Bebekleri anlaşmalı hastanelere sevk ederek haksız kazanç sağlayan ve ihmali davranışlarda bulunarak ölmelerine neden olan Yenidoğan çetesi hakkında kan donduran yeni detaylar ortaya çıkmaya devam ediyor.
TAKVİM.COM.TR MAĞDURLARIN İFADESİNE ULAŞTI
Takvim.com.tr Yenidoğan çetesi mağdurlarının ifadelerine ulaştı. Yaşadıkları dehşeti anlayan aileler aynı yöntem ile kandırılırken, yaşadıkları dehşetin detayları tüyler ürpertti.
SAĞLIKLI BEBEĞİ ÖLDÜRDÜLER
Yenidoğan çetesinin 10 yıldır bebek hasreti çeken Kayalar çiftinin evine de ateş düşürdü. Sağlıklı doğan bebekleri günlerce kuvözde bekletildi.
Anne Gözde Kayalar, "Tomografi çekmişler, röntgen çekmişler, çocukta hiçbir sıkıntı görmemişler. Çocuğum sağlıklıydı. Kendi nefes alıyor, el hareketleri normal, her şey normaldi. Öğlen gittim bana "çıkışını hazırlıyoruz" dediler ancak daha sonra sabaha size ölüm haberini veririz dediler" diyerek yaşadıkları acıyı anlattı.
35 haftalık hamileyken oğlunu dünyaya getiren Gözde Kayalar, doktorun kendilerini bebeklerini yakın zamanda hastaneden çıkaracaklarını söylediğini belirtti. Kayalar, "Akşama doğru aradılar, çocuk yorgun gelmeyin dediler bize. Akşam 9.30 gibi tekrar gittik. Çocuk mosmor olmuş, ağzının içi simsiyah, parmaklarının içleri simsiyah, diyorum benim çocuğum sağlıklıydı. Sabaha size ölüm haberini veririz dediler" ifadelerini kullandı.
Baba Kayalar ise taburcu etmek niyetiyle hastaneye gittiğini ancak çocuğunun tabutunu aldığını dile getirdi.
PREMATÜRE DEMEK İÇİN HAFTASINI DÜŞÜRDÜLER
Anne Gözde Kayalar, 35 haftalıkken doğurduğu çocuğunun ölüm raporunda 34 haftalık yazdığını ifade etti. Kayalar, "Ben eşime dedim haftasını bile düşürmüşler bu çocuğun sırf prematüre demek için." dedi.
"KENDİ KULLANIMLARINDA OLAN ÖZEL AMBULANSLA EŞİMİ GÖTÜRDÜLER"
28 haftalık hamile olan eşinin tansiyon rahatsızlığı üzerine Esenyurt ilçesinde bulunan Özel Esencan Hastanesi'ne gittiğini belirten Mehmet Hanifi Kaya isimli mağdur, hasta eşinin 4 saat beklettikten 'yoğun bakımlarımız dolu size burada müdahalede bulunamayız' diyerek Esenler Güney Hastanesi'ne çetenin kendi kullanımında olan özel ambulans ile eşinin sevk edildiğini ifade etti.
"KAPIDA 8 BİN TL İSTEDİLER"
Eşinin ambulans ile hastaneye gelir gelmez hayati tehlikesinin olduğunu ve acil olarak doğuma aldıklarını söyleyerek benden 8.000 TL para istediler diyen Kaya, "Eşimin durumunu merak ederken benden ilk olarak para ödememi istediler, bende yanımda bulunan banka kartı ve kredi kartı ile hemen ödeme yapmak istedim, banka kartım ile 8.000 TL yi ödemek istediğimde bana 4.000 TL nin nakit olarak 4.000 TL nin banka kartı ile ödenmesini istediler. Akabinde ben istedikleri paranın nakit olan 4000 TL'lik kısmını yakınlarda bulunan bir atmden çekerek veznede bulunan personele elden teslim ettim. Bana para karşılığında herhangi bir makbuz ya da işlem yapıldığına dair bir belge verilmedi. Geri kalan 4000 TL'yi de banka kartımdan çektiler ve slip verdiler. Aynı sıralarda ameliyatta olan eşim de doğum yapmıştı. Sonrasında eşim, çocuğum ve ben 3 gün boyunca hastanede kaldık. Çocuğum çocuk yoğun bakım ünitesinde kaldı. Çocuğum yoğun bakım ünitesinde kaldığı süre zarfınca 2 kez Dr. Songül hanım tarafından bilgilendirildim. Bana bebeğimin iyi olduğu bilgisi Songül hoca tarafından verildi. 2. Gün Songül hanım eşimin durumunun iyi olduğunu fakat çocuğumun durumunun iyi olmadığı bilgisini verdi. 3.gün olan 16.11.2023 günü gece 04.00 sıralarında da çocuğumuz vefat etti. Vefat haberini öğrendikten sonra da hastaneden çıkış işlemlerini yaparak ayrıldık" dedi.
