Doğuştan gelen asaleti, güzelliği ve gizemli gülüşü ile beyaz perdenin en etkileyici kadınlarından biri Grace Kelly. Onun hikâyesi kimileri için bir peri masalı kimileri içinse 'oynadığı bir başka senaryo' olsa da bir şekilde hafızalarda yer edinmeyi başardığı kesin...
Grace Kelly'nin sinema salonlarından kraliyet saraylarına uzanan ve içinde hala çözülememiş pek çok sır barındıran hayatıyla ilgili bilinmeyenleri sizler için derledik. İşte Lady Diana ile aynı kaderi paylaşan Prenses Grace Kelly'nin yaşamı...
Grace Kelly, sporcular ve sanatçılarla dolu bir aileden geliyordu. Kelly'nin babası olimpiyatlarda altın madalya kazanmış bir atletti, annesi ise Pennsylvania Üniversitesi'nin kadın kürek takımına antrenörlük yapıyordu. Bir amcası Pulitzer Ödüllü bir oyun yazarı, diğeri ise yerel tiyatrolarda sahne alan bir oyuncuydu. Ebeveynleri, Grace Kelly'nin de spora yönelmesini beklemişti çünkü hem aile meslekleri sayılırdı hem de uzun ve zayıf vücudu ile spor yapmaya çok uygundu. Ama Kelly kendini adamak için bambaşka bir yol seçti ve kariyer tercihini oyunculuktan yana kullandı.
Gençlik yıllarında adeta bir çirkin ördek yavrusuydu. Beyaz perdeye adım attığı ilk günlerden itibaren dünyanın en güzel kadınlarından biri olarak anılan ve asil tavırlarıyla herkesi büyüleyen Grace Kelly, her zaman böyle güzel değildi. Özellikle ergenlik yıllarında ailesi ve arkadaşları onun çirkin olduğunu düşünüyorlardı. Oyuncu olmaya karar verdiğinde kimse onda 'star ışığı' olduğunu düşünmemişti. Kelly, genellikle saçına taktığı bir bandana, basit bir süveter ve gözlüklerle dolaşıyordu. Oyuncu olana kadar herkes onun güzelliğinden bihaberdi.