Diriliş Ertuğrul dizisiyle yıldızı parlayan Engin Altan Düzyatan'dan şok eden karar! Son zamanlarda Burak Özçivit ile arasında mesafe olduğu konuşulan Engin Altan Düzyatan, geçtiğimiz gün bir bir mekanda arkadaşlarıyla vakit geçirdi. Düzyatan, mekan çıkışı yeni mesleği hakkında açıklamada bulundu. İşte Diriliş Ertuğrul'un Ertuğrul Gazi'si Engin Altan Düzyatan'ın yeni mesleği ve hakkında bilmediğiniz gerçekler!
Driliş Ertuğrul dizisindeki başarılı performansı ile adından söz ettiren Engin Altan Düzyatan, önceki akşam arkadaşları ile bir mekanda vakit geçirdi.
EN BÜYÜK HAYALİ...
Hatta öyle kafasına takıyor ki pilot olmayı abisi onu pilot bir arkadaşıyla tanıştırıyor caydırmak için. Bu düşüncelerinden kurtulmak için de ortaokul ve lisede tiyatroya gitmeye karar veriyor. "Rahat olurum, aktivitelere gitmem, derslerden kaçarım." diye düşünüyor. Derken öyle olmadığını fark ediyor ve babasının da yardımıyla rolü kapıyor, oyun bittikten sonra insanların onu alkışlaması adeta onu büyülüyor.
BABASI HEP DOKTOR OLMASINI İSTİYORDU!
"Babamın söylediği şeyler vardı ama hepsini yapsaydım robot olurdum. Muhtemelen oyuncu da olmazdım. Daha spesifik bir işim olurdu. Çünkü babam özel bir şirkette müdürdü; ablam ODTÜ İşletme, abim Hukuk Fakültesi mezunu. Aslında tüm söylenenleri uygulasam doktor olmam gerekiyordu. Hukukçu, işletmeci, doktor... Bir ailede olması gereken her şeyi tamamlamış olurduk. Ailem iş hayatına karışmamıştı ama istedikleri bir profil vardı. Ben o profile ne kadar uyuyorum bilmiyorum. Onların her dediğini yapmadım sonuçta. Ama istedikleri gibi bir evlat olduğumu düşünüyorum."
Mezun olduktan sonra İstanbul'a geliyor; Kenter ve DOT Tiyatrosu'nda görev alıyor. Ardından Diyarbakır Devlet Tiyatrosu'nda bir oyun yönetiyor bir süre.
15 yaşından beri oyunculukla uğraşıyor. Duyguların tekniğe göre daha ağır bastığını düşünüyor. Canlandırdığı karakterlerin önce ne hissettiğini buluyor, sonrasında onu oynuyor. Ve bu alanda daha öğrenecek çok şeyi olduğunu belirtiyor. Bitmeyen bir serüveni yaşamak gibi yani.
Verilen rolü anlatamayacağını düşünüyorsa ya da karaktere karşı hiçbir şey hissetmiyorsa oynamamayı tercih ediyor.
DENİZ OLMAZSA OLMAZI!
Oturduğu ve yaşadığı evin denizi görmesi şart. İzmir'de öyle büyümüş, İstanbul'daki evi de deniz manzaralı. Aksi taktirde kendisini huzursuz hissediyormuş. Deniz onu dinlendiriyor. Çünkü depresif ve melankolik olduğu zamanlarda haftalarca evden çıkmadığı oluyormuş. Ayrıca mahalle hayatını da çok seviyor.
ÇOCUKLUK HAYALLERİNİN ÇOĞUNU GERÇEKLEŞTİRDİ!
Oyuncu olmak, 68 model Mustang, ev, mutlu bir aile... Bunların hepsini gerçekleştirmiş. Bir tek geriye "Oscar" kalmış. Çocukluğundan beri istediği ödül... Hatta ödülü kazanırsa, konuşması bile hazır: "Biliyordum, teşekkür ederim." Tek bir cümle.
BİR KADINDA EN ÇOK DİKKATİNİ ÇEKEN ŞEY...
"Dışarıdan baktığımda ilk olarak giyimi dikkatimi çeker. Topuklu ayakkabıyı çok seviyorum. Düz ayakkabı giymeyin, topuklu ayakkabı giyin. Bana garip geliyor bu durum. Ben de pantolon giyiyorum, tişört giyiyorum, spor ayakkabı seviyorum. Erkekle kadının arasında fark olması lazım. İkimiz de aynı şeyleri giydikten sonra, benimle aynı şeyleri giyen bir kadından niye etkileneyim ki? Kadının kadın olduğunu hissetmek için onu etek, tişört yerine bluz, düz ayakkabı değil de topuklu ile görmeliyim. Tabii ki her zaman bu şekilde giyinemez ama sadece spor giyinen kadınlar bana çok garip geliyor. Kadın dediğim gibi giyindiğinde, kadınla erkek birbirinden ayrılıyor."