"BEBEĞİMİN ÖLECEĞİNİ SÖYLEDİLER"
Bir diğer mağdur Erhan Karaduman ise, "Kanuni Sultan Süleyman Hastanesinde bebeğimin doğumuyla ilgilenen Nevin Tüten isimli doktor bize bebeğin durumunun kötüleştiğini ve acil olarak sevk edilmesi gerektiğini söyledi. Saat 03:00-04:00 sıralarında bebeğim Özel Bağcılar Medilife Hastanesine sevk edildi bu sırada bebeğimin rahatsızlığı ile alakalı herhangi bir tanı konulmamıştı. Bebeğim Kanuni Sultan Süleyman Hastanesinden Özel Bağcılar Medilife Hastanesi'ne ambulansla gitti. Özel Bağcılar Medilife Hastanesinde bebeğimle Dursun Eryılmaz isminde doktor ilgilendi. Beğimin kalp yetmezliği durumu olduğunu ve metabolik hastalığının bulunduğu bilgisini bize verdiler. Eğer bebek yaşarsa yüzde seksen ihtimalle engelli olacağını ya da bebeğimin öleceğini bize söylediler" dedi.
"BEBEĞİM ERTESİ GÜN VEFAT ETTİ"
Karaduman ifadesinin devamında, "Ben eşimin yanına giderken hastanede yarı yolda tekrardan arandım ve bebeğimin durumunun kötüleştiğini acil olarak hastaneye geri dönmem gerektiğini söylediler. Ardından ben Bağcılar Medilife Hastanesine gittim ve bebeğim hala yaşıyordu. Bana bebeğimin durumun kötü olduğunu söylediler dışarıdan özel bir doktor gelerek bebeğimi muayene edeceğini bunun karşılığında da 3.000 TL civarı ödeme yapmam gerektiğini bana söylediler. Bebeğim ertesi gün Bağcılar Medilife Hastanesi'nde vefat etti. Vefat üzerine benden talep edilen 3.000 TL'yi hastane almadı. Bebeğim yoğun bakımda olduğu için bebeğimle Dursun Eryılmaz isimli doktor mu başka bir doktor mu ilgilendi çok göremedim çünkü yoğun bakım ünitesine günde bir kere bizi içeri alıyorlardı. Ancak bebeğimin ölümünde bana bilgilendirmeyi Dursun Eryılmaz isimli doktor yaptı" dedi.
Eşinin aniden doğum suyu gelmesi sebebiyle doğum öncesi kontrolleri yaptırdıkları hastanede kendi doktorlarının rahatsızlığı sebebiyle Şehit İlhan Varank Şehir Hastanesi'ne gittiklerini belirten mağdur Hakan Helvacı, hastanede görevli doktor tarafından yeni doğan yoğun bakım ünitesinde yer olmadığını ifadesine belirtti.
