CHP'ye yakın Sedef Kabaş CHP'nin kanalı TELE 1'de Başkan Erdoğan'ı ve Cumhurbaşkanlığı makamını hedef alarak skandal sözler söyledi. Erdoğan'a söylediği sözler nedeniyle Sedef Kabaş hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı'nca soruşturma başlatıldı.
Başsavcılık, iddia edilen hakaret suçunun işlendiği televizyon kanalının Sarıyer'de olmasından dolayı dosyaya yetkisizlik kararı vererek İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi. Soruşturma kapsamında polis ekipleri dün gece saat 02.00 sıralarında Kabaş'ın Sarıyer'deki evine giderek gözaltına aldı.
Sedef Kabaş İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ndeki işlemlerinin ardından Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na getirildi. Savcılıktaki işlemlerinin ardından Kabaş, 'Cumhurbaşkanına hakaret' suçundan tutuklanma talebiyle nöbetçi İstanbul Sulh Ceza Hakimliğine sevk edildi. Hakim karşısına çıkan Kabaş, tutuklandı.
Daha sonra sosyal medyada CHP'ye yakın isimler Sedef Kabaş'ın mağdur olduğu algısını oluşturulmaya çalışılırken Oyuncu Hakan Ural Sedef Kabaş'a ve fütursuz tahrikçilere seslenerek tepkisini ortaya koydu.
"KİMSE DURDUK YERE YARGI ÖNÜNDE HESAP VERİR HALE GETİRİLİYOR MUAMELESİ YAPMASIN!"
Ural sosyal medyadan yaptığı paylaşımlarla Sedef Kabaş'a ve algı üreten ekibe sert sözlerle yüklendi.
Ural, "Kimse kendisine durduk yere tepki verilip yargı önünde hesap verir hale getiriliyor muamelesi yapmasın! Aman ha aman!" dedi.
Ural "Düne kadar niye kimse bugün gündem olan kişilerin nerede ne yaptığını sormaz bilmezken ne oldu da bugün gündemleri oldu. Önce bir soralım" dedi.
Ural şunları yazdı:
"Hiçbir hayır müsbet bir şey üretemeyen belli siyasi anlayışın sizleri sırf polemik kavga kutuplaşma için sahiplenip kullanmasına KANMAYIN! Twitter denen bataklıkta sizi gazlarlar sadece o kadar size kıymet verdikleri için değil asla!"
"Belli siyasi anlayışın lehine işine geldiği gibi konuşursan ''sanatçısın'' veya vasıflısın! Aksi halde yalakasın, yandaşsın! Çok demokrat çok çağdaş çok nezaketli çok insan hakçılar insan hakçılar fikir özgürlükçüler ya! Yersen"
"HEM SUÇLU HEM GÜÇLÜ OLMAYA ALIŞMIŞLAR"
"Birde şuna alışmışlar, hem suçlu olacaklar hem de güçlü. Bunların sesi daha çok çıkacak. Çoğunluk haklı olan mağdur olan saldırıya uğrayan susacak pusacak. Vay be ne güzel bir dünya arkadaş, ne güzel bir hak adalet anlayışı…"
"Bir kahvenin 40 yıl hatırı vardır cümlesini kuran atalarımız bugün yapılanları görse bilse kemikleri sızlardı! Ülkesine bunca hizmet etmiş, halkı için çalışan insanların maruz bırakıldığı bırakılmaya çalışıldığı saldırılara bak. Yazıklar olsun…"
"ŞUNU SORAN HİÇ KİMSE YOK MU..."
"Şunu soran hiç kimse yok mu ey ahali Doğu Akdeniz'den Libya'ya, Azerbaycan'dan Rusya'ya, Amerika'sından tüm Avrupa'sına 7/24 göz kırpmadan çalışan dünya ile halkı devleti için mücadele eden cumhurbaşkanının gündemine bu insanlar nasıl ne yapıyor da giriyor."
"Belli değerlere tahrik edercesine durup dururken saldır insanların huzurunu boz memleketin en üst makamına fütursuzca alenen hakaret et. Bunca tahriği yap... Cevap gelince yasal işleme tabi olunca haykır "demokrasi fikir özgürlüğü" de! Vay be Yuh!"
"Ve artık gram utanma diye bir müessese kalmadı mı her türlü fütursuz tahriklerle bunca ciddi konularla mücadele eden insanların sinirini bozup üzüp zamanını çalıp algı yaratmaya çalışıp zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalışmalar! ÇÜŞ!"
Hakan Ural geçtiğimiz aylarda bazı sanatçılar hakkında kullanılan 'yandaş' kelimesi üzerinde durulmasını eleştirmişti. İşte katıldığı bir programda dikkat çeken açıklamalarda bulunan Hakan Ural'ın sözleri...
"DİBİNE KADAR YANDAŞIM"
Her zaman devletin yanında olduğunu ve seçilmiş kişinin yanında durduğunu söyleyen Ural, "Ben şu an dibine kadar yandaşım. Ben her zaman devletimin yanındayım, devletimin ve bayrağımın dibine kadar hizmetkarıyım. Halkı tarafından seçilmiş görevli kim varsa yanındayım. Halkımın en küçüğünden en büyüğüne kadar emrindeyim ve onların refahı için duacı bir bireyim ben." dedi.
"SANATÇI YANDAŞ OLMAZ DİYORLAR, NEDEN?"
