Yeşilçam severlerin tekrar tekrar izlediği, usta isimlerin hayat verdiği karakterlerin günümüze kadar taşındığı, repliklerinin dilden dile dolaştığı Gülen Gözler filmi 1977 yılında çekilmişti. Gülen Gözler filminde Yaşar Usta'nın kızlarının en küçüğü olan Hasret'i canlandıran oyuncu Lale Ilgaz yıllar sonra ortaya çıkan görüntüsü ile gündem oldu.
Adile Naşit ile Münir Özkul'un filmleri arasında hiç kuşkusuz ilk akla gelenlerden olan Gülen Gözler filmi Yeşilçam'ın unutulmazları arasında yerini aldı.
Gülen Gözler'in Kıvırcık Hasret'i Lale Ilgaz tek filmle ünlü olmuş sonrasında adeta sırra kadem basmıştı. Uzun yıllardır merak edilen oyuncu Lale Ilgaz'ın son hali olay oldu. İşte Gülen Gözler'in Hasret'i Lale Ilgaz'ın son hali ve sizin için derlediğimiz ünlü isimlerin yıllar içindeki değişimleri...
YEŞİLÇAM OYUNCULARININ SON HALLERİ
Onlar filmleriyle Türk sinemasına damga vuran bir zamanların en meşhur sanatçılarıydı. Yeşilçam'ın en güzel isimleri Gülşen Bubikoğlu'ndan Itır Esen'e, Tarık Akan'dan Orhan Gencebay'a...
İşte yıllar önceki ve sonraki halleriyle Yeşilçam ünlüleri...
BANU ALKAN
Banu Alkan'ın 1975 yılında çektiği ilk filminden ortaya çıkan görüntüler sosyal medyada çok sık yer alıyor.
İzleyenlerin tanımakta güçlük çektiği Banu Alkan'ın, bilinen görüntüsünden çok farklı olması dikkat çekti.
Banu Alkan 'Yaprak' ismiyle yer aldığı sinema kariyerinin ilk filmi Hayret (1975) çekildiğinde 17 yaşındaydı...
Afrodit lakaplı Yeşilçam sanatçısı Banu Alkan yıllara meydan okurcasına kendinden söz ettirmeyi biliyor. Ünlü sinema sanatçısı Banu Alkan, bir döneme damga vuran isimler arasında. Geçmişte oynadığı filmler gişe rekorları kırmış, güzelliği ile herkesi büyüleyen Banu Alkan Afrodit lakabının hakkını vermişti.
Türk sinemasının unutulmaz isimlerinden Banu Alkan geçtiğimiz ekim ayında katıldığı bir programda yaptığı açıklamalar ile günlerce konuşulmuştu...
Afrodit Banu Alkan yaşadığı zor günleri, geçimini nasıl sağladığını anlatırken maddi sıkıntı çektiği dönemde Fikret Mualla tablolarını sattığını söyledi ve "Bir-iki tabloyu kötü günler için saklıyorum" dedi.
Banu Alkan'ın Murat Taşdemir gibi biriyle ne işi vardı?
- O masmavi gözlerine âşık oldum.
Size tokat attığında nasıl bir farkındalık yaşadınız?
- Aşk bitti. Hayatta onsuz yaşamayı düşünmezdim ama. 13 yıl boyunca ondan herhangi bir şiddet görmedim.
LALE ILGAZ
COŞKUN GÖĞEN
Yeşilçam'ın 'tecavüzcü Coşkun'u... Henüz 16 yaşındayken Yeşilçam Sokağı'na adım atan Coşkun Göğen, şimdilerde Antalya'da eşi Angel'la emekli hayatı yaşıyor. Göğen, rol aldığı filmler yüzünden bir dönem Beyoğlu'na çıkamadığını söylüyor ve ekliyor: "Yediğim küfür, aldığım paraya değmedi hayat boyunca."
Coşkun Göğen, ilk rolünü almasını sağlayan olayı şöyle anlatıyor:
"1945'te Samatya'da Makedonya göçmeni ve orta sınıf bir ailede dünyaya geldim. Babam, dokuma ustasıydı ve fabrikada çalışıyordu. Fazlasıyla kozmopolit olan Kurtuluş İlkokulu'nda okudum. Türk talebelerin sayısı azdı. Oradan Rumca bana, hatıra kaldı. Baktım benden bir şey çıkmıyor, orta okulu ikinci sınıfta bıraktım. Sonrasında babam beni, Hasnun Galip Sokak'taki bir berberin yanına çırak verdi. O sokağın bağlantısı ise Yeşilçam'dır. 1950'li yıllardı ve Beyoğlu'nun olağanüstü olduğu zamanlardı. Kravat ve ceketle sinemaya gidilen dönemler... 16 yaşımdayken bir gün 5 liraya aktör oldum. Minibüslerle adam topluyorlardı. Fiziğim de güzeldi o yüzden atladım minibüse. İlk rol aldığım filmin adını hatırlamıyorum ama Tarık Akan ve Hülya Koçyiğit rol alıyordu."