Sözlerini devamında mağdur Helvacı şu ifadeleri kullandı:
"İstanbul'da şu an 2 hastanede müsaitlik var biri Avcılarda ismini hatırlamadığım özel bir hastane diğeri ise Özel Bağcılar Medilife Hastanesine olduğunu söyledi, burada Barış YOLCU isminde bir hocanın bizi kabul ettiğini söylediler. Bende nispeten daha yakın diye Özel Bağcılar Medilife Hastanesine gitmek istediğimi söylemem üzerine yaklaşık 1-2 saat içerisinde Özel Bağcılar Medilife Hastanesinin özel ambulansı geldi eşim ambulansla giderken bende kendi arabamla ambulansı takip ettim. Hastaneye saat 23:00 civarlarında vardığımızda bizimle ilgilenen bir doktor olmadığını gördüm, yalnızca ebe olan birisi bulunuyordu. Ebe eşimin durumunu kontrol edeceğini şu an hastanede doğum yaptırmaya elverişli bir doktor bulunmadığını durumun ciddiyetine göre ameliyat gerekiyor ise hemen doktora haber vereceklerini ve doktorun hastaneye geleceğini bize söyledi, sabaha kadar eşimin durumu stabildi. Bu hastanede görevli doktor tarafıma bebek yeni doğan yoğun bakım ünitesinde yer olmadığını ve durumun acil bir vaka olması sebebiyle 112'ye bildireceklerini söylemesi üzerine yaklaşık yarım saat sonra hatırlamadığım başka bir görevli personel İstanbul'da şu an 2 hastanede müsaitlik var biri Avcılarda ismini hatırlamadığım özel bir hastane diğeri ise Özel Bağcılar Medilife Hastanesine olduğunu söyledi, burada Barış Yolcu isminde bir hocanın bizi kabul ettiğini söylediler. Bende nispeten daha yakın diye Özel Bağcılar Medilife Hastanesine gitmek istediğimi söylemem üzerine yaklaşık 1-2 saat içerisinde Özel Bağcılar Medilife Hastanesinin özel ambulansı geldi eşim ambulansla giderken bende kendi arabamla ambulansı takip ettim. Hastaneye saat 23:00 civarlarında vardığımızda bizimle ilgilenen bir doktor olmadığını gördüm, yalnızca ebe olan birisi bulunuyordu. Ebe eşimin durumunu kontrol edeceğini şu an hastanede doğum yaptırmaya elverişli bir doktor bulunmadığını durumun ciddiyetine göre ameliyat gerekiyor ise hemen doktora haber vereceklerini ve doktorun hastaneye geleceğini bize söyledi, sabaha kadar eşimin durumu stabildi."
"BEBEĞİMİN 1-2 DEFA KALBİNİN DURDUĞUNU SÖYLEDİLER"
"Sabah Barış Yolcu isimli doktor yanımıza geldi, eşimin durumunu kontrol ettikten sonra bize sezeryan ile doğum yapılması gerektiğini, anne karnından çocuğa bir iğne vurulması gerektiğini bunun sebebinin hamilelik sürecinin henüz 25. Hafta olduğu çocuğun gelişimini tamamlayamadığı, doğumu halinde iç organlarının tam olarak gelişmediğinden böyle bir tedavi yöntemi izleyeceklerini söyledi daha sonra iğneyi yaptılar, iğnenin etki süresi 24-48 saat arasında olduğunu söyledi ve buna ek olarak 1 gün daha beklemenin faydalı olacağını belirtti. Salı günü eşimi doğum için ameliyata aldılar. Doğum gerçekleştirildi. Ameliyatı yapan doktorun Barış Yolcu isimli doktor olduğunu biliyorum, ameliyatın başarılı geçtiğini çocuğumun ve eşimin şu anlık durumlarının iyi olduğunu, bebeği yeni doğan yoğun bakım ünitesinde küveze alacaklarını, burada durumunu takip edeceklerini, bundan sonraki bebek ile ilgili süreci yeni doğan yoğun bakım biriminin takip edeceğini bana söylediler. Devamında yeni doğan yoğun bakımında doktor olduğunu söyleyen, renkli gözlü başının üst kısmı kel, yanlarda hafif saçları bulunan, 1,70 boylarında,75-85 kilo civarlarında üzerinde beyaz önlük bulunan doktor yanıma geldi bebeği şu an kontrol altına aldık bizim için ilk 48 saat çok önemli ardından 4 gün ve kademeli olarak artan şekilde izleme yapmamız önemlidir şeklinde bana bir bilgilendirme yaptı. Dursun olarak bildiğim doktor ile görüştüm doktor bana bebeğimin kalbinin gece 1-2 defa durduğunu, kalp masajı yapıp geri döndürdüklerini söyledi, aynı gün öğlen saatlerinde yukarıda eşgalini belirtmiş olduğum diğer doktor benimle görüştü ve bebeğimin kalbinin bir kez daha durduğunu yine müdahale ile döndürdüklerini bir durum olursa bize haber vereceklerini bizim hastanede kalmamızı gerektirecek bir durum olmadığını söyledi."
"DOKTOR BEBEĞİMİN ÖLÜM HABERİNİ VERDİ"
"Bende bunun üzerine eşimi de alıp evime doğru yola çıktım eşimi eve bıraktıktan sonra hastaneden bana bebeğimin kimliğinin çıkarılması gerektiğini söyledikleri için kaymakamlığa gittim kimlik çıkarma işlemlerini başlattım, evime dönerken hastaneden aradılar. Doktorun benle görüşmek istediğini söylediler. hemen doktora telefonu verdi ve doktor bana telefonda hastaneye gelirseniz iyi olur şeklinde konuştuktan sonra telefonu kapattı, bende apar topar yanımda bulunan kayınbiraderim ile birlikte Özel Bağcılar Medilife Hastanesine doğru yola çıktım, yoldayken hastaneden beni tekrar aradılar bu sefer telefonda doktor olduğunu söyleyen kişi bana bebeğimin ölüm haberini verdi."
