Mimar Sinan Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Yüksek Bale Bölümü'nden mezun olan, 1991 yılında ilk albümü 'Abone' ile şarkıcılık kariyerine adım atan Yonca Evcimik, geçtiğimiz sene 1994'te dünyaevine girip, 1997'de boşandığı Harun Özakıncı'ya dair konuşmuştu.
"SEVE SEVE AYRILDIK"
Ünlü şarkıcı, "Biz ayrılırken bile çok aşıktık, birbirimizi seviyorduk. Aynı evin içinde yaşamamızda da bir sıkıntı yoktu. Ama insanların hayattan beklentileri... Herkesin bir hayali var.
Benim bütün hayallerim ve beklentilerim istediğim gibi oldu ama karşı tarafın istediği gibi olmayınca psikolojisi bozuldu. Onun mutsuzluğu bana yansıdı. Baktık ki birbirimizi zedeliyoruz, seve seve ayrıldık" demişti.
"AHLAKSIZ TEKLİFLER ALDIM"
Türk televizyon tarihinin en sevilen dizilerinden biri olan 'Çılgın Bediş' isimli diziyle şöhreti parlayan ve daha sonra çıkardığı şarkılarla adından söz ettiren Yonca Evcimik, son olarak 'Haber Bahane' adlı röportaj serisine konuk oldu.
Gökay Kalaycıoğlu'nun sorularını yanıtlayan ünlü isim, kariyeri boyunca ahlâksız teklifler aldığını ancak hiçbirini kabul etmediğini açıkladı.
"HİÇBİR ZAMAN ÖDÜN VERMEDİM"
59 yaşındaki Evcimik, şu ifadeleri kullandı:
Bu noktalara gelmem kolay olmadı. Kimseye taviz vermedim. Kimse 'Şunda ben yardım ettim, destek oldum' diyemez. İnsanların bana ahlaksız teklifleri de oldu ama ben kabul etmedim.
Ben ailemden, yetiştirilme tarzımdan, kendime olan güvenimden, ahlaki duruşumdan hiçbir zaman ödün vermedim. Vermem de. O yüzden bu kadar rahatım.
"MEYVE VEREN AĞAÇ TAŞLANIR"
"Bu teklifleri kabul etmediğim için beni engellemeye çalıştılar" diyen şarkıcı, "Meyve veren ağaç taşlanır. Ne yaparsan yap, tırmandıkça olur böyle şeyler. Bunlar ben müzik dünyasında aktifken oldu.
Bunlar tüm dünyada, her sektörde oluyor. Miden kaldırırsa kolay yoldan daha hızlı ilerlersin. Benim hiçbir zaman öyle bir düşüncem olmadı" şeklinde konuştu.
NE OLMUŞTU?
Yonca Evcimik, geçen aylarda verdiği bir röportajla gündem olmuştu. Evcimik, "Ahlaksız teklifler geldi mi?" ve "Tek gecelik ilişkin oldu mu?" sorularına verdiği yanıtlarla herkesi şaşkına çevirdi. İşte Hakan Gence'ye konuşan Yonca Evcimik'in o röportajından satır başları...
45 sene önce sanat hayatı başlayan Yonca Evcimik, "Çocuk işçiyim ben, çocuk!" ifadelerini kullanarak "14 yaşında mı sahneye çıkmaya başladın yani?" sorusuna şöyle karşılık verdi: "Evet. Önce özel bir bankanın çocuk tiyatrosunda çalışmaya başladım ve profesyonel olarak ilk paramıorada kazandım. Ondan iki sene sonra müzikaller geldi. Bu arada konservatuvarda okuyordum. O dönemde gittiğimiz yerlere 18 yaş altı diye almıyorlardı beni. Gerçekten çocuk işçi gibiydim"
'Vurula Vurula' şarkısını yıllar sonra cover olarak yeniden dinleyicilerin beğenisine sunan Evcimik, "Bir sürü hitin var. Neden aralarından bu şarkıyı seçtin?" sorusuna şu cevabı verdi: "En sevdiğim şarkılardan biri... Bir de sosyal medyada "Hangi şarkıyı yeniden dinlemek istersiniz" diye sorduk, çoğunluk 'Vurula Vurula' dedi. Konserlerde de insanların şarkıya çok yükseldiğini ve eşlik ettiğini görünce karar verdik. Tabii Sezen Aksu'nun beste ve sözler. Aranjör Alper Atakan. Özgür Aras ve Volkan Çelik prodüktörlüğünü yapıyor"
Şarkıdaki gibi hiç sevgilinin kapısına kendine rağmen gittiğin oldu mu?
