Sesi ve şarkılarıyla geniş bir hayran kitlesine ulaşan ünlü sanatçı Muazzez Ersoy, verdiği bir röportajda samimi açıklamalarda bulundu. Henüz 13 yaşındayken tezgahtarlığa başlayan Ersoy, bilinmeyenlerini anlatırken çarpıcı itiraflarıyla dikkat çekti.
İşte Muazzez Ersoy'un açıklamalarından satır başları...
Posta'ya konuşan Ersoy, "İlk sahne kıyafetinizi nasıl aldığınızı hatırlıyor musunuz?" sorusunu şöyle cevapladı:
İlk sahneye çıktığımda giyecek kostümüm yoktu. Annem doğum günümde iki altın bilezik hediye etmişti. Bilezikleri Kapalıçarşı'da bozdurup Beyoğlu'ndaki Feriha Modaevi'nden iki kostüm almıştım.
En çok hangi konuda paraya kıyarsınız?
İşimle ilgili paraya kıyarım. Hiç acımam, acımadım da! 100 kişilik orkestra kurdum, konserler verdim. Sahneye özel dekorlar yaptırdım.
Pazardan alışveriş fikri kulağınıza nasıl geliyor?
Çocukluğumdan beri pazarları severim. İnsan psikolojisine iyi geliyor. İnsan diyalog içinde oluyor. Her şeyi daha uygun fiyata satın alabiliyoruz. Rahmetli annemle Kasımpaşa Yenişehir'deki pazara bir günde üç-dört kez giderdik.
Siz ne zaman yaşlanacaksınız Allah aşkına?
Allah'ın izniyle yaşlanmayacağım. Kimse beni buruş buruş görmeyecek!
Kendinize çok mu iyi bakıyorsunuz?
Yediğime içtiğime, uykuma dikkat ederim. Gece hayatım yok, ağzıma alkol sürmem.
Nükhet Duru, sokakta tayt giyilmesine karşı olduğunu söyledi. Sizce de öyle mi?
Nükhet Duru, "Vücudunuzu düşünün, ona göre giyinin" dedi. Ben de tayt giyiyorum ama 36 beden olmama rağmen üzerimde tunik oluyor. Kadın haklı! Sokakta gördüğümüz taytlar, evde çoluğun çocuğun, annenin babanın yanında bile giyilmez!
13 yaşında tezgahtarlığa başlamışsınız. O zamanlar bugünleri hayal ediyor muydunuz?
13 yaşında tezgahtar bir kızken bugünlere geleceğimi hayal edemezdim. Allah bir yol çiziyor, yaşıyorsun. Rabbim yolunu açınca hayal bile edemeyeceğin şeyler olur.
O hallerinizi özlüyor musunuz?
İnsan geçmişini, çocukluğunu özlemez mi? Kasımpaşa'daki çocukluğumu özlüyorum. Ekmek elden su gölden... Çocukluğunu özlemeyen insan yoktur bence. Sokakta oynuyorsun, hiçbir şey düşünmüyorsun...
Kasımpaşa'yı unuttunuz mu?
Unutmama imkan var mı? Orada doğdum, orada büyüdüm. TRT'ye programa giderken sokağımdan geçiyorum. Geçenlerde ekibimi, evimizin sokağına götürdüm. Turist rehberi gibi her şeyi, her yeri teker teker anlattım yanımdakilere.
O kadar yokluktan gelince, ilk kazandığınız parayla ne yaptınız?
Babama gömlek, anneme elbise aldım. Anacığım buz gibi havada eliyle çamaşır yıkamasın diye de çamaşır makinesi aldım.
Peki, o yokluktan gelip de nasıl şımarmadınız?
İşin esprisi olarak, 'sonradan görme' lafını ben iyi anlamda kullanacağım. Sonradan gördüm, evet! Yokluğu da gördüğüm için bugünlerin kıymetini çok iyi biliyorum!
Sizi en çok ne yaralar?
Kadınlara, çocuklara, sahipsiz sokak hayvanlarına yapılan kötülükler, işkence ve zulümlere içim yanıyor. Kalbimin yandığını hissediyorum.
20 öncesine dönseniz neleri değiştirirdiniz?
Dönmem! Ben günüme ve önüme bakıyorum. Geçmiş geçmiştir. Geçmişe takılıp kalmanın insana hiç faydası yok.
Çok aşık olsanız, nelerden vazgeçersiniz?
Çok aşık olmam. Aşk eski bir yalan, Adem'le Havva'dan kalan... Artık aşık olacağımı düşünmüyorum. Büyük konuşuyorum belki ama sana söz, öyle bir şey olursa ilk seni arayacağım.
