Türkiye 'Narin' bir acıyla sarsıldı. 85 milyonun yüreğine kor ateş düşen haber Diyarbakır Bağlar'dan geldi.
21 Ağustos'tan bu yana aranan 8 yaşındaki Narin Güran'ın cansız bedeni üzeri taşlarla gizlenmiş vaziyette dere kenarında çuvalın içerisinde bulundu.
Otopsi işlemleri sonrası Narin'in bacağında kopukluk, boğazında boğma izi tespit edildi. Talihsiz çocuk, dua ve ağıtlar eşliğinde toprağa verildi.
Türkiye Narin'e ağlarken vahşi cinayette sır perdesi aralanıyor.
BİR 'ÇUVAL' İTİRAF
Sıva ustası olduğu öğrenilen Nevzat Bahtiyar, amca Salim Güran'ı işaret edip "Narin'in cesedini çuval içerisinde bana verdi, ortadan kaldırmam için 200 bin TL teklif etti" dedi. Cani amcanın yapmacıktan arama kurtarma çalışmalarına katıldığını, renk vermemek için sulama kanalının içine bile girdiğini söyledi.
AMCA SALİM GÜRAN NE DEDİ?
Cinayetin bir numaralı ismi amca Salim Güran'ın da ifadesi ortaya çıktı. Güran'a "Narin'in babası olma olasılığın var mı?" diye soruldu. "Yok öyle bir şey" yanıtı alındı.
Narin Güran'a imin zarar verdiğine yönelik soruya ise amca Salim Güran, "Ne bileyim ben kim zarar vermiş. Ben öldürmedim" diyerek cevap verdi.
BİR KÖYÜN ÖLÜM SESSİZLİĞİ
Narin Güran cinayetinde yüreklerdeki ateş henüz sönmemişken Tavşantepe Mahallesi'ndeki ölüm sessizliği büyük tepki çekti.
Küçük kızın trajik sonu ile ilgili köydeki inanılmaz suskunluk hali, yalan beyanlar, arama çalışmalarını yanlış yönlendirmeler, spekülatif iddialarla soruşturmayı saptırma girişimleri tek tek açığa çıktı.
DELİL KARARTMAYA KADAR VARAN AKLI KİM VERDİ?
Bu noktada kendi çapında nüfuzlu olduğu öne sürülen bu aileyi kim ya da kimlerin yönlendirdiği, soruşturma sürecinin neticesiz bırakılması için delil karartmaya kadar varan aklı verenlerin kimlerin olduğu merak konusu oldu.
NARİN GÖRMEMESİ GEREKEN NEYE TANIK OLDU?
SABAH Gazetesi yazarı Okan Müderrisoğlu "Cinayet Saati" başlıklı köşe yazısında Narin Güran'ın köyündeki ölüm sessizliğine dikkat çekti.
Müderrisoğlu şu ifadeleri kullandı:
"Narin..
Görmemesi gerektiği düşünülen neye tanık oldu?
Veya...
Bizzat masumiyetine yönelen hangi tacize maruz bırakıldı?
Bu soruların her biri mutlaka karşılık bulacaktır...
Ama...
Doğu ve güneydoğuda, kapalı toplum yapısı içinde kız çocuklarının, dilsiz kesilen annelerin bir ömür boyu taşımak zorunda kaldıkları travmatik yaşanmışlıklar...
Kentlerin çeperlerine yerleşen ve hayata tutunmaya çalışan ailelerin acı dolu hikâyeleri...
Cehalet ve ekonomik yetersizlikle iç içe geçen şiddete meyilli erkeklerin birer ölüm makinesine dönüşmesi...
Mini minnacık bir bedenin ölümü değil sadece bizi kedere boğan... 24 saatte tükenip giden nasır tutmuş duygularımızın boğulmasıdır yüzleşmemiz gereken.
Yine de...
Narinler... Cennete gittiklerini bilsek de mezarlarında rahat yatabilmeleri için..
