Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna'ya karşı saldırı emrini verdi. Bu gelişmelerin ardından başta ülkenin başkenti Kiev olmak üzere Ukrayna'nın birçok noktasında patlama sesleri duyuldu.
Öte yandan kuşatmanın 2. gününde Rus askerlerinin Kiev'e doğru ilerlediği gözlemlendi.
Gelişmelerin üzerine Kiev Belediye Başkan, şehrin savunma aşamasına geçtiğini duyurdu.
Rusya ve Ukrayna arasındaki savaş, Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ni de gündeme getirdi.
Ukrayna makamları Rusya ile savaş halinde olduklarını belirterek Türkiye'den Montrö'nün 19. maddesi kapsamında Rus gemileri için Çanakkale ve İstanbul Boğazı'nın kapatılmasını istedi.
"TÜRKİYE TEREDDÜTSÜZ UYGULAYACAK"
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu konuya ilişkin yaptığı açıklamada Ukrayna'nın bu hususta resmi bir talepte bulunduğunu ifade ederken maddelerin gayet açık olduğunu ve bugüne kadar olduğu gibi Türkiye'nin Montrö Antlaşması'nı tereddütsüz uygulayacağını vurguladı.
Çavuşoğlu, iki ülke arasındaki krizin "savaş" sayılıp sayılmamasına göre durumun farklılaşabileceğine dikkat çekerek şunları söyledi: "Yani Türkiye'nin taraf olmadığı bir savaşta, savaşın tarafı olan ülkelerle ilgili alınabilecek tedbirler var. Gerektiğinde Boğazlardan savaş gemilerinin geçişini Türkiye durdurabilir."
KIYIDAŞ ÜLKENİN GEMİSİ KENDİ ÜSSÜNE DÖNEBİLİR
Çavuşoğlu, mevcut durumun bir savaş olarak kabul edilip edilmeyeceğine ilişkin soru üzerine de "Uzmanlarımız bir kere savaş hali var mı onu çalışıyor. Savaş halini hukuken kabul edersek bu süreç başlayacak ve gelişmelere göre savaş gemilerinin geçişini sınırlandırabiliriz" dedi.
Çavuşoğlu, anlatamadaki istisnayı da hatırlattı:
"Montrö Sözleşmesi'nde ayrıca bir şey var. Burada savaşın tarafı olan ülkelerin gemilerinin kendi üslerine dönme talebi olursa, o zaman ona izin verilmesi gerekiyor. Biz yasaklasak da Rusların böyle bir hakkı var. Sözleşme yapılırken, Rusya kendisine uygun madde koydurmuş. 19, 20 ve 21. Madde bunları düzenliyor. En sonunda diyor ki, kıyıdaş ülkenin gemisi kendi üssüne dönme talebiyle geçmek isterse buna izin verilir."
"TÜRKİYE, ANLAŞMA HÜKÜMLERİNE HARFİYEN RİAYET EDECEK"
TBMM Başkanı Mustafa Şentop, Tekirdağ'da basın mensuplarının sorularını cevaplandırdı.
Ukrayna Büyükelçisinin "Boğazların kapatılması" yönünde bir talebi olduğunu hatırlatan ve bu konuda Montrö Anlaşması'nın çok net olduğunu belirten Mustafa Şentop, sözlerini, "Türkiye, Montrö Anlaşması hükümlerini net bir şekilde kararlılıkla takip etmektedir. Bugüne kadar da böyle oldu bundan sonra da bu anlaşma hükümlerine Türkiye harfiyen riayet edecek" dedi.
MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ NEDİR, MADDELERİ NELERDİR?
Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ne göre, Karadeniz'e kıyısı olmayan ülkelerin sözleşmeye uygun şartları taşıyan askeri gemileri, 15 gün önceden Türkiye'ye haber vererek boğazları geçebiliyor ve en fazla 21 gün Karadeniz'de kalabiliyor.
