süveyş Kanalı'nın üç katı yoğunluğunda deniz trafiğine sahip olduğu görülmektedir. Halbuki İstanbul Boğazı'nın yıllık güvenli geçiş kapasitesi 25.000 gemidir.
İSTANBUL BOĞAZI'NDA YAŞANAN KAZALAR CAN GÜVENLİĞİNİ VE ÇEVREYİ ETKİLEMEKTE MİDİR?
İstanbul Boğazı'nda birçok kaza yaşanmıştır. Akaryakıt ve tehlikeli madde taşıyan gemiler geçmişten bu yana İstanbul için çok büyük bir tehdit olmuştur. 1960'lardan bu yana gerçekleşen özellikle 6 büyük kazada toplam 108 bin ton petrol Boğaz'a akmış ve 73 kişi yaşamını yitirmiştir. Bugün İstanbul Boğazı'nda yılda ortalama 8 kaza meydana gelmektedir.
GEMİLERİN ÇATIŞMASI VE KARAYA OTURMASI AÇISINDAN İSTANBUL BOĞAZI MI KANAL İSTANBUL MU DAHA GÜVENLİDİR?
İstanbul Boğazı'nın en keskin dönüş noktası 80 Derece ve en dar dönüş noktası 698 metredir. Son yıllardaki verilere göre, İstanbul Boğazı'nda gemiler her geçişte yaklaşık 14.5 saat beklemektedir. Bazı şartlarda bu bekleme süresi 3-4 günü bulabilmektedir. İstanbul Boğazı'nın trafiğini 1930'lu yıllarda 50 metre uzunluğunda gemiler oluştururken, günümüzde 350 metreye varan gemiler İstanbul Boğazı'ndan geçiş yapmaktadır. Bu ise gemilerin hem manevra kabiliyetini azaltmakta hem de kaza riskini ciddi oranda artırmaktadır.
İstanbul Boğazı'ndan 2010 yılında 672 milyon gross ton yük geçmişken, bu miktar 2018 yılında 849 milyon gross tona yükselmiştir. 1930'larda İstanbul Boğazı'ndan geçen ortalama gemi sayısı 3000 ve 2019 yılında 43.000 iken, 2050 yılında Boğaz'dan geçecek gemi sayısının yılda 78.000 ve 2070 yılında ise 86.000 seviyesinde olması beklenmektedir. Bu rakamlar bağlamında, çatışma senaryoları açısından Kanal İstanbul, en zor kısımlarda İstanbul Boğazı'ndan 13 kat daha güvenlidir. Karaya oturma senaryoları açısından Kanal İstanbul, en zor kısımlarda dahi İstanbul Boğazı'ndan 2 kat daha güvenlidir.
KANAL İSTANBUL İÇİNDE KAZA RİSKİNİN ORTADAN KALDIRILMASI İÇİN NE GİBİ ÖNLEMLER ALINMIŞTIR?
Kanal boyunca herhangi bir acil durum için 7 adet acil bağlanma alanı, 2 adet römorkör ve 2 adet demirleme alanı belirlenmiştir. Ayrıca, Kanal boyunca 30 adet römorkör daima hazır halde hizmet verecektir.
KANAL İSTANBUL'DAN GEÇİŞ TEK YÖNLÜ MÜ ÇİFT YÖNLÜ MÜ OLACAKTIR?
Kanal İstanbul Projesi kapsamında trafik simülasyonu ve işletme prensibinin belirlenmesi çalışmaları sonucunda, İstanbul Boğazında olduğu gibi, Kanal İstanbul için de tek yönlü işletme prensibine karar verilmiştir (12 saat Kuzey, 12 saat Güney yönlü)
KANAL İSTANBUL AÇILDIĞI ZAMAN HÂLİHAZIRDA İSTANBUL BOĞAZI'NDAN GEÇEN GEMİLERİN YÜZDE KAÇI KANALDAN GEÇEBİLECEKTİR?
