"Yenidoğan Çetesi" olarak bilinen suç şebekesinin elebaşı Doktor Fırat Sarı hakkında şoke edici bilgiler ortaya çıktı. Skandalların yaşandığı hastaneler de iddianamede yer aldı.
İDDİANAME HAZIRLANDI
İstanbul'da, 112 Acil Çağrı Merkezi'nde çalışan kişilerle ortak hareket ederek, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç elde ettikleri belirlenen 22'si tutuklu 47 şüpheli hakkında iddianame hazırlandı.
ÖRGÜTÜN ELEBAŞLARINA YÜZLERCE YILLIK CEZA
İddianamede, şüpheliler Fırat Sarı ve İlker Gönen'in 10 kez "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve 11 kez uygulanmak üzere "resmi belgede sahtecilik" suçlarından toplamda 177 yıl 6 aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
YENİDOĞANLARIN ELEBAŞI FIRAT SARI'NIN SKANDALLARI ORTAYA ÇIKTI
Suç şebekesinin elebaşı Doktor Fırat Sarı hakkında şoke edici bilgiler ortaya çıktı. Fırat Sarı'nın geçmişte terör suçundan hüküm giydiği öğrenilirken, bir bebeğin yaşamını yitirdiği esnada bir saç ekim merkezinde işlem yaptırdığı kayıtlara yansıdı. Ayrıca elebaşı Fırat Sarı'nın yaklaşık 10 ay önce bir YouTube programına katılarak "Yenidoğan" konusu üzerine konuştuğu öğrenildi.
ÇOCUKLAR ÖLÜRKEN SAÇ EKİM MERKEZİNDEYDİ
Fırat Sarı'nın şebeke üyeleriyle olan konuşma tapelere yansıdı. Tapelerde 23 Kasım 2023 günü bebek yoğun bakımda tedavi gören H.A.'nın durumunun kötüleştiği ve hemşirelerin o esnada hastanede bulunması gereken Fırat Sarı'yı aradığı belirlendi.
Hemşirelerin "Bebeğin durumu kötü. Her an ex olabilir" dediği Sarı'nın cevap olarak "2-3 dakika suni solunum yoluyla kalp masajı(CPR) yapın. Dönmezse öldü yazın. Ama epikriz raporuna 30 dakika CPR yapıldı yazın" dediği tespit edildi. Normalde en az yarım saat uygulanması gereken CPR'nin Fırat Sarı'nın talimatıyla bebeğe sadece 2-3 dakika yapıldığı ancak epikriz raporuna yarım saat CPR yapılmış gibi gösterildiği belirlendi.
Polisin tespitlerinde olay saatinde hastanede olması gereken Fırat Sarı'nın o sırada bir saç ekim merkezinde işlem yaptırdığı GSM baz kayıtlarıyla ortaya kondu.
Bebek hayatını kaybettikten sonra Sarı'nın yönlendirmesiyle hemşirelerin bebeğin ölüm saatini ölümden 6 saat sonra saat 18.32 olarak yazdığı da tapelerle ortaya kondu. Yenişafak'ta yer alan bilgiye göre Fırat Sarı'nın bebeğin ölüm saatini saç ektirip hastaneye girdiği saat olarak yazdırdığı da GSM baz kayıtlarıyla tespit edildi. Bebek H.A.'nın ölümüyle ilgili İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü'nün denetim için gittiği hastanede evraklarda bebeğin ölüm saatinin 18.32 olarak yazıldığı görülürken denetmenlerin "bebek öldüğü sırada siz neredeydiniz" sorusuna Sarı'nın "sigara içiyordum" dediği öğrenildi.
TERÖRDEN HÜKÜM GİYDİ
Öte yandan Fırat Sarı'nın 1996'da üniversitede öğrenciyken terör örgütü üyesi olmak suçundan hüküm giydiği ve tutuklu kaldığı ortaya çıktı. Fırat Sarı'ya yine terör örgütü üyeliğinden 2 yıl 6 ay hapis cezası verildiği ancak topluma kazandırma kanunundan yararlandığı da öğrenildi.
