Geçtiğimiz günlerde bir operasyon geçirdiğini duyuran Demet Akalın, hasta yatağında da boş durmuyor.
Her şey Akalın'ın, O Ses Türkiye hakkındaki bir tweeti beğenmesiyle başladı.
Ebru mu, Hadise mi tartışması sürerken, Akalın konuya dair bir flaş bir hamle yaptı ve tarafını belli etti. Demet Akalın, 'dişil enerjisi yüksek olduğu için Hadise'nin jüri üyesi olması gerektiğini' eleştiren bir paylaşımı beğendi.
Tabi bu hamle bir anda sosyal medyada patladı gitti. Ancak olaylar bununla sınırlı da kalmadı.
Bu paylaşımın yayılması üzerine bir kişi de Demet Akalın'ı eleştirmeye başladı.
Bu tartışmaların ortasında Akalın'dan öldürücü darbe geldi.
Akalın, kendisini savunan bir yorumu beğenip yanıtladı.
"KOCAN SENİ ALDATIYOR"
Bunun üzerine olaylar iyice dallanıp budaklandı.
Akalın'a "Eski kocan (Okan Kurt) seni aldatıyor" yorumu gelince ortalık karıştı.
Bir sosyal medya kullanıcısı Demet Akalın'ın yorum yaptığı bir paylaşımın altına "affediciliğini seviyorum demom Okan Kurt aldattıysa da helal olsun" dedi.
Demet Akalın ise 'Okan'da Allah korkusu var. Aşık olursa geçsin karşıma söylesin." dedi. Akalın, bunun yanı sıra 'elinde kanıtın varsa gönder kız paylaşırım' dedi.
Bunu gören bir sosyal medya kullanıcısından da kısa sürede Demet Akalın'a destek gecikmedi.
Akabinde para konusuna açıklık getiren Akalın, eşine güveninin sonsuz olduğunun mesajını da verdi.
Akalın, geçtiğimiz günlerde karanlık inziva adı verilen meditasyon türünü deneyen Çağla Şıkel'i diline dolamıştı.
Sosyal medyada hızla yayılan paylaşımı gören Demet Akalın ise dikkat çeken bir yorumda bulunmuştu.
Demet Akalın, ünlü modelin karanlık inzivası için "Bunlar hep mutsuzluktan...Uğraşacak dert arıyorlar. Hey anam hey" ifadelerini kullanmıştı.
NE OLMUŞTU?
Çağla Şıkel o anlara ait görüntülerini de sosyal medya hesabında şu notla yayınlamıştı: "Soruyorsunuz bana ne yaşadın diye, inanın anlatamıyorum hala. Kaç defa yazdım yazdım sildim...
Anlatılmaz bir deneyim. Daha önce içimde yaşamadığım bir duygu olduğu için kelimelere dökmekte halihazırda zorlanıyorum. Belki sadece şöyle söyleyebilirim...
Bu inzivada her şey vardı. Ve aslında hiçbir şey yoktu. Kapkaranlıktı... Günler yoktu, zaman yoktu, güneş hiç doğmadı bir damla ışık veya dışarıda görülecek hiçbir şey yoktu...
Bakmamız gereken yer içimiz, tek ihtiyacımız olan şey ise cesaretimizdi. Ve Merak! Müthiş bir bilinmezlik her şey yeniden başlayan o heyecanlı kız... Bir ben vardır bende, benden içeri biliyordum. Ona temas etmek istedim...
Meraklı bir çocuk gibi müthiş bir neşeyle heyecanla attım ilk adımlarımı. Belki de ilk kez bastığım yeri bu kadar biliyordum, ilk kez dokunduğum duvar en yakın arkadaşım en güvendiğim yer olmuştu.
O kadar yavaş hareket ediyorduk ki o andan başka bir an'a gitmek veya başka bir şey düşünebilmek imkansızdı her şeyden önce bu eşsiz bir pratikti.
Bildiklerimden, bize yüklenen anlamlardan, sırtımızda taşımayı sevdiğimiz hatırlarımızdan, insanlardan, bugünkü Çağla'dan ve tüm kimliklerimizden arınıp orada özümüze temas etme hali...
Evet gerçekten belki böyle söyleyebilirim... Görmek istediğim tek bir şey vardı bunların hiçbiri olmadığında ki ben. O kızı çok merak ediyordum ve en çaresiz en savunmasız en zor anımda çıktı karşıma.
Ah mahvoldum... Ağlayışım ise o kızı bulmuş ve onu bir daha bırakmayacak olmanın verdiği mutluluk belki de. Şimdilik bu kadar sanırım..."
