Türkiye tarihine 'postmodern darbe' olarak geçen ve sonuçları uzun yıllar tartışılan 28 Şubat 1997'deki Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantısının üzerinden 28 yıl geçti.
O dönem merhum Necmettin Erbakan'ın Başbakan, DYP Genel Başkanı Tansu Çiller'in ise Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı olarak görev yaptığı Refah-Yol hükümeti, "rejimi tehdit ettiği" iddiasıyla tartışmaların odağındaydı. Sincan'da düzenlenen "Kudüs Gecesi" bahane edilerek rejim tartışmaları alevlendirilirken, Başbakan Erbakan'ın 1 Şubat'ta "üniversitelerde başörtüsünü serbest bırakan" kararnameyi Bakanlar Kurulu'nda imzaya açması hükümet üstündeki baskıyı daha da artırdı.
TOPLUMSAL HAFIZADA DERİN İZLER BIRAKTI
4 Şubat'ta Sincan'da tankların yürütülmesi askerin hükümete bir uyarısı olarak değerlendirilirken dönemin Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Çevik Bir'in "Sincan'da demokrasiye balans ayarı yaptık" sözleri hafızalara kazındı.
Hükümete, İmam Hatiplerin önünü kesmek amacıyla 8 yıllık kesintisiz eğitim uygulaması ve katsayı uygulamasının da içinde olduğu bir dizi yaptırım kabul ettirilmeye çalışıldı.
Genelkurmay Başkanlığı bünyesinde kurulan "Batı Çalışma Grubu" ile vatandaşlar fişlendi.