Göğen, ilk lakabının "Hippi Coşkun" olduğunu söylüyor...
"18 yaşımdan sonra hayat çok heyecanlı geçti. Ankara, Kızılay'da askerliğimi yaptığım dönem akşamları gizlice diskoteğe giderdim. İstanbul'a döndüğümde bu sefer foto-romanlarda rol almaya başladım. 30-40 fotoromanda 'Hippi Coşkun' olarak tanındım. O zamanın İstanbul'unda uzun saçlı ve kulağında küpeli az kişiden birisiydim. Ardından Harbiye'deki striptiz kulüp Parizyen Crazy Horse Show'da 2 yıl dans ederek çalıştım."
İyiyi oynamak zor ve sıkıcıCoşkun Göğen, kötü adam rollerini ise kabiliyeti sayesinde aldığını dile getiriyor...
"O rollerden hiç rahatsız olmadım. Hayat bir senaryodur. Film ise tamamen senaryo çünkü okumadan rol yapamazsın. Ne yazıldıysa onun en iyisini yaptım."
Oyuncu, "Hiç başrol oynadınız mı?" sorusuna şu yanıtı veriyor...
"300-500 arasında filmde oynamışımdır. Başı sonu yok benim oynadığım filmlerin. Başrol hiçbir zaman önemli olmadı. Sadece bir kere iyi bir karakteri oynadım. Fatma Girik ve Tarık Akan'ın 'Kaçak' filminde... Bir daha da tövbe ettim. İyi adamı oynadığım için ayağımdan tavana astılar. Az daha ölüyordum. İyiyi oynamak zor ve sıkıcıymış. İnsanlar bildiği işi yapmalı." Göğen'in unutamadığı film ise Necla Nazır ve Ferdi Tayfur'un başrolündeki "Batan Güneş"...
Bu filmin önemini oyuncu şöyle anlatıyor...
"Tam 3 sene Beyoğlu'na dayak yememek için çıkmadım. O film, Türkiye'de hasılat rekoru kırdı. Yeni Melek Sineması'nda 10 hafta oynadı. Beni arayıp 'dümbük' diye küfrederlerdi. Benim yediğim küfür, aldığım paraya değmedi hayat boyunca."
75 yaşındaki Coşkun Göğen, Antalya'da eşi Angel'la yaşıyor: "Oyunculuğun yanı sıra Osmanbey'deki dükkanımda konfeksiyon konusunda çok ilerlemiştim. Fakat 1988'de işlerim battı. Ben de Antalya'ya gittim. 7 buçuk aydır da evde oturuyorum. Eşim ise bale öğretmenliğine devam ediyor. Kendi evimiz ve emekli maaşım var. Aç değiliz, susuz değiliz... Yıllarca buradaki sahillerde animatörlük yaptım. Selfie kuyruğu oluyordu benim yüzümden."
Oyuncu, yüksek hayat enerjisinin nedenini ise şöyle anlatıyor:
"İnsanlarla yaşıyorum, flört ediyorum. Kendime bakarım, kendimi severim ve sosyalimdir."
Göğen, "Sizi ne ağlatır?" sorusuna ise şu yanıtı veriyor: "İnanmazsın, günde 10 kere ağlarım. Duyguları yüksek yaşıyorum.
Karşımdaki kadına hep saygım vardı." Göğen, "Kadınların size yaklaşımı nasıl oluyordu?" sorusuna şu cevabı veriyor:
"Harika, hepsini çok severim. 3 kız babasıyım ben; Uzay, Güneş ve Dünya. Hepsini de üniversitede okuttum. O zamanın imkanlarıyla kaç kişi 3 çocuk üniversite okutabilmiş... İlk eşime saygım sonsuzdur. Şimdiki eşimle de 20 yıldır beraberiz. İsmi Angel, harbi bir melek kendisi... Bana çok ekstra biri. Üst düzey bir bale öğretmeni."
Her şeyin vaktinde güzel olduğunu söyleyen oyuncu, geçmişteki rolleri şimdi asla canlandırmayacağını dile getiriyor: "Her şey zamanında güzel. Şimdi asla öyle bir rol yapmam. Fakat mafya babaları, ağa rollerini çok rahat oynarım."
Yeşilçam'da role nasıl girdiğini Göğen, şöyle anlatıyor:
"Bir kere saygım vardı karşımdaki kadına. Ben çok duygusal bir adamım. Ayrıca rahat biri olduğum için karşımdaki de rahat çalışırdı. Biz ilk defa bacak ellemedik ki hayatımızda." Göğen, Yeşilçam dönemini nasıl hatırladığını şöyle dile getiriyor:
"Gelmiş geçmiş en iyi dönemdir. TV'ye bakarken ara sıra kendime denk geliyorum. Şimdiye kadar çektiğim filmlerin yarısını izlememişim. Çünkü o kadar çok ki... Yeşilçam'da para yoktu fakat havası vardı. İyi ki geldim, iyi ki çalıştım, iyi ki yaşıyorum. Sevabı da günahı da bana ait."