Türkücü Nihat Doğan, 2021 yılında Ataköy'de bir güzellik merkezi devraldı. Ancak 5 milyon lira harcayıp görkemli bir törenle açılış yapan Doğan'ın ticari atılımı hüsranla sonuçlandı. Bunun üzerine Nihat Doğan, marka sahibi Sevim Alan'la karşı karşıya geldi.
Karşılıklı birbirlerini suçlayan ikiliden Doğan, bugün konuk olduğu bir canlı yayında güzellik merkezi işletirken yaşadığı sıkıntıları anlattı.
2. Sayfa'ya konuk olan ve uyarılarda bulunan Doğan, 'Söylendiği gibi paralar kazanılmıyor, sahneden aldığımı salona yatırdım. Çok zarar ettim' dedi.
İşte Nikah Doğan'ın açıklamalarından satır başları...
"Güzellik sektörüne girip batan bir tek benim herhalde.
Günde 200 ile 500 lira kazanıyordum. Artık öyle bir hale dönmüştü ki sahnede kazandığımı salona yatırıyordum.
Öyle büyük paralar falan kazanılmıyordu. 2 yıl önce girdim, 2 milyona yakın bir masraf yaptım.
"İNSANLARI UYARDIM"
O zaman insanlara seslendim, 'Burada bir film var. Toplumsal bir illüzyon yaratıp insanların parasını alıyorlar. Açıyorsanız kendi markanızla, adınızla açın. Başkalarına isim hakkı parası vermeyin' dedim.
50 tane film, fırıldak var işin içinde; vergi kaçıranlar mı, başka iş yapanlar mı... Devlete vergi de vermiyorlar. Biz vergi veren insanlar enayi miyiz?
Güzellik işinde böyle bir para yok. Ben Seyhan Soylu'nun gazına geldim. Bu sektörde 'iyi para var' diye düşündüm. Ama beklediğim gibi olmadı.
Dükkanı devrettim, 'zarardan kar edeyim, yoksa yatırdığım paranın hepsi gidecek' dedim. Ondan da kurtulamadım.
Şubesini aldığım kişi tarafından tehdit edildim, hakarete uğradım. 'Üç şikayet olursa şubeyi alırım senden' dediler.
Üç kişi göndereyim 'şikayet etsinler' sonra şubeyi alsınlar. Böyle şey mi olur?
"BENİ DE TEHDİT ETTİLER"
Tehditle, şantajla benden şubeyi almayı düşündüler. Benden zorla bir şey alma şanları sıfır.
O gariban kadınlara neler yapıyorlardır bilmiyorum. İsim hakkı verip insanların evini arabasını alıyorlar.
İnsanlarımızı zor durumda bırakıyorlar. Şu an devletimiz bunların üzerine gidiyor kimseye de tolerans tanımıyor.
Bu iş sadece güzellik merkezi değil, tefecilik bile yapıyorlar. Allah bilir nasıl işler yapıyorlardır.
Bana iki adam geldi. Ben de 'hayırdır kardeş' dedim. Gelen de 20 - 25 yıl önce bir dostumuzun şoförü...
'Abi böyle bir paylaşımlar olmuş falan' dediler. Ben de 'Alacağım var, siz mi vereceksiniz parayı' dedim. Ortadan kayboldular"