"BEBEĞİM VEFAT ETTİKTEN SONRA CENAZEYİ HEMEN TESLİM ETMEDİLER"
Bir diğer mağdur Yusuf Karakoç, bebeklerinin iki ay yoğun bakımda kaldığını ifade ederek, "Eşim Sibel Karakoç 7 aylık hamile iken 2023 yılı ağustos ayında erken doğum nedeni ile Çınarcık Devlet Hastanesine gittik. burada yeterli donanım olmadığı için Yalova Devlet Hastanesi ile iletişime geçtiler, sonrasında Yalova Devlet Hastanesi'nde de doğum sonrası çocuk yoğun bakım ünitesinin olmaması nedeni ile kabul etmemeleri üzerine birkaç yeri daha aradılar ancak yer bulamayınca Çınarcık Devlet Hastanesi'nde görevli kadın doğum doktoru ismini şu an hatırlamadığım bayan doktor tarafından Özel Bağcılar Medilife Hastanesi'ne sevk yapıldı, bu bayan doktor şu anda Çınarcık Devlet Hastanesi'nde çalışmamaktadır. Nerede görevli olduğunu bilmiyorum, maddi durumum iyi olmadığını, kendi imkanlarım ile gidemeyeceğimi söyledim.
Bunun üzerine 112 acil ambulans ile Özel Bağcılar Medilife Hastanesi'ne giderek gerekli evrak işlemleri sonrasında eşimi doğuma aldılar. Sezeryan ile kızım Havanur Karakoç 15/08/2023 tarihinde dünyaya geldi. Ancak bağırsakları anne karnında çürüdüğü için ameliyat ile bağırsakları aldılar ve 2 ay kadar bebeğim yoğun bakımda kaldı. Herhangi bir ücret almadılar. Dışarıdan kalp ve göz doktoru geldi, bu doktorların muayene parasını verdim. Eşimin özel hastanedeki doğum işlemlerini ismini bilmediğim bayan doktor gerçekleştirmişti.
Doğum sonrası yoğun bakım işlemleri için de yine ismini bilmediğim erkek bir doktor ilgilenmişti. Yapılan tüm müdahale ve bakımlara rağmen bebeğim Havanur Karakoç 2 ay kadar sonra yani 19/10/2023 tarihinde vefat etti. Bebeğim vefat etmeden önce beni aradılar ve bebeğin durumunun iyi olmadığını, gelmemiz gerektiğini, şu anda müdahale edildiğini söylemişlerdi, hemen yola çıktım hastaneye gelmeden yarım saat önce tekrar aradım ve bebeğimin vefat ettiğini söylediler. Bebeğim ve eşim ile ilgilendiler, herhangi bir usulsüzlük hissetmedim. Şahit de olmadım. Haftada bir hastaneye giderek bebeğimizi görüyorduk.
Bebeğim Havanur Karakoç vefat ettikten sonra cenazeyi hemen teslim etmediler. Adli tıpa gitti. İfade vermem gerektiğini söylediler. Bağcılar'da polis merkezinde ifade verdim. İfadem de şikayetçi olmadığımı söyledim ve ertesi gün Alibeyköy Belediyesi'ne ait cenaze aracı ile Yalova iline gelerek Esenköy'de defin işlemleri yaparak Esenköy yeni mezarlığına defnettik. Bahse konu rapor tarafıma okundu, anladım.
Ancak raporda belirtilen hususlar anladığım şeyler değildir. Çınarcık Devlet hastanesi görevlileri bir çok yer ile telefonla irtibat kurdular, ancak sadece Özel Bağcılar Medilife Hastanesi'nde yer bulabildikleri için bizi buraya sevk ettiler. Bu hastanede de eşim ve bebeğim ile ilgilendiler. Herhangi bir usulsüzlük görmedim ve hissetmedim. Bebeğim Havanur Karakoç'un vefat etmesi ile ilgili kimseden herhangi bir dava ve şikâyetim yoktur." şeklinde konuştu.
