Suriye'nin kuzeyinde yapılması planlanan sözde seçimlerle statü kazanıp 'meşrulaşma' hesapları yapan PKK'nın 'teröristan' tezgahını Ankara dağıttı.
Daha önce 30 Mayıs'ta yapılacağı açıklanan sonrasında 11 Haziran'a ertelenen Suriye'nin kuzeyindeki sözde seçimler bir kez daha ertelendi.
Bölgedeki yerel kaynaklardan edinilen bilgiye göre PKK'ya statü kazandırması planlanan sözde seçim için 18 Ağustos'ta nabız yoklanacak.
PKK/YPG'ye 'teröristan' hayali kurduran sözde seçimlerde ABD ve İsrail parmağına dikkat çekmekte fayda var.
Süreci "Suriye'de YPG'yi oluşturmak için DEAŞ'ı kuran adam" olarak bilinen ABD'nin Orta Doğu politikasını şekillendiren isimlerden Brett McGurk yönetiyor.
TEL AVİV - WASHİNGTON HATTINDA MEKİK DOKUYOR
McGurk, Gazze'de katliamın başladığı 7 Ekim'den bu yana Tel Aviv - Washington hattında mekik dokuyor.
Tam da bu noktada ABD Dışişleri Bakanlığı'nın sözde seçimlere ilişkin yaptığı açıklamaya dikkat çekmekte fayda var.
ABD ELİYLE PKK ÜZERİNDEN İSRAİL'E UYDU DEVLET KURMA PLANI
ABD Dışişleri'nin açıklamasında "Bu seçimler meşru değildir" denilmezken sadece zamanlamasının yanlış olduğu vurgulanıyor. Ankara'nın kararlı tutumu karşısında geri adım atan 'teröristan' sevdalılarının uzun vadedeki planı ise PKK'ya önce özerk bir yönetim kurdurma ardından ise terör devleti kurdurma planı.
Bu planın diğer ucunda ise İsrail yer alıyor. Ortadoğu'da yalnızlaşan terörist devlet İsrail, kendisine uydu olacak terörist devletler kurdurmanın peşinde. Bunun başında da PKK geliyor.
Esas amacın Türkiye'nin güneyinde İsrail'e uydu devlet kurmak olduğunu daha iyi algılamak için şu detaylara es geçmemek de fayda var;
GAZZE KASABI NETANYAHU: "KÜRDİSTAN KURULMALI"
Gazze kasabı Netanyahu 2014'te "Bağımsız Kürdistan kurulmalı" çıkışında bulunarak bölgedeki PKK ve türevlerine arka çıktı. Mossad ajanları bölgede faaliyetler yürüttü
ARZ-I MEV'UD HEZEYANI 4 PARÇALI SÖZDE KÜRDİSTAN HARİTASI
Netanyahu'nun oğlu Yair Netanyahu da geçtiğimiz günlerde İsrail'in Arz-ı Mev'ud hezeyanı doğrultusunda Irak, Suriye ve İran'ın bir kısmını da içeren '4 parçalı sözde Kürdistan' haritasını paylaştı.
"Özgür Kürdistan" diyerek PKK'ya açık açık destek veren oğul Netanyahu, "Tüm gözler Kürdistan'da! Türkiye tarafından Kürt halkına yapılan soykırım durdurun! Kürdistan'ın Türkiye, İran, Irak ve Suriye'nin işgaline ve baskısına son verin! Özgür Kürdistan!" paylaşımını yaptı.
Şu sıralar Gazze'deki soykırım nedeniyle Türkiye'nin sert hamleleriyle karşı karşıya kalan İsrail, Suriye'nin kuzeyindeki sözde seçimlere destek vererek hem kendine 'uydu devlet' arayışına girdi hem de 'Arz-ı Mev'ud' emelleri doğrultusunda hareket etti.
"HAMAS, GAZZE'DE ANADOLU'NUN İLERİ HAT SAVUNMASINI YAPIYOR"
Bu noktada Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın tarihi sözlerini hatırlamakta fayda var.
Erdoğan, İsrail'in vaat edilmiş topraklar hezeyanıyla gözünü Anadolu'ya dikeceğini belirterek "Hamas'ı destekliyoruz diye bizi eleştiriyorlar. Sizde hiç mi vicdan yok? Bu azgın devlet eğer durdurulmazsa vaat edilmiş topraklar hezeyanıyla gözünü Anadolu'ya dikecekler. Hamas, Gazze'de Anadolu'nun ileri hat savunmasını yapıyor. Bunu anlamayacak kadar kör müsünüz? Hem kendi topraklarının istiklali için savaşan hem de Anadolu'yu savunan Hamas'ın yanında durmaya devam edeceğiz" demişti.