İstanbul Boğazı'ndan geçen gemilerin % 99'u Kanal İstanbul'dan geçebilecektir.
KANAL İSTANBUL PROJESİ TAMAMLANDIĞINDA NE TÜR GEMİLER KANALDAN GEÇEBİLECEKTİR?
Kanal İstanbul'dan geçecek gemiler,
◊ Tanker gemisi sınıfında, maksimum 275 m boyunda ve 48 m genişliğinde 17 m su çekimi olan gemiler,
◊ Konteyner gemisi sınıfında ise, 350 m boyunda ve 49 m genişliğinde 16 m su çekimi olan gemiler şeklinde belirlenmiştir.
İSTANBUL BOĞAZI'NDAN ÜCRET ÖDEMEDEN GEÇİLİRKEN GEMİLER PARA VEREREK KANAL İSTANBUL'DAN GEÇMEYİ TERCİH EDER Mİ?
Mevcut durumda İstanbul Boğazı'ndan geçen gemiler fener, tahlisiye ve sağlık rüsumları ile römorkör ve kılavuzluk hizmetleri için belirli ücretleri ödemektedir. Ücretsiz geçiş söz konusu değildir.
Ayrıca, gemiler İstanbul Boğazı'nda ortalama her bir geçiş için yaklaşık 14.5 saat beklemektedir. Tanker gibi tehlikeli yük taşıyan gemilerde ortalama bekleme süresi 30 saate ulaşmaktadır. Bazen 3-4 günlük beklemeler olabilmektedir. 2017 yılı verilerine göre, tankerlerin maruz kaldıkları beklemelerden kaynaklanan ekonomik kayıpları milyonlarca doları bulmaktadır. Boyu 200 metre üstü tankerlerin günlük kiralama kaybı ortalama 120 bin dolara ulaşmaktadır. Gemilerin bekleme maliyetleri de göz önünde bulundurulduğunda Kanal İstanbul geçiş yapan gemilere büyük avantaj sağlayacaktır.
KANAL İSTANBUL'DAN GEMİ GEÇİŞLERİ EMNİYETLİ ŞEKİLDE SAĞLANACAK MI?
Dünyanın en önde gelen laboratuvarlarında su modelleme ve gemi trafik simülasyon çalışmaları yapılmıştır.
Bu çalışmalarda dünyadaki gemi endüstrisindeki gelişmeler, lojistik sektörünün gelişmeleri ve Karadeniz'e komşu ülkelerin liman hacimleri, OECD verileri gibi birçok veri dikkate alınmıştır. Ayrıca, son 13 yıllık periyotta İstanbul Boğazı'nın gemi trafiğindeki değişimler de göz önünde bulundurulmuştur. Dünyanın en önde gelen kuruluşu (MTBS, Maritime & Transport Business Solutions) ile gemi trafiği projeksiyon çalışmaları yapılmıştır. Ayrıca, Kanal İstanbul boyunca herhangi bir acil durum için 7 adet acil bağlanma alanı, 2 adet römorkör ve 2 adet demirleme alanı belirlenmiştir. Ayrıca, Kanal İstanbul boyunca 30 adet römorkör daima hazır halde hizmet verecektir.
KANAL İSTANBUL PROJESİ FİKİR VE MÜHENDİSLİK PROJELERİ İTİBARİYLE YERLİ BİR PROJE MİDİR?
Kanal İstanbul tamamıyla yerli ve milli bir projedir.
KANAL İSTANBUL PROJESİ KAPSAMINDA KAÇ BİLİM İNSANI VE UZMAN GÖREV YAPMIŞTIR?
Kanal İstanbul Projesinde çeşitli üniversiteler ve kurumlardan toplam 204 akademisyen ve uzman ile çalışılmıştır.
PROJE KAPSAMINDA HALKIN GÖRÜŞ VE ÖNERİLERİ ALINMIŞ MIDIR?
