Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Kafkasya Orta Asya Arkeoloji Araştırmaları Merkezi'nden emekli öğretim üyesi Prof. Dr. Semih Güneri, 11-13 Haziran'da İstanbul'da gerçekleştirilen Dünyaya Kültür Taşıyan Ön Türk Kurultayı'nda son yıllarda geliştirdikleri Sibirya-Göbeklitepe hipotezinin ilk sunumunu, meslektaşı Prof. Dr. Ekaterine Lipnina ile 2 ayrı oturumda yaptı.
Uluslararası toplantıya 20'den fazla bilim insanının kendi grubuyla katıldığını kaydeden Prof. Dr. Güneri, 30 bin yıl önce Sibirya'dan çıkan ve bütün Asya'ya daha sonra Doğu ve Kuzey Avrupa'ya yayılan göç olduğunu kaydetti, bu göçleri arkeolojik belgeler üzerinden izlediklerini dile getirdi. Göçlerin en önemli kolunun Yakın Doğu'ya uzandığını vurgulayan Prof. Dr. Güneri, şöyle konuştu:
EN ERKEN TÜRK DİLİ KONUŞAN HALKLAR
"Göbeklitepe yüksek kültürünün Sibiryalı baskı mikro dilgi taş Alet teknolojisinin taşıyıcıları ile olan ilişkileri artık bir sır değil. Orta Asya dağlık koridoru üzerinden Zagroslar'a ulaşan ve Kuzey Irak üzerinden Göbeklitepe kültürü ile buluşup kaynaşan Sibiryalı/Kuzey Asyalı yerli halkların bölgedeki izlerini Zagroslar bölgesine ait genetik analizlerin sonuçları da doğruluyor. Sibirya-Yakın Doğu Üst Paleolitik göçleri maddi kültür belgeleriyle doğrulanmış bir süreçtir.
Andığımız taş alet üretim teknolojisi belli ki yaklaşık 7 bin kilometre doğudan batıya doğru taşınmış. Bu teknoloji en erken Türk dili konuşan halklar tarafından uzak mesafelere doğrudan mı iletiliyor yoksa ara istasyonlara taşınarak mı uzun mesafeyi katediyor, bir netlik yok ama yine de arkeolojik belgelere bakılırsa Sibiryalı halkların Zagroslar bölgesine ulaştığını biliyoruz.
Sibiryalı avcı-toplayıcılarla yerli Zagroslu avcı-toplayıcılar arasında ilişkiler olmuş görünüyor. Genetik araştırmaların sonuçları da zaten Sibiryalı halkların Zagroslar'a kadar ulaştığını gösteriyor."