82 yaşında Metin Akpınar'ın evlilik dışı ilişkisinden bir kızı olduğu haberi magazin gündemine bomba gibi düşerken, bugün bir şok daha yaşandı. Meğer Akpınar'ın 1 değil 2 kızı varmış. Ayrıca kızlarına miras kalmaması için de 5 yıl önce tüm mal varlığını elinden çıkarmış. İşte detaylar...
82 yaşındaki Akpınar'ın Göksel Özdoğdu ile 62 yıllık evliliği bir var. Çiftin bu evliliklerinden bir çocukları yok. Ancak önceki gün Akpınar'ın evlilik dışı bir ilişkisinden, bir kızı olduğu ortaya çıkmıştı.
MEĞER İKİZ KIZLARI VARMIŞ
Gerçekler yavaş yavaş gün yüzüne çıkmaya başladı. Akpınar'ın 1 değil, 2 kızı olduğu, kızlarının da Duygu ve Sevgi adlı ikiz kardeşler olduğu ortaya çıktı.
İŞTE METİN AKPINAR'IN KIZLARI
Bu gerçeğin geç ortaya çıkmasının nedeni ise Sevgi Nebioğlu'nun DNA testiyle ilgili mahkeme kararının henüz açıklanmamasıydı.
Gizlilik kararı doğrultusunda Akseki Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen davada Nebioğlu'nun, Akpınar'ın kızı olduğu saptandı. Kardeşi Duygu Nebioğlu'nun ise sadece babalık davası açtığı ortaya çıktı.
Duygu Nebioğlu, mahkeme kararı sonrası "Hayranı olduğum sanatçının biyolojik babam olmasının mutluluğunu ne yazık ki yaşayamadım. Aldığım yetersiz sevgi nedeniyle beni bağırana basmakta zorlandığı için ağır travmalar yaşadım. Şaşkınım, yıllar sonra gelen mutluluk hayatmın ilk günü gibi oldu. Adalet karşında tüm haklarımı koruma altına almış bulunuyoruz" açıklamasını yaptı.
İkiz kızların annesi ise Suphiye Orancı.
"GÖKSEL HANIM YAPMADIĞINI BIRAKMAMIŞ"
Konu bugün Söylemezsem Olmaz programında da ele alındı. Büyük bir dramın içinde büyüyen kardeşlerin yaşadıkları akıl alır gibi değil. Bilal Özcan, ikiz kızların öz anneleri Suphiye Orancı'nın da bir Alman vatandaşı ile evlenerek kızlarını terk ettiğiniz ve ikiz kardeşleri Nebioğlu ailesinin birlikte evlatlık aldığını açıkladı.
Özcan sözlerine şöyle devam etti:
Kızlar anneleriyle yüz yüze hiç görüşmemişler ve online. Anneleri özellikle babalarını bulmamaları için tembihlerde bulunmuş. Nedeni Alman eşiyle evliliği bozulmasın. Sonrasında kızların dayıları insafa gelmiş ve babalarının Metin Akpınar olduğunu söylemiş.
Sonrasında kızlar da Metin Akpınar'a ulaşmış "Babamız olduğunuzu biliyoruz, sizinle gurur duyuyoruz" demişler. Bunun üzerine Metin Akpınar "Hayır. Ben o zaman mahvolurum. Ben öldükten sonra ne yaparsanız yapın, ben böyle bir şeyi kabul etmiyorum demiş.
Duygu Nebioğlu, 7 yaşında kadar konuşamıyor, duymuyor. Çünkü esirgeme kurumunda çok şiddet görmüşler. Doktor tedavisi görmüşler. Ben Metin Akpınar hayranı falan değilim. Metin Akpınar son derece kibirli, kendini bir şey zanneden bir kişidir. Zeki Alasya olmasaydı Metin Akpınar olmazdı.
Ayrıca Metin Akpınar'ın, kızlarının olduğunu dönem bütün mal varlığını elden çıkarmış. Programda Akpınar'ın eşi Göksel Hanım'ın da kızları bildiği, öğrendikten sonra kızlara demediğini ve yapmadığını bırakmadığı belirtildi.
CANLI YAYINA KATILDI
Öte yandan Neler Oluyor Hayatta programına bağlanarak açıklamalarda bulunan Nebioğlu şu ifadeleri kullandı:
"İnanılmaz bir linç yemeye başladım. Annem hakkında, Metin Akpınar hakkında… Sonuçta kendisi benim babamdır. Kendisini suçlayacak şekilde konuşmaları kabul etmiyorum.
Kamuoyunun vermiş olduğu tepkiyi anlıyorum. Yorumları okumayı bıraktım. Dün geceyi de uykusuz geçirdim.
Önce bunu kabullenmeye çalıştım, sonra babama ulaşmaya çalıştım. Kendisine ulaşmak hiç kolay olmadı."
"Annem beni çocuk esirgeme kurumuna bırakmadı, bir bakıcı kadına bıraktı. Bu kadının başına talihsiz olaylar geldi. Şu an annem hakkında da çok talihsiz şeyler konuşuluyor. Kimseyi üzmek, yıpratmak için yapmadım. Babamla da bazı konularda iletişim kuramadığım için kendi haklarımı aramak istedim.
Metin Akpınar'ın karakterine yönelik linç kampanyalarını istemiyorum. Kötü şeyler yaşandı. Çocuk esirgeme kurumunda da aynı şekilde. Unutmak istediğim görüntüler var hafızamda. Geçmişi unutmak istediğim için bu davayı açtım."