YOUTUBE PROGRAMINDA REKLAM YAPTI
Fırat Sarı'nın yaklaşık 10 ay önce YouTube'da yayınlanan Kadınca TV'nin yayınına katıldığı, "Yenidoğan Nedir?" konusunun işlendiği programda soruları yanıtladığı ortaya çıktı.
"Prematüre bebek nedir, tam anlamıyla tanımını yapar mısınız?" sorusunu yanıtlayan Sarı, "Ortalama 40 hafta ama biz literatürde 37 haftanın altını prematüre olarak tabir ediyoruz. 37 haftanın altında doğan bebekler, işte şu an 21-22 haftaya kadar bebekler bile yaşatılabiliyor. 24 hafta, 28 hafta, 30 hafta doğan bebekler, erken doğan bebekler prematüre oluyor." dedi.
İFADESİ ORTAYA ÇIKTI
Mahkemenin iddianameyi inceleme süreci devam ederken örgüt liderlerinden Fırat Sarı'nın ifadesi ortaya çıktı.
Reyap Hastanesi çalışanı ve Medisense şirketinin sahibi örgüt lideri Doktor Fırat Sarı ifadesinde etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istemediğini söyleyerek, "Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldum. Tıp fakültesinde okuduğum zaman PKK örgüt üyeliğinden hüküm giyerek 5 yıl civarı cezaevinde yattım. Cezaevinden sonra okuluma tekrar dönerek okulumu bitirerek mezun oldum. Zorunlu hizmet süremi Bingöl Kiğı ilçesinde 3 yıl yaptıktan sonra İstanbul ilinde farklı farklı hastanelerde çalıştım. Medisense Sağlık Hizmetlerini yaklaşık 7-8 yıl önce kurdum. Yüzde 100 hisseli sahibiyim. Geçimimi doktorluk mesleğimi yaparak kazanıyorum" dedi.
Fırat Sarı kendisi hakkında suçlamalar hakkında ise, "Yenidoğan yoğun bakımında yetersiz sayıda hemşire çalıştırılması, bakımsızlıktan bebeklerin 'eks olması', dış nöbetçi hemşire görevlendirilmesi, hastanenin başka biriminde çalışırken yoğun bakımda görev alınıyor gibi liste düzenlenmesi olaylarının hiçbiri doğru değildir. İddia edildiği gibi bakımsızlıktan 'eks olan' bebek yoktur. Normalde yoğun bakımda 4 bebeğe 1 hemşire bakmalıdır. Tam zamanlı olarak bir doktor çalışmalıdır. Tam zamanlı doktor da benimdir. Her şey prosedüre uygundur" ifadelerini kullandı.
Hesap hareketleri incelendiğinde gelen paralar hakkında ise, "Şirketim ve tarafımdan gönderilen paralar daha önce de açıkladığım gibi danışmanlık verdiğim hastanede çalışanlara gönderilen motivasyon amaçlı paralardır" dedi.
Sarı ifadesinde, "Benim hastanelerde çalışan doktor, hemşire veya herhangi bir sağlık çalışanına talimat vermem söz konusu değildir. Ben hiç kimseye entübe olmayan bir bebeği entübe gibi gösterilmesini, 1. Düzeyde olan bir bebeğin 2. veya 3. Düzeyde gösterilmesini, uygulanmayan tedavileri uygulandı gibi gösterilmesi gerektiğini, hastane muhasebeleri dahil kimseye söylemedim. Yine konuşma içeriklerinde çok sık geçen curosoft veya başka bir ilacın saklanması, hastaneden dışarı çıkarılması, dışarı satılması veya hastaya uygulandı gibi gösterilip uygulanmaması gibi bir talimat vermedim" iddiasında bulundu.
