■ Dizinin dördüncü sezonuna üçüncü başkarakter olarak girerken endişelendiğiniz oldu mu? Sizi bu projeye çeken neydi?
Benim için başkarakter; senaryoya ve dizinin içindeki bütün karakterlere can veren yapım, onları yaşatan yönetmen ve var olan ekiptir. Endişe hayatın içindeki heyecandır. Neler yaşayacağını tahmin etmektense ne yapabileceğini görmek asıl olandır.
"SOKAKTA BÜYÜDÜM"
■ Modelliğe ve oyunculuğa başlama hikayeniz 'keşfedilme' ile başlıyor. Siz bu tesadüfler hakkında ne düşünüyorsunuz?
Sizce de hayat tesadüflerden ibaret değil mi? Ki tesadüf dediğiniz gerçeğin ta kendisi aslında. Öyle ki sizi hayatın içine sokuyor ve orada tutunmanız için size bir şans veriyor. Benim yaşadığım hissiyatsa sanırım arkamdaki babam, annelerimizin duası ve kalbim oldu.
■ Mutlu bir anınızı sorsam, çocukluktan hangi kare gelir aklınıza?
Ben çocukluğumla ve büyüdüğüm yerle ilgili hâlâ kendimi çok şanslı hissediyorum. Tamamen gerçek, hayatla, insanlarla iç içe bir çocukluktu benimki. Sokakta büyüdüm diyebiliriz. Bozuk paraları dizip kule yapardık, lunaparka giderdik, kayığa binerdik; yani neşeyle geçen bir çocukluk var hafızamda.