Kanal İstanbul Projesinin ÇED çalışmaları kapsamında halkın katılım toplantısı 27.03.2018 tarihinde Arnavutköy Yeni Belediye Binası Kültür Merkezinde gerçekleştirilmiştir. Ayrıca, ÇED süreci dâhilinde tüm görüşler ve eleştiriler değerlendirilmiştir. 57 kurum ve kuruluş görüşleri doğrultusunda çalışmalar olgunlaştırılmıştır.
KANAL İSTANBUL PROJESİNİN İSTİHDAMA KATKISI OLACAK MIDIR?
Kanal İstanbul projesi ve entegre tesisleri ile birlikte, projenin hazırlık-inşaat aşamasında yaklaşık 10.000 kişinin, işletme aşamasında ise, Kanal ve diğer işletmelerde (limanlar, lojistik merkez, yat limanı vb.) yaklaşık 10.000 kişinin çalışması beklenmektedir.
KANAL İSTANBUL PROJESİ İMAR PLANINA İŞLENDİ Mİ?
Kanal İstanbul Projesi imar planına işlenmiştir. 23.12.2019 tarihinde onaylanan 1/100000 ölçekli İstanbul ili Avrupa Yakası Çevre Düzeni Planında su yolu olarak öngörülmüştür. İşbirliği protokolü kapsamında, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı alt ölçekli imar planı çalışmalarına devam etmektedir.
KANAL İSTANBUL PROJESİ İLE MONTRÖ VE ÜLKEMİZİN TARAF OLDUĞU DİĞER ULUSLARARASI SÖZLEŞMELER İHLAL EDİLECEK Mİ?
Kanal İstanbul'un faaliyete geçmesi, İstanbul Boğazı'nın hukuki yönünü ve Türkiye'nin uluslararası hukuktan ve Montrö Boğazlar Sözleşmesi'nden kaynaklanan sorumluluğunu ve haklarını değiştirmeyecektir. Denizel ve karasal etkiler ile ilgili ülkemizin taraf olduğu diğer sözleşmelerin etkilenmesi de söz konusu olmayacaktır.
Montrö Sözleşmesi esas olarak Boğazlar'da ülkemizin egemenliğini tescil ile gemilerin Karadeniz'e geçişini ve Karadeniz'de kalma süre ve koşullarını belirlemektedir. Kanal İstanbul ise, Karadeniz'e geçişi daha kolay ve emniyetli hale getiren isteğe bağlı bir ilave imkânı gemilere sunmaktadır.
KANAL İSTANBUL PROJESİ KAPSAMINDA YÜRÜTÜLEN TEKNİK ÇALIŞMALAR NELERDİR?
Kanal İstanbul Projesi kapsamında jeolojik, jeoteknik ve hidrojeolojik çalışmalar, hidrolik ve hidrodinamik modelleme çalışmaları, dalga modeli çalışmaları, deprem ve tsunami analizleri, heyelan araştırmaları, su kalitesi ve sediment araştırmaları, gemi trafik analizleri ve navigasyon simülasyonu çalışmaları, ulaşım yönetim planı, çevresel etki değerlendirme çalışmaları, sosyolojik etki çalışmaları ve tarihi alanların ve kültürel mirasın korunması çalışmaları yürütülmüştür.
PROJESİ KAPSAMINDA YÜRÜTÜLEN TEKNİK ÇALIŞMALAR NELERDİR? KANAL İSTANBUL İLE İSTANBUL'A 1,2 MİLYONLUK YENİ NÜFUS MU GELECEK? KANAL İSTANBUL ETRAFINDA YENİ YERLEŞİM ALANLARI MI OLUŞTURULACAK?
Kanal İstanbul Projesi ile İstanbul'a trafik, sosyal donatı ve yeşil alanlarıyla nefes aldıracak yatay mimariye dayalı örnek iki akıllı şehir inşa edilecektir. Bölgede öngörülen maksimum nüfus 500.000 kişidir.