"KUVÖZDE BEBEĞİMİN ÖLÜ HALİNİ GÖRDÜM"
Michelle Nwando Opara'nın ölümü ile ilgili ifade veren Benedict Nnayereugo, "Michelle Nwando Opara öksürük ve soğuk algınlığı şikayeti ile ilgili olarak Beylikdüzü Medilife Hastanesine 14.01.2024 tarihinde sabah 09.00 sıralarında götürdüm. Önce danışmaya bebeğimin yatış işlemlerini yaptım ve yatış ücretini ödedikten doktor bebeğimi muayene etti. İşlemlerden sonra test, muayene işlemeleri ile birlikte oksijen verdiler ve RSV teşhisi kondu. Bu işlemler sonucunda bebeğin hastaneye yatırılmasını uygun gördüler ve bebeğim 4 gece Beylikdüzü Medilife Hastanesi'nde kaldı. 1'inci gün normal bir odada ben ve bebeğin annesi ile birlikte kaldık, bizim dışımızda kaldığımız aynı odada aynı hastalıkta bir bebekte bizim gibi ailesiyle birlikte kaldı. Diğer gün ise benim bebeğimi üst katta bulunan yeni doğan yoğun bakım ünitesine aldılar, burada da 3 gece kaldı, burası yoğun bakım olduğu için biz anne baba olarak yanında kalamadık, 3. günün sonunda bebeğimin doktoru olduğunu bildiğim kişi "Burası 1 aylık bebekler için bir yer sizin bebeğiniz burada kalırsa ölür ona yeni bir hastane bulun" dedi.
Bizde bebeğimiz için uygun bir yoğun bakım ünitesi olan hastane aradık. Biz hastaneyi bulamadık ama yoğun bakımdan sorumlu olan doktor bize Beylikdüzü Birinci Hastanesinde yer olduğunu buraya geçebileceğini söyledi. Aynı doktor bize Birinci Hastanesinin günlük ücretinin 7 bin TL olduğunu, bebeğin 2 hafta tedavi olması sonucunda sağlığına kavuşacağını söyledi, biz de bunu kabul ettik. Bebeğim Beylikdüzü Birinci Hastanesine 17.01.2024 günü sabah saatlerinde 11.00 sıralarında sevki ambulansla olacak şekilde hastaneye yatışı, yanında bende vardım. Yine aynı gün ben hasta yönetimine 5 günlük yatış ücreti olan 35 bin TL peşin ödedim karşılığında faturamı aldım. Bebeğimi yeni doğan yoğun bakım ünitesine aldılar orada da kuvözün içine koyduklarını gördüm, benden bazı medical malzemeler olduğunu düşündüğüm şeyler istediler, biberon, şampuan, bebek bezi ve bazı ilcalar aldım şu an ilaçların isimlerini hatırlamıyorum. Daha sonra oradaki bir kadın hemşire bize hastanede beklemememiz gerektiğini ertesi gün 14.00'da gelebileceğimizi söyledi.
Biz hastaneden ayrıldık. Ertesi gün sabah 08:00'da beni hastaneden aradılar ve bebeğimin durumunun kötü olduğunu hastaneye gelmemiz gerektiğini söylediler. Ben hastaneye gittiğimde ismini hatırlamadığım ama yoğun bakım ünitesinin doktoru olduğunu bildiğim orta boylu, şişmanca, genç, kirli sakallı bir erkek doktorla konuştum, kendisi bana bebeğimin sabah 06.00 sırlarında öldüğünü bebeği geri döndürmeye çalıştıklarını ama başarılı olmadıklarını söylediler. Bebeğimi görmek istediğimde yeni doğan yoğun bakım ünitesine giderek kuvözde bebeğimin ölü halini gördüm. Bebeğim öldükten 2 gün sonra akrabam amerikan geldi o geldikten sonra yıkamak için geciktiğimizden 1 günde daha bekledim ve toplam 3 gün sonunda bebeğimin naaşını aldım. Bebeğim Beylikdüzü Medilife hastanesinde toplam 4 gece kaldıktan sonra Beylikdüzü birinci hastanesine sevk olduğu günde 1 gece kalıp sabaha saatlerinde ölüsünü aldım, daha sonra bebeğimin naaşını alarak sarıyer hristiyan mezarlığına defnettik. Bu konu ile ilgili daha önce hiçbir adli merciye başvurmadım, fakat bebeğimin ölümünde eğer bir ihmal varsa bununla ilgili olarak tüm sorumlulardan şikayetçiyim." dedi.