Sanatçıların yandaş olmaması gerektiğine ilişkin değerlendirme yapan Ural, "Belli bir yaşa kadar hayata karşı tecrübesizliklerimin bedelini ödedim. Ülkemle ilgili meselelerle ilgili de 40-50 yaşımda bugün ne oluyor, meseleler ne, bu düzenin sahipleri kim, biz burda neyiz ne olacağız gibi soruların cevapları için birçok kitapları okudum, inceledim. Son 20 yıldır inanılmaz bir sırat köprüsünden geçiyoruz. Sanatçı yandaş olmaz diyorlar… Neden? Siyaset neden vardır?
Siyaset ülkesine, bayrağına hizmet etmek isteyen, aday olan insanların kurduğu ideolojilerin üzerinden parti adlarıyla rekabete girer. Bunların ülkesi ile alakalı plan ve projeleri var ise insanlara aktarır, insanlarda buna göre oyunu verir. Demokrasi gereği en yüksek oyu alan kişi de devletine ve milletine de hizmete mukterir olur. Halkın oyları ile seçildikten sonra demokrasi gereği devletin kendisi olduğundan saygıyla o kişiyi desteklersin." ifadelerini kullandı.
"SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZA BÜYÜK SAYGI VE SEVGİ DUYUYORUM, BU AYIP BİR ŞEY Mİ"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik saygısını da dile getiren Ural, "Bir insanın devletimin yanında olmasının aşağılnması kadar abes bir durum olabilir mi? Bugün sözde muhalifim adı altında birisi söylüyor ise yarın sen muktedir oldun geldin bu sefer sen yandaş mı oluyorsun? Bu abes durum. Aklıselim bir kişinin zaten bu seviyesizlikte algı yaratma çabası olmaz.
Ben bu kişilere cevap vermeyi zaman kaybı olarak görüyorum. Ben bildiğim doğru neyse onu söyleyen bir adamın. Devletimi, milletimi seviyorum. Bu ülke insanına büyük saygım ve sevgim var. Sayın Cumhurbaşkanımıza büyük saygı ve sevgi duyuyorum. Bu ayıp bir şey mi?" açıklamasında bulundu.
"HALKIMIZI VE MİLLETİMİZİ ÇOK SEVİYORUM"
Ural, konuyla ilgili açıklamalarına şu sözlerle devam etti:
"Halkımızı ve milletimizi çok seviyorum. Beni halkımızdan daha fazla duygulandıran ve onure edecek olan başka bir şey yok. Çok sevilmek yük aslında. O sevilmenin de getirdiği bir sorumluluk var. Tevazu ile muavafak oluyorsan daha kıymetli tabii.
Benim büyüklerime, küçüklerime saygım var. Ben devletçi bir insanım. Devletime saygım var. Allah devletime her zaman güç ve kuvvet versin. Devletimin temsil edildiği her yerde devletime saygı gösterdiğimi belirtmem bile bana göre anormal. Biz böyle büyütüldük.
"BİZİ BİRBİRİMİZE O KADAR KUTUPLAŞTIRDILAR Kİ..."
Nasıl bu kadar kutuplaştık. Kutuplaşma her yerde var. Hayatı yaşarken bir aradayız. Biz hayatı birbirine bağlı ve saygıyla sevgiyle yaşayan bir millet olmamıza rağmen o kadar kutuplaştırdılar ki… Hayatın her alanında sevgiyle yaşayan millet olarak bugün farklı forma giydi diye insanlara saldırır olduk, insanlar birbirini öldürdü.
Biz büyük çoğunluğu müslüman olan, vatansever duygusu ile yaşayan millet, öznesi vatan – millet, bayrak olan bir toplumken nasıl olurda bu kadar hakaret eden, ayrışan bir millet haline geldi. Sözde entellektüel aydınlar adı altında kendi halkından tiksinen, küçümseyen ve aşağılayan bir aydın kitlesi var. Bunların işi aşağılamak. Aydınlatamayan aydınlar onlar. Bu ülkeye ait her şeyi aşağılıyorlar. Bu insanlar bir de kendine aydın diyor.
Bu ülke hepimizin.Bu ülkenin kırmızı çizgileri olmalı nedir bu? Vatan, millet ve bayraktır. Bugün Türkiye'ye düşman olan birinin bile zikredemeyeceği kelamları kendi devletine ediyorsan bu anormal bir şey. Kabul edilebilir bir şey de değil. Akıllada izah edilebilir bir şey değil bu.
CUMHURBAŞKANI'NA HAKARET
Bizde belli bir kitle, demokrasi ve fikir özgürlükleri altında bilgisiz, devletine hakaret ediyor. Millet tarafından seçilmiş Cumhurbaşkanı'na hakaret ediyor. Buna da demokrasi ve fikir özgürlüğü diyor. Diyorum ki acaba biz bir noktayı mı kaçırdık? Birde bu anormalliği normalleştirmeye çalışıyorlar. Bizi biz yapan şey de duygularımızdır. Bu yapılanlara, fütursuzluklara ve ahlaksızlıkara tepki vermemeyi ben insan değilim olarak görüyorum. Onların ne düşündüğü noltasını aştım ben. Ordan bir sonuç alamayacağıma kanaat getirdim artık ben . Benim fikrine, görüşüne katılmadığım bir sürü siyasi bürokrat var ama ben onlara hakaret etmiyorum. Olması gereken o.