Bu yeni yerleşim alanlarında mahalle konseptinde az katlı (maksimum 4-5 kat) yatay mimarinin hâkim olduğu düşük yoğunluklu konut alanları ve bu konut alanlarına hizmet veren ticaret, resmi kurum, kıyı tesisleri, kentsel bölgesel sosyal donatı alanları, kentsel bölgesel yeşil ve spor alanları, üniversite alanı, teknoloji geliştirme bölgesi, turizm alanı, eko-turizm alanı, sağlık turizm alanı, kongre ve fuar alanı ve lojistik bölge alanları yer alacaktır.
Bu yerleşim bölgeleri sebebiyle İstanbul'un nüfusunun artması öngörülmemektedir. Yerleşim alanlarında yer alacak nüfusun hâlihazırda İstanbul'da yerleşik olan nüfus kapsamında burada yer alacağı değerlendirilmektedir.
KANAL İSTANBUL İLE YÖRE HALKI OLUMSUZ ETKİLENECEK Mİ?
Kanal İstanbul Projesi ile ilgili Sosyal Etki Değerlendirme çalışmaları yapılmış olup, bölge halkının herhangi bir şekilde olumsuz etkilenmesi ve mağdur olması söz konusu değildir.
KANAL İSTANBUL'DAN 2 MİLYAR M3 HAFRİYAT MI ÇIKACAK? ÇIKAN HAFRİYAT İSTANBUL'UN 50 YILLIK HAFRİYAT ALANINI MI DOLDURACAK?
Kanal İstanbul inşaatı nedeniyle çıkacak hafriyat miktarı 1,17 milyar m3 tür. Bu hafriyatın depolanacağı yerler İstanbul'un mevcut hafriyat döküm sahalarından bağımsız olarak belirlenmiştir. Kent içinde yapılacak diğer hafriyat alanları ile herhangi bir ilişkisi bulunmayacaktır.
KANAL İSTANBUL PROJESİ KAZI ALANINDAN ÇIKAN HAFRİYAT NEREYE DÖKÜLECEKTİR?
Kazıdan çıkan malzemelerin büyük bölümü öncelikle kıyı tahkimatı yapılarak Karadeniz'de kıyı dolgusu olarak kullanılacak ve rekreasyon alanı elde edilecektir. Ayrıca, Kanalın Karadeniz çıkışında, batı tarafta yapılacak kıyı dolgusu ile Terkos Gölü'nün Karadeniz ile etkileşimi asgari düzeye çekilecek ve sızdırmazlığına ilelebet katkı sağlayacaktır. Doğu kısmında yapılacak dolgu ise, İstanbul'un önemli bir ihtiyacı olan Lojistik Merkez'in tüm ulaşım ağlarının en uygun noktasında teşkilini sağlayacak ve ekonomiye de katkı sağlayacaktır.
KANAL İSTANBUL HAFRİYATININ İSTANBUL TRAFİĞİNE ETKİSİ OLACAK MI?
Kanal İstanbul hafriyatının İstanbul trafiğine etkisi olmayacaktır. Kanal İstanbul Projesi kapsamında, en yüksek hacimli kazı miktarı 45 km boyundaki güzergâhın Karadeniz çıkışına/girişine 17 km mesafe olan kısımdır. Kazıdan çıkan malzemeler Kanal boyunca kendi çalışma koridoru içinde teşkil edilecek yollar kullanılarak Karadeniz'de belirlenen dolgu alanlarına nakledilecektir. Şehir içi yollar ve çevre yollarının kullanılması söz konusu değildir.
KANAL İSTANBUL İNŞAATININ BAŞLAMASIYLA MEVCUT TEM VE D100 (E-5) YOLLARI TRAFİĞE KAPATILACAK MI?
