Ekranların sevilen oyuncusu Hazal Kaya hem oyunculuk performansı hem de özel hayatıyla magazin gündeminde yer alıyor.
Şimdilerde ekranlardan uzak olan Kaya açıklamaları ve paylaşımlarıyla gündeme geliyor sık sık.
Geçtiğimiz günlerde epey hüzünlendiren bir paylaşım yapan Kaya, 12 yıllık kedisi Leyla'yı kaybettiğini şu sözlerle açıklamıştı:
"Benim güzel kızım, 12 yıllık ev arkadaşım, Leyla'm. Yetişkin hayatımın tamamında sen vardın. Birlikte büyüdük, ailemiz büyüdü, çocuklara birlikte baktık, bir an olsun elimi bırakmadın, hepimizi çok sevdin.
Teşekkür ederim benim güzelim. Yatağın hep yattığın yerine bakarak ağlıyorum sadece. Bu özlem hiç bitmeyecek biliyorum. Seni çok seviyorum."
Kaya bu kez eski rol arkadaşı Çağatay Ulusoy hakkında yaptığı açıklamayla gündemde.
"EV YANIYOR DEDİM KAPISINA GİTTİM"
"Adını Feriha Koydum" dizisinde beraber çalışan ve dost olan ikili, dizinin finalinin ardından da dostluklarını sürdürdü.
İkilinin başından geçen tehlikeli bir yangın anısını, yıllar sonra Hazal Kaya katıldığı bir programda anlattı. Oğlu Fikret'e 9 aylık hamileyken evlerinde çıkan bir yangını anlatan Kaya, anlatırken o anları adeta tekrar yaşadı.
''9 aylık hamileyken evde yangın çıktı. O zaman Çağatay Ulusoy'la aynı sitede oturuyorduk.
Güvenlik bana 'Siz Çağatay Bey'e gidin' dedi. Çağatay bana kapıyı açtı, 'ev yanıyor' diyorum, o da doğuruyorum sanmış.
Boş boş suratıma bakıyor. Asla anlayamadı. Sağ olsun Çağatay olmasa korkunç bir akşamdı.''
HASTALIĞINI AÇIKLAMIŞTI
Öte yandan Kaya'nın eşi Ali Atay geçtiğimiz günlerde yaptığı hastalık açıklamasıyla çok konuşulmuştu.
Televizyon ekranlarına ara vermesinin sebebini ise yaşadığı dağılma sendromuna bağlayan Ali Atay, ekrana iş yapmanın insanı tükettiğini belirterek; "Yalan söylemeyeyim, televizyonda çalışmak zor iş, en son bir tane dizi çektik. Yani 7-24 setteydim, benim bir hayatım ve çocuklarım var, eşim ve ailem var. Onlara hiç zaman ayıramadım, televizyon gerçek yorucu ve tüketiyor insanı. 150 dakika televizyona bir haftada iş yetiştirmek çok zor. Tükenmişlik sendromu yüzde 100 var. Yani olmaz mı?
"Yani düşünsenize sürekli settesiniz, yüzünüzde makyaj, saçında bir şey var ve sürekli bir karakteri canlandırıyorsun" demiş ve oyuncu, şöyle devam etmişt:
Altı gün boyunca bir gün tatilin var, darmadağın olursun. Dağılma sendromu oluyor yani. Ben bir gün çocuklarımı görmeyeyim özlüyorum. Zor iş. Bunu ayarlayamıyorlar sendikalar elinden geleni yapıyor, reklamcılar diğer taraftan bastırıyor. Televizyon çok karışık bence 150 dakikalar olacak iş değil. İnsan hududunu aşan şeyler. Ben o yüzden ekrandan uzak durmaya çalışıyorum fakat çok da geri çeviremeyeceğim bir rol olursa yaparım.