Sabah'tan Yüksel Aytuğ, bugünkü köşe yazısında şu satırları kaleme aldı: "Selahattin Pınar'ın ölümsüz eseri Bir Bahar Akşamı'nda şair "Şimdi soruyorum büküp boynumu / Daha önceleri neredeydiniz?" der... Ben de aynı soruyu, bildiri yazıp altına imza koyan 500 sanatçımıza soruyorum:
FETÖ darbe yapıp da Cumhuriyet'e kast ettiğinde neredeydiniz? Yenikapı'da yapılan milli birlik mitinginde hiçbirinizi görememiştim de ondan soruyorum. 15 Temmuz gecesi içinizde bayrağını alıp sokağa çıkanınız var mıydı? Hiç sanmam.
Muhtemelen evinizde, televizyon başında çekirdek çitliyordunuz. Şimdi kendi partisi tarafından ihbar edilip hırsızlıkla suçlanan bir yerel yöneticiyi, hukuki süreç devam ederken canhıraş savunmaya kalkmak, aniden demokrasi havarisi kesilmek size de biraz "iliştirme" gelmiyor mu?
Aynı cesareti ve duyarlılığı bu ülkenin Cumhurbaşkanı'nın merhum annesine küfür edenleri kınamak için neden göstermediniz diye sormazlar mı adama?
Keşke benzer bildirileri, kızların başlarını örttükleri için üniversite kapılarından çevrildiği günlerde ya da Gazze'de bebekler bombalarla parçalandığında da yayınlayacak vicdan terazisine sahip olabilseydiniz...
Peki peşine takıldığınız Özgür Özel'in, medya kuruluşlarının ve neredeyse tüm yerli ve milli markaların tek tek isimlerini sayarak boykot edilmesi yolunda çağrı yapmasını, o sözde demokrasi anlayışınızın içine nasıl sığdırıyorsunuz?
Gazze dümdüz edilirken "Hamburgerleriniz ve içecekleriniz bizden" diyen malum firmaları bir gün olsun boykot etmek niye aklınıza gelmedi?
"Kendi demokrasisini" dikte etmeye kalkan herkese lanet olsun!.."