HASTANELERİN LİSTESİ: DOKTORLAR YERİNE HEMŞİRELER SAĞLIK HİZMETİ SUNDU
Şüpheli Fırat Sarı'nın elebaşısı olduğu suç örgütünün kullandığı hastaneler iddianamede şu şekilde sıralandı:
Akabe Sağlık Tesisleri AŞ'ye ait özel Avcılar Hospital Hastanesi
Özel İstanbul Şafak Sağlık Hizmetleri AŞ'ye ait Özel Avrupa Şafak Hastanesi ve Özel İstanbul Şafak Hastanesi
Medilife Sağlık Hizmetleri ve Yonca Sağlık Hizmetlerine bağlı Özel Bağcılar Medilife Hastanesi ve Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi,
Refik Arslan AŞ'ye bağlı Özel Bağcılar Şafak Hastanesi,
Beymed AŞ'ye ait Özel Birinci Hastanesi,
Doğamed AŞ'ye ait Özel Doğa Hospital Hastanesi,
Reyap AŞ'ye ait Özel Reyap İstanbul Hastanesi ve Çorlu Reyap Hastanesi,
Ekip Sağlık AŞ'ye ait Özel TRG Hospitalist Hastanesi,
Esenler Güney Hastanesi ve Silivri Kolan Hastanesi
Şebekenin hastanelerde yenidoğan yoğun bakım ünitelerini kiralayarak işletmesini devraldığı ve söz konusu hastanelerden tamamında doktorlar yerine hemşirelerin sağlık hizmeti sunduğu aktarıldı.
2 HASTANENİN FAALİYETLERİ ASKIYA ALINDI
Haksız kazanç elde eden çeteye ilişkin iddianamede yer alan 2 hastanenin faaliyetleri askıya alındı.
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığınca 22'si tutuklu 47 şüphelinin yer aldığı "Yenidoğan çetesi" hakkındaki iddianamede, "malen sorumlu" sıfatıyla yer alan 19 özel hastaneden ikisinin faaliyetlerinin askıya alındığı ortaya çıktı.
Söz konusu hastanelerden Bağcılar Özel Şafak Hastanesi'nin eylül, Medilife Sağlık Hizmetleri Hastanesi'nin ise mayıs ayından beri faaliyet yapmadığı öğrenildi.
HASTANE KAPALIDIR YAZISI
Bağcılar Özel Şafak Hastanesi'nin camında el yazısıyla "Hastane kapalıdır" şeklinde bilginin yer aldığı, hastanenin kapı girişinin ise iki dubayla bağlanıp kapatıldığı gözlendi.
İki hastanenin güvenlik kulübesinde de kimsenin görev yapmaması ve boş olması dikkati çekti.
SAĞLIK BAKANLIĞINDAN AÇIKLAMA: KÖTÜ UYGULAMALARA İZİN VERMEYECEĞİZ
Sağlık Bakanlığı, İstanbul'daki "yenidoğan çetesine" ilişkin yürütülen soruşturma hakkında, "Olay, Mayıs 2023'te İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü ve Emniyet Müdürlüğü işbirliğiyle yürütülen bir operasyonla tespit edilmiş, cezai işlemler yapılmış ve konu adli makamlara iletilmiştir." ifadeleri kullanıldı.
Bakanlığın sosyal medya hesabından, kamuoyunda "yenidoğan çetesi" adıyla bilinen, bebek acil hastalarını önceden anlaştıkları özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edip ölümlerine neden oldukları ve haksız kazanç elde ettikleri belirlenen kişilerle ilgili açıklama yapıldı.
"Sağlıkta illegalite ve kötü uygulamalara izin vermeyeceğiz" ifadesiyle paylaşılan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Olay, Mayıs 2023'te İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü ve Emniyet Müdürlüğü işbirliğiyle yürütülen bir operasyonla tespit edilmiş, cezai işlemler yapılmış ve konu adli makamlara iletilmiştir. Sağlık Bakanlığımız tarafından söz konusu hastanelerin faaliyetleri hakkında başlatılan inceleme sonucu hukuki yaptırım süreçleri devreye alınmıştır."
Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı olarak özveriyle görevini yerine getiren, insanların hayatını kurtaran ve şifa dağıtan sağlık çalışanlarımızın insanlık dışı davranışlarda bulunan kişiler sebebiyle töhmet altında kalmasına izin vermeyeceğiz. Yargıya intikal etmiş sürecin sonuna kadar takipçisi olacağız."
YENİDOĞAN ÇETESİ İDDİANAMESİ
İstanbul Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar ve Terör Suçları Soruşturma Bürosunca yürütülen soruşturma sonucunda hazırlanan fezlekenin gönderildiği Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı 494 sayfalık iddianamesini tamamladı.
UZUN SÜRE YATIŞLA MADDİ ÇIKAR
İddianamede, şüphelilerin, hastaların mevcut durumlarını olduğundan daha ağır göstererek, olması gerekenden daha uzun süre yatışlarını sağlayarak SGK'den yüksek ücret tahsil ettikleri, bazı hasta yakınlarından fazladan para alınarak maddi çıkar elde edildiği ve karın çoğunluğunun sağlık çalışanı olan örgüt üyesi şüphelilerle paylaşıldığı belirtildi.
ŞÜPHELİLERİN AMACI BEBEKLERİN İYİLEŞMESİ DEĞİL MADDİ KAZANÇ
Hastane sahipleri ve başhekimlerin örgüt hiyerarşisine dahil olmamakla birlikte örgüte yardım ederek maddi çıkar sağladıkları ifade edilen iddianamede, şüphelilerin yaptıkları bu işlemlerle yenidoğan yoğun bakım ünitelerinde elde edilen kazancı 3-4 katı artırdıkları kaydedildi.
Bebek hastaların, uygun sağlık hizmeti almasını sağlayacak hastanelere sevki yerine şüphelilerin seçtiği örgüt adına karlı görünen hastanelere yatırıldığı anlatılan iddianamede, bu noktada esas amacın bebeklerin sağlık durumunun iyileştirilmesi değil maddi açıdan en fazla kazanç elde edilmesi olduğu kaydedildi.
BEBEKLERİN ENFEKSİYON KAPIP ÖLÜMÜNE NEDEN OLDULAR
İddianamede, maktul bebeklerin her türlü enfeksiyona açık olan yenidoğan yoğun bakım ünitelerine yatırıldığı, bu şekilde bazı bebeklerin enfeksiyon kapmasına, bazılarının da ölümüne neden olunduğu aktarılarak, şüphelilerin usulsüz şekilde düşümünü yaptıkları ilaçları hastaneden çıkarıp satarak maddi kazanç elde ettikleri vurgulandı.
Özel Hastaneler Yönetmeliğine aykırı şekilde işletme devri yapılarak danışmanlık hizmeti adı altında şüpheli Fırat Sarı'nın elebaşısı olduğu "yenidoğan suç örgütünün" çok sayıda hastaneye az sayıda doktorla hizmet vermeye çalıştığı belirtilen iddianamede, sağlık hizmetinin doğrudan hemşire ve hemşire yardımcılarıyla verildiği, bu nedenle bebek ölüm sayılarının arttığı ifade edildi.
İddianamede, tıbbi yöntemlerden uzak tek düze, bebeklerin mevcut özel sağlık durumlarıyla bağdaşmayan uygulamalar gerçekleştirildiği, hemşirelerin kendisini doktor olarak tanıttığı ve doktor olarak müdahalede bulundukları aktarılarak, bazı şüphelilerin yenidoğan yoğun bakımlarını kapasitenin üzerinde doldurduğu, hemşirelerin usule aykırı epikriz raporları yazdığı anlatıldı.
Şüphelilerin incelenen dijital materyallerinde "kötü hasta değerleri, iyi hasta değerleri" gibi şablonlar bulunduğu dile getirilen iddianamede, şüphelilerin çoğu zaman hastaların kan değerleri ve enfeksiyon olup olmadığı gibi hususlarda gerçekte bir tetkik veya tahlil yapmaksızın kendi gözlemlerine göre bebeği iyi veya kötü olarak kategorize ettikleri, raporların şablon olarak tek elden hastane dışındaki merkezden yazıldığı kaydedildi.