Evet, olmuştur. O anlamda fazla gurur yapan biriyim ben ama aslında böyle olmamalı. Doğrusu bu değil yani. Hakikaten aşkta gurur diye bir şey yoktur.
'Bandıra bandıra ye beni', 'Yeni bal gerek artık peteğime' gibi 'cesur' sözler söyledin. Şarkılarında 'sevişmek' kelimesini sık sık kullandın...
Jartiyerlerle sahneye ilk kez ben çıktım.
Şimdi dönüp o zamanlara bakınca ne görüyorsun?
Aşırı bir cesaret ve son derece korkusuz bir Yonca görüyorum. Artık eskisi kadar değilim. Eskiden içimde, dışımda ne hissediyorsam, ne yapmak istiyorsam büyük bir özveriyle, cesaretle yapıyordum. Şimdi düşünerek hareket ediyorum. Ama düşünmediğim her şey aslında bana hep öncelik getirdi, her şeyin öncüsü olmak aslında bununla alakalı.
Aşk ve seksin hayatındaki yeri ne oldu, şarkılarındaki kadar önemli miydi?
Bence hayatta her şey çok önemli çünkü dünyaya bir kere geliyoruz, bu dünyada bize sunulan ne varsa tatmakta fayda var. Bu aşk, seks, arkadaşlık, gezmek, tozmak vs. olabilir...
Bana göre bunları başkalarını rahatsız edip zarar vermeden deneyimlemek için buradayız. O konuda açığım. Benim ailem de hep arkadaşım gibi olmuştur, onların verdiği rahatlıkla da belki ben bu kadar cesurum.
Peki, aşkı doya doya yaşadın mı?
Kendime göre... Aşkın ne olduğunu hâlâ tam bilmiyorum. Yani âşık oldum ama daha üstü, bir nirvana'sı var mı bilemiyorum.
Şimdilerde âşık mısın?
Şu aralar yok. Pandemiden sonra özellikle biraz daha çekimser oldum gibi...
Bir de yıllardır 'Yonca genç erkek sever' diye bir laf vardır. Doğru mu?
Doğru. Yanımda benden 15 yaş büyük birini de görebilirsiniz, önemli olan anlaşmak. Ama ben kendimden büyüklerle anlaşamıyorum, enerjiyi tutturamıyorum. Benim gibi eğlenmeyi, gezmeyi, dans etmeyi sevmesi lazım. O yüzden genelde genç oluyor benden, yapacak bir şey yok.
50'li yaşları nasıl anlatırsın?
Keşke 45-50 yaştan sonraki kafam eskiden olsaymış.
Hayata farklı mı bakıyorsun?
Tabii, yaşanmışlıklar var. Hep derim; bugünkü aklım o zaman olsaymış buralarda kimse beni tutamazmış zaten. Ama ben hep naiftim. İnsanların sana karşı kurdukları tuzakları gördükçe başka bir kafaya geçiyorsun, başka şeyler önem kazanıyor.
Sen dışarıdan hep mutlu duruyorsun. Sana da mı tuzak kuruldu?
Dolu, çok kazık yedim ama bu birçok meslekte de var zaten. Daha hızlı yol almak istersen Yeşilçam'da yönetmenle yatacaksın diye bir kafa vardı ya. O aslında her sektörde var.