Kanal İstanbul inşaatı sırasında TEM ve E-5 trafiğe kapanmayacaktır. Kanal inşaatına başlanmadan önce mevcut kara ve demiryolu bağlantılarının köprü ve tünelleri yapılarak ulaşımın aksamaması için gereken her türlü tedbir alınacakt��r. Söz konusu ulaşım koridorlarının projeleri, ilgili kurumlar ile koordineli olarak hazırlanmış ve gerekli mutabakatlar alınmıştır.
KANAL İSTANBUL DEPREM RİSKİNİ ARTIRIR MI?
Deprem, yer kabuğunu oluşturan yüzlerce km kalınlığındaki levhaların tektonik hareketlenmeleri sonucu ortaya çıkmaktadır. 20,75 metre derinliğinde sığ bir inşaatın, yüzlerce km kalınlığındaki bu kütleleri tetiklemesi mümkün değildir. İnsan eliyle yapılan hiçbir proje (metrolar, köprüler, derin bodrumları olan alışveriş merkezleri vb.) bundan farklı değildir. Ayrıca, Kanal İstanbul güzergâhı üzerinde herhangi bir aktif fay hattı bulunmamaktadır. Kanal İstanbul'a 11 kilometre mesafeden Kuzey Anadolu Fay Hattı ve 30 kilometre mesafeden Çınarcık fay hattı geçmektedir. Kanal İstanbul'un gerek kazı/dolgu hacmi gerekse Kanaldaki su hacmi açısından herhangi sismik harekete neden olması söz konusu değildir.
KANAL İSTANBUL İLE 8 MİLYON İSTANBULLU BİR ADAYA MI HAPSEDİLECEK? DEPREM DURUMUNDA BU NÜFUSUN GÜVENLİĞİ NASIL SAĞLANACAK?
Depremdeki ilk eylem, insanların bulunduğu binalardan tahliyesi ve en yakın toplanma alanına intikalidir. Bu ise, her semt/mahalle özelinde planlanır. 8 milyon insanın depremde Küçükçekmece-Durusu hattının Batısına kaçması gibi bir eylem planı mevcut değildir. Bu akla ve bilime aykırıdır.
Bilakis, deprem sonrası insanların özel araç kullanmamaları, acil müdahale için ana arterlerin sadece kurtarma ekiplerince kullanımı ve sivil araç trafiğinin minimize edilmesi can ve mal emniyeti için olmazsa olmaz bir gerekliliktir. "Ada" nitelemesi ile oluşturulmak istenen mahrumiyet algısı art niyetli bir yaklaşımın ürünüdür.
Bu yaklaşım tarzı adalar ve depremler ülkesi Japonya'nın deprem anında ada dışına nasıl kaçacağının bir problem olarak ortaya sürülmesi kadar manasızdır.
KANAL İSTANBUL PROJESİ ALANINDA DEPREME BAĞLI ZEMİN SIVILAŞMASI RİSKİNE KARŞI ÖNLEMLER ALINMIŞ MIDIR?
Proje güzergâhı boyunca sıvılaşma analizleri gerçekleştirilmiştir. Sıvılaşma ihtimaline karşı günün teknolojik imkânlarının sağladığı tüm önlemler alınmış ve risksiz durum sağlanmıştır.
KANAL İSTANBUL PROJESİ KAPSAMINDA MARMARA DENİZİ VE KARADENİZ'DE OLUŞMASI MUHTEMEL TSUNAMİ İLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR NELERDİR?
Marmara Denizi ve Karadeniz'de oluşabilecek tsunami riskinin değerlendirilmesi amacıyla tsunami modelleme çalışmaları yapılmıştır. Yapılan çalışmalar neticesinde, bölgedeki heyelanların ve sismik hareketlerin aynı anda harekete geçmesiyle oluşacak tsunaminin yaratacağı maksimum dalga yüksekliğinin,
◊ Marmara Denizi girişinde 117 cm,
◊ Karadeniz girişinde 68 cm mertebesini aşmayacağı tespit edilmiştir.
Bu da sınırlı bir değer anlamına gelmektedir.