POST-TRUTH SİYASİ KÜLTÜR
Oxford Sözlüğü'nün 2016'da "Yılın Kelimesi" seçtiği "Post-Truth", yeni bir politik kültürü tanımlıyor. Bu yeni politika kültürünün geniş anlamdaki ilk uygulamaları 2016'da Trump'ın başkanlık seçimleri ve İngiltere'nin "Brexit" kampanyasında görüldü.
Terim Türkçeye "gerçek ötesi veya gerçek sonrası" olarak çevrilse de anlamı tam olarak karşılamıyor.
"Oxford Sözlüğü"ne göre "Post-Truth"; "bahsedilen herhangi bir konuda kamuoyu oluşturmak için nesnel hakikatlerin, duygulardan ve kişisel kanaatlerden daha az etkili olma durumudur". Terim, politik alanda artık gerçeklerin değil duygu, algı ve hatta yalanların daha etkili olduğunu belirtmektedir.
"Post-Truth" politika yapanlar, siyasi söylemlerinde bile isteyerek yalana başvurur, doğru olmayan verileri hakikatmiş gibi anlatır veya ispatlanması mümkün olmayan iddialarda bulunur. Bu politika sadece kuru yalanlara dayanmıyor.
Siyasi söylemlerin kitlelerin duygularına hitap etmesi, bu duyguları yükseltecek ve dönüştürecek (yalan da olsa) içeriklere sahip olması gerekiyor.
Cambridge Analytica ve "Post-Truth" Çerçevesinde Kitlelerin Siyasi Yönelimlerini Etkilemek
CAMBRİDGE ANALYTİCA NEDİR?
2013'te Londra'da kurulan Cambridge Analytica'nın amacı: Davranış bilimlerini kullanarak sosyal medya kullanıcılarının verilerini analiz edip; siyasi parti, devlet, STK, şirket gibi kurumların hedef alacağı kişi ve kitleleri belirlemeye yardımcı olmak.
Cambridge Analytica'nın Kasım 2016'da ABD'de yapılan ve Trump'ın başkan olduğu seçimlerle ve Haziran 2016'daki İngiltere'nin AB'den ayrıldığı Brexit referandumuna müdahale ettiği kesinleşti.Şirketin küresel olarak 200'den fazla seçimde ve şirket danışmanlıklarında manipülasyonlara neden olduğu da ortaya çıktı. Günümüzde Cambridge Analytica gibi algı yönlendirmesi alanında çalışan birçok şirket faaliyet gösteriyor.
Cambridge Analytica'nın bağlı olduğu SCL Group'un Türkiye'de de ofisi bulunuyor.
FACEBOOK, KULLANICI BİLGİLERİNİ NASIL 3. TARAFLARA SATTI?
2010'da Facebook, daha fazla kullanıcıya ulaşmak ve para kazanmak için kullanıcı verilerini analiz şirketleri, akademisyenler, STK'lar, yazılımcılar gibi 3. taraflara satmaya başladı. Kullanıcıların Facebook profillerindeki her türlü bilgi, bu 3. taraflara sonuna kadar açık hale geldi. Bu süreçte iki bine yakın projede Facebook kullanıcılarının profil bilgileri kullanıldı. Veriler, Facebook'ta çalışan uygulamalar üzerinden sağlandı.
İnsanlar uygulamaları kullanırken, uygulamaların önlerine getirdiği testleri cevaplarken hem kendi hem de arkadaşlarının profillerinin ele geçirildiğinden haberleri yoktu.