Türkiye'nin İstanbul ve Çanakkale boğazlarında egemenlik haklarını düzenleyen sözleşme, aslında boğazlar üzerinde yaklaşık 300 yıldır yürütülen girişimlerin son halkasını oluşturuyor.
Batı Avrupa ülkeleri ve Rusya'nın tehditleri doğrultusunda boğazlar politikasını yenileyen Osmanlı Devleti, Birinci Dünya Savaşı'ndan mağlup çıkması sonucu Sevr Antlaşması'yla boğazların yönetimini İngiltere, Fransa, İtalya ve Japonya'nın başı çektiği bir komisyona bıraktı.
Kendi bayrağı ve bütçesi bulunan bu komisyon boğazların güvenliğini de sağlayacaktı. Ancak Türk ordusunun Kurtuluş Savaşı'nı kazanmasıyla Çanakkale ve İstanbul boğazlarının kontrolü 1923'te Boğazlar Sözleşmesi'yle Milletler Cemiyeti'ne bağlı Türkiye başkanlığındaki Uluslararası Boğazlar Komisyonu'na devredildi.
Barış zamanında sınırlama olmaksızın askeri ve ticari gemi geçişine izin verilen bu dönemde, Türkiye'ye sadece savaşta kısıtlama uygulama hakları tanındı.
SİLAHLANMA YARIŞININ BAŞLAMASIYLA ŞARTLAR DEĞİŞTİ
Söz konusu komisyon, boğazların askerden arındırılmasını da öngörüyordu. Bu durum Türkiye'nin egemenlik haklarını kısıtlarken, savaş dönemlerinde savunma anlamında da bir zafiyet oluşturuyordu.
Özellikle 1930'larda yeniden başlayan silahlanma yarışı, komisyonun oluşturulduğu dönemin şartlarının ortadan kalktığını gösteriyordu.
Uluslararası düzendeki kutuplaşmadan istifade edip harekete geçen Türkiye'nin boğazların statüsünü değiştirme hamlesine, 1936'da İngiliz Dışişleri Bakanlığı, "Türkiye'nin Boğazlar Sözleşmesi'nin değiştirilmesi ile ilgili isteği haklı kabul edilmektedir." açıklamasıyla destek verdi.
İngiltere ve Balkan Antantı ülkelerinin desteğiyle 22 Haziran 1936'da İsviçre'nin Montrö kentinde Türk boğazlarının statüsünü değiştirecek konferans toplandı. Konferans 20 Temmuz 1936'da Türkiye'nin egemenlik haklarını iade etti ve Montrö Boğazlar Sözleşmesi imzalandı.
Sözleşme, 9 Kasım 1936'da yürürlüğe girdi.
Kıyıdaş olmayan devletlerin savaş gemileri Karadeniz'de 21 günden fazla kalamıyor
Montrö'ye göre, Karadeniz'e kıyıdaş olmayan devletlerin askeri gemileri ile bunlara yardımcı deniz araçları, sözleşme şartlarını yerine getirmek kaydıyla boğazlardan serbestçe geçme hakkına sahip.
Sözleşmede geçiş için belirtilen şartların başında ise gemilerin tonajı ile Karadeniz'de kalış süreleri gibi sınırlamalar bulunuyor.
Türk Boğazlarından bir gün içinde geçecek askeri gemilerin kıyıdaş olsun ya da olmasın toplam tonajının 15 bin tonu aşmaması gerekiyor.
Sözleşmede uçak gemilerine ilişkin bir madde bulunmazken, bu gemiler yapıları gereği uygulanan tonaj sınırını aştığı için boğazlardan geçerek Karadeniz'e giremiyor.
İlke olarak, yabancı ülke denizaltıları Türk Boğazlarına giremiyor. Kıyıdaş ülkeler ise sipariş edilmiş denizaltılarını teslim almak ya da onarıma göndermek ve getirmek için Boğazları kullanabiliyor.
Sözleşmeye göre, ne sebeple olursa olsun Karadeniz'e kıyıdaş olmayan ülkelere ait savaş gemileri bu denizde 21 günden fazla kalamıyor.