Driliş Ertuğrul dizisindeki başarılı performansı ile adından söz ettiren Engin Altan Düzyatan, önceki akşam arkadaşları ile bir mekanda vakit geçirdi.
Düzyatan, çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Yakışıklı oyuncu "Yapımcı olmayı düşünüyor musunuz?" sorusuna "Bakalım kısmet çalışıyoruz ama şu an çok şekillenmiş bir şey yok" cevabını verdi.
ENGİN ALTAN DÜZYATAN HAKKINDA BİLİNMEYEN GERÇEKLER!
Büyük dedeleri Yugoslavya/Arnavut göçmeni.
EN BÜYÜK HAYALİ...
Hatta öyle kafasına takıyor ki pilot olmayı abisi onu pilot bir arkadaşıyla tanıştırıyor caydırmak için. Bu düşüncelerinden kurtulmak için de ortaokul ve lisede tiyatroya gitmeye karar veriyor. "Rahat olurum, aktivitelere gitmem, derslerden kaçarım." diye düşünüyor. Derken öyle olmadığını fark ediyor ve babasının da yardımıyla rolü kapıyor, oyun bittikten sonra insanların onu alkışlaması adeta onu büyülüyor.
BABASI HEP DOKTOR OLMASINI İSTİYORDU!
"Babamın söylediği şeyler vardı ama hepsini yapsaydım robot olurdum. Muhtemelen oyuncu da olmazdım. Daha spesifik bir işim olurdu. Çünkü babam özel bir şirkette müdürdü; ablam ODTÜ İşletme, abim Hukuk Fakültesi mezunu. Aslında tüm söylenenleri uygulasam doktor olmam gerekiyordu. Hukukçu, işletmeci, doktor... Bir ailede olması gereken her şeyi tamamlamış olurduk. Ailem iş hayatına karışmamıştı ama istedikleri bir profil vardı. Ben o profile ne kadar uyuyorum bilmiyorum. Onların her dediğini yapmadım sonuçta. Ama istedikleri gibi bir evlat olduğumu düşünüyorum."
Mezun olduktan sonra İstanbul'a geliyor; Kenter ve DOT Tiyatrosu'nda görev alıyor. Ardından Diyarbakır Devlet Tiyatrosu'nda bir oyun yönetiyor bir süre.
VÜCUDUNDAKİ DÖVMELER!
Okuduğu şövalyelik kitaplarından birinde "Onurum hayatımdır." yeminini çok beğeniyor ve hatta bunu dövme olarak yazdırıyor karnına.
Bunun haricinde ayak bileğinde ejderha ve ying-yang, sol ayağının alt baldırında da yaşam çiçeği dövmesi var.
İLK TV DENEYİMİ
İlk televizyon deneyimini 2001 yılında "Bizim Otel" adlı dizide Altan rolüyle yapıyor. Ardından da Yeditepe İstanbul, Kampüsistan, Bir Bulut Olsam, Kapalıçarşı, Son, Yol Ayrımı, Cinayet gibi televizyon dizileriyle kariyerinin altın çağlarını yaşıyor adeta!
15 yaşından beri oyunculukla uğraşıyor. Duyguların tekniğe göre daha ağır bastığını düşünüyor. Canlandırdığı karakterlerin önce ne hissettiğini buluyor, sonrasında onu oynuyor. Ve bu alanda daha öğrenecek çok şeyi olduğunu belirtiyor. Bitmeyen bir serüveni yaşamak gibi yani.
Verilen rolü anlatamayacağını düşünüyorsa ya da karaktere karşı hiçbir şey hissetmiyorsa oynamamayı tercih ediyor.
DENİZ OLMAZSA OLMAZI!
Oturduğu ve yaşadığı evin denizi görmesi şart. İzmir'de öyle büyümüş, İstanbul'daki evi de deniz manzaralı. Aksi taktirde kendisini huzursuz hissediyormuş. Deniz onu dinlendiriyor. Çünkü depresif ve melankolik olduğu zamanlarda haftalarca evden çıkmadığı oluyormuş. Ayrıca mahalle hayatını da çok seviyor.
ÇOCUKLUK HAYALLERİNİN ÇOĞUNU GERÇEKLEŞTİRDİ!
Oyuncu olmak, 68 model Mustang, ev, mutlu bir aile... Bunların hepsini gerçekleştirmiş. Bir tek geriye "Oscar" kalmış. Çocukluğundan beri istediği ödül... Hatta ödülü kazanırsa, konuşması bile hazır: "Biliyordum, teşekkür ederim." Tek bir cümle.
Koyu bir Karşıyaka taraftarı. Babasından geçmiş kendisine de. Henüz iki yaşındayken babasının omzunda Karşıyaka maçlarına gitmiş.
ROL KISKANIYOR
"Ben daha iyi oynardım." değil de "Ben nasıl oynardım acaba?" kıskançlığı.
BİR BAŞKA HAYALİ İSE BATMAN'İ OYNAMAK!
James Bond falan istemiyor, tam bir Batman hastası!
Tahammül sınırlarını sürekli törpülemek zorunda bırakılmasından hiç hoşlanmıyor.
BİR KADINDA EN ÇOK DİKKATİNİ ÇEKEN ŞEY...
"Dışarıdan baktığımda ilk olarak giyimi dikkatimi çeker. Topuklu ayakkabıyı çok seviyorum. Düz ayakkabı giymeyin, topuklu ayakkabı giyin. Bana garip geliyor bu durum. Ben de pantolon giyiyorum, tişört giyiyorum, spor ayakkabı seviyorum. Erkekle kadının arasında fark olması lazım. İkimiz de aynı şeyleri giydikten sonra, benimle aynı şeyleri giyen bir kadından niye etkileneyim ki? Kadının kadın olduğunu hissetmek için onu etek, tişört yerine bluz, düz ayakkabı değil de topuklu ile görmeliyim. Tabii ki her zaman bu şekilde giyinemez ama sadece spor giyinen kadınlar bana çok garip geliyor. Kadın dediğim gibi giyindiğinde, kadınla erkek birbirinden ayrılıyor."
Bu arada en sevdiği romantik film "Notting Hill"
Hatta bir röportajında şöyle diyor: "Ben aşık olduğumda neden arkamdan kemanlar çalmıyor o filmde çaldığı gibi?"
Gözlerinden etkilenmiş en çok. "Bakışları ve gözleri çok etkileyiciydi."
2014 yılında evlendi çiftimiz. Şu an Emir Aras ve Alara adında iki çocuğu var.