Suriye'nin kuzeyindeki sinsi 'teröristan' planının arkasında İsrail olduğu gerçeğini göz ardı etmeden terör örgütünün ne yapmaya çalıştığını, sözde seçimlerin neden tehlikeli ve illegal olduğunu madde madde sizler için derledik.
Terör örgütü PKK/PYD/YPG/SDG'nin amacı;
* Terör örgütü PKK/PYD/YPG/SDG, ABD'nin Başkanlık seçimleri sonrasında gündeme gelebilecek olası bir geri çekilme öncesinde sahadaki "konumunu pekiştirmek" ve böylece pazarlık gücünü artırmak istiyor. Bu da terör örgütünün asıl amacının DEAŞ'la mücadele olmadığını, aksine DEAŞ'la mücadele için sağlanan destekten ve yaratılan atmosferden kendi yapılanmasını güçlendirmek istediğini ortaya koyuyor.
* Terör örgütü PKK/SDG, DEAŞ ile mücadele adı altında uluslararası kamuoyunu yanıltmaya devam ediyor. Örgüt böylece topladığı destekle doğrudan Türkiye'yi ve bölgeyi hedef alan sinsi bir planın peşinden koşuyor.
SAHADAKİ GERÇEKLİK NE?
* Bölge halkı üzerindeki baskısını ve tehditlerini yoğunlaştıran terör örgütü, kendilerine boyun eğmeyen ve haraç vermeyen insanları öz topraklarından sürmeye, çocukları zorla silah altına almaya devam ediyor. Araplar ve örgütün ideolojisini benimsemeyen Suriyeli Kürtler türlü yöntemlerle baskı görüyor, yerinden ediliyor.
* Seçimlerde ise terör örgütünün sözde zorunlu askerlik uygulaması ile silah altına alınan yani örgütün militanları oy kullanabilecek. Bunun dışında kimse oy kullanamayacak. Bu da tüm sözde seçim sürecinin terör örgütü PKK/PYD-YPG/SDG'nin kontrolüne göre şekilleneceğinin ilanı demek.
* Terör örgütü ile aşiretler arasındaki çatışmalar devam ediyor. Böyle bir ortamda yapılacak herhangi bir seçim, tek taraflı ve illegal bir oylamadan öteye gidemeyecek.
* Terör örgütünün sözde özerk yönetimine kayıt olmayı reddeden ve yerel seçimleri boykot edeceğini açıklayan Suriye Kürt Ulusal Konseyi'nin (SKUK) bünyesindeki partilerin ofislerine ve yetkililerine son dönemde saldırılar düzenleniyor. Örgütün ideolojisiyle uyuşmayan Suriyeli Kürtlerin tamamen bertaraf edilmesi amaçlanıyor. Böyle bir tablo da yapılacak seçimler bölgede istikrarsızlığı ve çatışmayı daha da artıracaktır.
* IKBY Başkanı Mesut Barzani bile bu seçimin Kürtlerin seçimi olmadığını ilan ederek, terör örgütünün sözde yerel seçimlerini desteklemediklerine vurgu yaptı.
ULUSLARARASI TOPLUM NEYE DİKKAT ETMELİ?
* DEAŞ bölgede saldırılarını artırdığı dönemde alarm durumuna geçen uluslararası toplum ise aynı reaksiyonu şimdi de göstermesi gerekiyor. DEAŞ ile mücadele adı altında terör örgütü PKK/PYD-YPG/SDG'ye sağlanan desteğin bölgede yeni bir terör örgütünün tahakkümüne yol açmaması gerekiyor. Aksi takdirde, Suriye'nin toprak bütünlüğü ve birliğinin gözetildiğinin vurgulandığı, krizin çözümünde 2254 sayılı BMGK Kararına atıfta bulunulan açıklamaların bir anlamı kalmayacak. Aynı zamanda terör örgütüne bu fırsatı sağlayan üçüncü ülkeler, Suriye'nin geleceğinde bir terör örgütüne alan açmaktan sorumlu tutulacağını da unutmamak gerekir.
* Her şeyden önce terör örgütünün, üniter devlet yapılanması bulunan Suriye'de seçim düzenleme hakkının bulunmadığını unutmamak gerekiyor. Örgütün batılı ülkelerin gözünü boyamak için verdiği "demokrasi" mesajlarının altından da bölgede kendilerinden olmayanların canını yaktığını gözden kaçırmamalı.
* Uluslararası toplum, terör örgütünün sadece yerel seçimlerle yetinmeyeceğini, bir sonraki aşamada genel seçim ve tanınma talebini de gündeme taşıyacağını unutmamalı. Bu da Suriye'nin bir bütün olarak bir arada tutulmasını çok daha güç hale getirecek.
