1980'li yıllara damga vuran, 'Seviyorum İşte', 'Şarkılara Sordum' gibi eserlere getirdiği yorumlarla hatırlanan Türk Sanat Müziği sanatçısı ve iş insanı Metin Milli, 80 yaşında Ankara'da tedavi gördüğü Hacettepe Üniversitesi Hastanesi'nde yaşamını yitirdi. İşte haberin detayları...
Onur Akay, Instagram hesabından yaptığı paylaşımda, kanserle mücadele eden Metin Milli'nin hayatını kaybettiğini belirtti.
Akay şu ifadeleri kullandı:
Metin Milli uzun süredir kanserle mücadele ediyordu ve 37 gündür yoğun bakımdaydı. Değerli sanatçımız dün çoklu organ yetmezliği nedeniyle hayatını kaybetti. Cenazesi yarın öğle namazında Ankara Cebeci Asri Mezarlığı'ndan son yolculuğuna uğurlanacak. 90'lı yıllarda beraber konserler vermiş ve çok güzel bir dostluğumuz olmuştu. Nur içinde yat Metin ağabeyciğim.
METİN MİLLİ KİMDİR?
1943 yılında Mardin'de doğan sanatçı, 1978 yılında Ankara Radyosu'nda müziğe başladı. Metin Milli, yaptığı müziği 'çok sesli hafif Türk sanat müziği' olarak adlandırıyordu. TRT destekli bu yeni türün 1990'lı yılların başlarına kadar Türkiye'de belli başlı öncüleri arasında yer aldı. 'Çiçekler Yasta' adlı parçasının yer aldığı 'Merhaba' adlı albümü ile Milli, 1983 yılının konuşulan isimleri arasında yer aldı.
Müziği pek çok meslektaşının aksine para kazanmak için değil zevk için yaptığını ifade eden Milli, ticaretten kazandığını müziğe aktardı. Sanatçı, 1982-1996 yılları arasında toplam 10 albüm çıkardı.
Metin Milli, 4 altın plak ve kaset ödülü kazandı. Müziğin yanı sıra profesyonel olarak resim ve tiyatro ile uğraşan Milli'nin hayat hikayesini anlattığı 'Hikayem' isimli bir kitabı bulunuyor.
Bir anda ortadan kaybolan Metin Milli 2 yıl önce verdiği bir röportajda hayatta olduğunu ancak malzeme veremeyeceğini söylemişti.
Milli'nin röportajından satır başları şöyle;
Birden fazla konuğun olduğu bir yayına hiçbir zaman çıkmadım. Birkaç kez istisna olmuştur fakat diğer konuklar değişik bir alanda faaliyet gösteren sanatçılardı. Bir de kimse kusura bakmasın ama özel kanallarda Türk Sanat Müziği'ni yansıtacak, onu lanse edecek kaliteli program yok. Yakın zamanda bir tek Bülent Ersoy ile Mustafa Keser iyi bir program yapmayı başardı. Ama o da üç gün sonra kavga ettiler yayından kaldırıldı. Sibel Can ve Hakan Altun'un yaptığı programı da çok beğeniyorum. Hatta beni de davet ettiler, Polat Yağcı ısrarla çağırdı ama ben kabul etmedim. Çünkü o tür bir programda malzeme olmayı istemedim.
Tiyatro etkinliği içinde olduğum yıllar, üniversite dönemine rastlar. Tamamen, amatör bir çerçevede gerçekleşmiştir. Resim ise, diğer alanlardaki yoğunluğum nedeniyle, zaman zaman ara verdiğim bir çalışma alanımdır. Ancak ve elbette ki ses sanatçılığı, toplumun bendenizi bir fenomen olarak konumlandırdığı öncelikli vasfımdır.
Türk Sanat Müziği dalında üzülerek ifade etmek isterim ki; yakın bir gelecekte sektöre can suyu verecek bir çabayla ve inançla yola çıktığına inandığım hiçbir örnek yok. Kaldı ki; halihazırdaki ortam da, olanaklar da böyle bir çabayı desteklemiyor. Bu kısır döngünün olumlu bir zemine oturabilmesi için, yazılı ve görsel medyanın desteğine şiddetle ihtiyacı olduğunu düşünmekteyim.
MEŞHUR PELERİNİN HİKAYESİ
Sahne aldığı dönem kendisiyle özdeşleşen Metin Milli, pelerinin hikayesini de şöyle anlatmış:
Erkek kostümleri sınırlı bir alan içerisinde hazırlanabilir. Farklılık ve değişiklik yapmak çok özenli bir dikkat ve beceri ister. En ufak bir yanlış uygulama, efemine bir görüntü yansıtabilir ve bu da kritik bir eşiktir. Meşhur pelerin de; ciddi bir araştırma ve çalışma sonucunda hazırlanmıştı. O kadar ki, pelerinin tarihçesini bile incelemiş ve herhangi bir yanlış algıya mahal vermemek için titizlik göstermiştim. Nitekim, bunca yıl sonra dahi, hâlâ konuşulmakta ve irdelenmektedir
Pelerini giydikten sonra yakın arkadaşı Zeki Müren'in de pelerinle sahneye çıktığını hatırlatan Metin Milli "Sahne kostümleri konusu, zaman zaman sohbetlerimizde yer almıştı. Hatırladığım kadarıyla, rahmetli Zeki Bey de 2-3 çok renkli, payetli pelerin kullandı. Bir konser programımda, tek yakası kırmızı saten kumaş olan bir smokin giymiştim. Telefon açıp, "Yahu ben bunu neden daha önce düşünmedim" diyerek, şakayla karışık ne denli hayran kaldığını iletmişti. Zeki Müren bu. Hiç durur mu! Kısa bir süre sonra, tek yakası mavi saten olan bir smokinle bir TV çekimine katıldı. Bu kez telefon açıp takılmak sırası bendeydi." ifadelerini kullanmıştı.
'Gülşen ve Hande Yener sıradışı giyiniyor ve çok fazla eleştiri alıyor, siz ne düşünüyorsunuz sahne kıyafetlerinin seçimi konusunda?' şeklindeki soru üzerine Metin Milli şu yanıtı vermiş:
Bahsettiğiniz isimler pop müziği sanatçıları ve kesinlikle ilgi alanım dışındalar. Özellikle bu dalda, müzikalitenin değil de, fizikselliğin izlendiği gerçeği göz önünde tutulduğunda, kıyafetlerini yorumlamanın anlamsız olur. Ne gariptir ve ne esef vericidir ki; müziğin dinlenmediği ve fakat seyredildiği (!) bir süreçte olduğumuzu ifade etmek mecburiyetindeyim.
"Kalite kontrolü olmayışının ve denetimsizliğin ne denli olumsuzluklar yarattığını, aklı selim sahibi herkesin idrak ettiği muhakkaktır. Sayısız özel radyo ve televizyon kanalları furyası ortamında, elindeki bir-iki uyduruk kayıtla sanatçı olarak izleyici ve dinleyiciye sunulanlarla nasıl bir yozlaşmanın içine savrulduğumuzu takdirinize bırakıyorum"