"Babama dava açalı 1 yıl oldu. Avukatlarım bana manevi güç verdiler. Ben onlar sayesinde bu davayı açabildim.
Babamı çok ikna etmeye çalıştım. Uzun uzun konuşmalar da yaptık. Eminim o da beni yıpratmak istemedi. Elinde olmayan nedenlerle bazı şeyler yaşandı. Çocuk Esirgeme kurumundan çıktıktan sonra biz çok sevgi doluyduk. Adlarımızı biz kendimiz koyduk. Duygu'yu ben koydum, Sevgi'yi kardeşim koydu. Şuan basın yasağı olduğu için kardeşim hakkında konuşmak istemiyorum."
"Önce TRT'de hayran-sanatçı görüşmesi yaptık. Aradan 5 yıl kadar süre geçti, biz kendisiyle akşam 07.00'de masaya oturduk, sabah 07.00'de masadan kalktık. Ben ona hikayemi anlattım. Onun yaşadıklarını öğrenmek istedim. O gün beni bağrına bastı kendisi.
Ben babamla daha çok görüşmek istedim, kırıldığım noktalar oldu. Zamanını ayıramıyorum gibi hissettim, ya da onu rahatsız ediyormuşum gibi hissettim. Onunla görüşebilmek için inanılmaz mücadele verdim.
5 yıl boyunca benimle hiç iletişim kurmadı. Biz çalışanıyla konuştuk ilk olarak."
"Kendisi belgesel çıkardı, kitap çıkardı, söyleşileri başladı.
Babamdan imza aldım kitabına, hatıra olsun istedim. Bu 14 yıl boyunca senede 1 kez görüştük ama çok kısa görüştük. Arkadaşımın düğününe gitmiştim, ertesi gün babalar günüydü. Beraber çok güzel vakit geçirdik. Bana vakit ayırdı.
İletişim kuramayacağımı, vakit geçiremeyeceğimi anladım. Senelerce onu korumak için sessiz kaldım. Ailemi korumak istedim. Kırıldım, öfkelendim… Bu olay çözülsün istedim.
Babamı ikna edemedik, demek ki kendince özel sebepleri var. Babamın bir basın açıklaması yapıp beni tanıtmasını çok isterdim.
İnsanlar beni neden eleştiriyor onu da anlamış değilim."
"Paraymış, şuymuş buymuş… Beni büyüten aileden bana kalanlar benim hayatımı sürdürmeme yeter yani. Ben bunları para için yapmadım.
Ben çok büyük bir hayvanseverim, çok büyük bir aktivistim.
Çok sevdiğim köpeğimi kaybettim, babamla olan olaylar… Benim psikolojimi bozdu. Annem ile babam bizden uzak köyde yaşıyorlar.
2,5 yıl annemle babamla köyde dağda yaşadım. Sadece hayvanlarla iletişim kurdum. Sonra kimseye zarar vermeyecek şekilde bunu avukatlarımla konuşarak yol izledim."
Bugün ise Metin Akpınar magazin gündemine bomba gibi düşen olayla ilgili bir basın açıklaması yaptı ve dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
İŞTE AKPINAR'IN O AÇIKLAMASI!
Akpınar açıklamasında, "Bu duyuru son gelişmeler üzerine sevgili halkıma, sevenlere kızanlara duyurudur.
36 yıl önce Antalya'da bir sanatsal etkinlikte tanıştığım kişiyle sadece bir gecelik beraberliğim oldu. Bu olaydan sonra bir daha ne görüştük ne de haberleştik.
24 yıl sonra, bir gün ikiz kardeşler bana ulaşıp babalarının ben olduğumu söylediler. Elbette çok şaşırdım ve sarsıldım.
Kızlarımdan öğrendiğime göre bir yetiştirme yurdunda kalmışlar, 6 yaşındayken de Nebioğlu ailesi tarafından evlat edinilmişler. 20 yaşına geldiklerinde ise biyolojik ailelerini bulmak istemişler. Kendilerini ilk tanıdığımdan itibaren çocuklarım olarak kabul ettim. Hepimiz açısından en sağlıklı şekilde ilişkimizi sürdürmek için karşılıklı çaba sarf ettik.
Bu şekilde yolumuz kesiştikten sonra onlara, eşim Göksel ile birlikte elimizden geldiğince maddi ve manevi destek olmaya çalıştık. Bunca yıldan sonra gelen bu haberin ardından onların beklediği ve umduğu baba olmam kolay değildi. İlişkimizi kendimize bir yol bularak sürdürmeye çalıştık.
2023 yılına geldiğimizde aramızdaki bağı resmiyete kavuşturmayı tercih ettiler. İtirazım olmadı ve kamuoyunu meşgul eden dava süreci başladı. Bu dava sırasında davayı zora sokacak herhangi bir çabam olmadı."
Ayrıca Akpınar, Hukuki prosedürler tamamlandıktan sonra 13 Ekim 2023 günü itibariyle Duygu benim nüfusuma geçti, hukuki işlem tamamlanınca kardeşi de geçecek.
Kızlarımı tanımamdan itibaren bugüne kadar onları kabullenmemde ve onlara karşı duygularımda bir değişiklik olmadı. Bu dava sürecinin de buna olumsuz bir etkisi yoktur.