İbrahim Tatlıses'in keşfettiği küçük Buse şimdilerde kocaman bir gençkız oldu. İşte henüz dokuz yaşındayken Berivanım türküsü ile herkesi kendisine hayran bırakan Buse Türker'in hayat hikayesi...
Buse Türker'in hikayesi hani bizim 'şarkıcılı' yerli filmlerden farksız... Çocuk yaşta keşfediliyor sesi. Hem de ne keşfedilmek! Doğuştan müziğe yetenekli bir kere, yaşına 10 numara büyük acılı şarkılar söylemeye meraklı. Ailesiyle Kemer'de tatil yaptıkları bir dönem, İbrahim Tatlıses konserine denk geliyorlar. Ailece gidiyorlar... Küçük Buse dokuz yaşında. Sahneye elinde bir demet çiçekle çıkıyor, İbrahim Tatlıses'e takdim etmek üzere. Şirin mi şirin, sarışın, renkli gözlü bir kız çocuğu. Herkes çok seviyor. Tatlıses "Bir de şarkı söyle bize" diyor. Hani ne isterse kabilinden. "Mini mini bir kuştur" falan...
Ama iş öyle olmuyor. Buse başlıyor, dönemin çok popüler türküsü Berivanım'ı söylemeye. Nasıl söylemek hem de... Orkestra duramıyor, onlar da eşlik ediyor. Hatasız, orkestraya gayet uyumlu bir şekilde söylüyor Buse. Dinleyenlerde de, Tatlıses'te de gözyaşları fora... Sahneden inince oluyor ne olduysa. Tam da bizim eski filmlerdeki gibi; menajerler, yapımcılar, televizyoncular sıraya girip kartlar veriyor aileye, "Bizi mutlaka arayın" diye. Sonrasında neredeyse her hafta kendini bir televizyon programında, büyüklerin dünyasında, onların his dünyasına hitap eden şarkılar söylerken buluyor kendini Buse... En ağır arabeskten Türk Sanat Müziği'ne...
MUTLU OL YETER!
Çok değil birkaç sene sonra, Buse 13 yaşındayken bir de albüm çıkarıyor. Canlı Canlı Buse Türker adı albümün. Piyasanın tabiriyle 'çıkış şarkısı' Mutlu Ol Yeter... İbrahim Tatlıses'inden Müslüm Gürses'ine arabeskin krallarının, babalarının söylediği şarkı bu kez küçük Buse'nin sesiyle yankılanıyor radyolarda, televizyonlarda. Bir de klip çekiliyor şarkıya. Ortaokula giden Buse, kantine tost almaya indiğinde mesela, televizyonda kendi klibini görüyor. Arkadaşları seviniyor, alkışlıyor falan. Buse'nin ağzı kulaklarında...
Akabinde, aslında "Küçük falanca" furyasına 80'lerden beri pek bir alışık olan memleketimizin medyasında tartışmalar bile çıkıyor. "Bu yaşta çocuk nasıl böyle şarkılar söyler, hatta TV'lere çıkar" diye... Zaten Buse ve ailesinin de bu işe öyle devam etme niyetleri yok. Yeni albüm teklifi de geliyor bu arada. Hem de döneme göre iyi bir maddi teklifle. Aile giriyor devreye. Buse'nin adamakıllı bir müzik eğitimi almasına karar veriyorlar. Doğuştan müziğe olağanüstü kabiliyeti olan bu çocuk müziğin derinlerine dalsın istiyorlar...
Buse Bursalı. Ailesiyle Bursa'da yaşıyor... Şehirdeki Zeki Müren Güzel Sanatlar Lisesi'ne kaydoluyor. Bu arada unutmadan söyleyelim, küçük yaşlarından itibaren de bir yandan kanun çalıyor. Kısa bir süre ders alıp kendi ilerletiyor. Yani sesin dışında enstrümana da kabiliyetli. Gerisini o anlatsın...
KONSERVATUVAR YILLARI
"Okulla birlikte özel piyano ve solfej derslerine başladım. Piyano ve solfej dersleriyle birlikte klasik müzik ve caz hayatıma girmişti. Ciddi bir ses eğitimi almak istiyordum ve opera okumalıyım diye düşündüm. İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Sahne Sanatları Opera Bölümü'nü kazandım. Lynn Trepel Çağlar'dan şan dersleri aldım. Lisans eğitimim devam ederken bir yandan çeşitli orkestralarda solist olarak yer aldım ve sonrasında piyano-vokal performansları yaptığım kendi sahnelerim başladı."
İstanbul günleri konservatuvarla birlikte başlıyor Buse'nin. Hatta o dönem bir yıl kadar ünlü ENBE Orkestrası'nın solistliğini yapıyor. Çocukken İbrahim Tatlıses, Ebru Gündeş hayranı olan Buse'nin müzikal zevkleri de caza, R&B'ye, blues'a doğru evriliyor. Piyano dersleri alıyor... Sıkı bir caz piyanisti oluyor. Yolları yapımcı Özgür Ögöz'le kesiştikten sonra ise birkaç sene önce bir Nazan Öncel bestesi olan Uzatmayalım'ı ilk single'ı olarak yayınlıyor. Kısa bir süre önce ise yeni single'ı Seyyah'ı yayınladı Türker. Buram buram caz kokan, soul etkileşimli ve yer yer etnik, bizden tatlar barındıran bir şarkı Seyyah. Bir Genco Arı bestesi ve düzenlemesi. Sade mi sade bir düzenleme... Piyano ve vokal ön planda. Aslında piyano ve vokal ağırlıklı bir albümün de habercisi...
Türker'in arabeskten Batı müziklerine, caza, soul'a yönelmesi kolay olmamış tabii. Burada bahsettiğimiz yaşadığı müzikal zorluk değil. Bakın nasıl anlatıyor bu durumu kendisi: "Konservatuvardayken vaktiyle arabesk albümü yaptığımı bilenlerin bana burun kıvırdıklarını görür hissederdim. Öyle bir dönemdi o zaman. Yerli olan kavramlar hor görülürdü biraz. Şimdi ilginçtir arabesk moda oldu. Cazcılar arabesk cover'ları yapıyorlar. Ben kendimi her iki dünyayı da bildiğim için şanslı görüyorum. Hem arabesk ve Türk Müziği gırtlağını ve ruhunu, hem de Batı müziğini bilmek bir şarkıcı ve müzisyen için büyük şans."
SERENAY SARIKAYA
SERENAY SARIKAYA
BENSU SORAL
BENSU SORAL
BENSU SORAL
TUVANA TÜRKAY
TUVANA TÜRKAY
ENGİN ALTAN DÜZYATAN
ENGİN ALTAN DÜZYATAN
ENGİN ALTAN DÜZYATAN
ENGİN ALTAN DÜZYATAN
DEMET AKALIN
DEMET AKALIN
ALİŞAN
ALİŞAN