Yeşilçam'ın Sezercik'iydi, hapiste olduğu ortaya çıktı! Sezer İnanoğlu'nun annesi Aysel İnanoğlu kahroldu, itiraf etti: "Benim yüzümden..."

Yeşilçam'ın Sezercik'iydi... Bir döneme damgasını vuran çocuk oyuncu Sezer İnanoğlu'nun hapiste olduğu ortaya çıktı! Sezer İnanoğlu'nun annesi Aysel İnanoğlu oğlunun hapiste olmasıyla ,ilgili itirafıyla gündeme bomba gibi düştü. 4'üncü kez evlenen Sezer İnanoğlu bu kez çocukluk aşkı olan mimar Seyhan Eyiçalış'la hayatını birleştirmişti. Seyhan Eyiçalış, evlilik hikayesini, 'Çok mutlu olduklarını dile getiren Seyhan Eyiçalış, '2001 yılında kısa süren bir beraberliğimiz oldu. Sezer bana 'hep seninle evleneceğiz' derdi. Ayrı kaldığımız zamanlarda hep birbirimizin hatrını sorduk. Çok saygılı bir şekilde arkadaşlığı devam ettirdik. Sonra yemeğe çıktık. Beni ikna etti evliliğe. Çok değerli annesi Aysel Hanım'la birlikte Türk örf âdetlerine göre beni ailemden istediler. Amcası Türker Bey rahatsız olduğu için gelemedi. Büyüğümüz olarak yanımızda görmeyi çok istedik. Sezer'i çok seviyorum. Benden tek bir şey istedi. Köşkte Aysel anneyle birlikte yaşamamızı istedi. Kabul ettim. Çok şükür mutluyuz' sözleriyle anlatmıştı. Mutlu günler geçiren Sezer İnanoğlu yine adliyelik oldu! 2007 yılında uyuşturucu ve silah kaçakçılığı'ndan, 2018'de eşi Mehtap Meray Kaykasoğlu'nu ölümle tehdit ettiği için hakim karşısına çıkan İnanoğlu, şimdi de dolandırıcılıktan yargılandı. Yeşilçam'daki birçok filmde 'Sezercik' rolüyle hafızalara kazınan oyuncu Sezer İnanoğlu'nun annesine ait bir davadan dolayı cezaevine girdi. 1 hafta önce hapse giren oyuncunun annesi Aysel İnanoğlu ise yaşananların ardından usta gazeteci Savaş Kalafat'a konuştu. 'OĞLUM BENİM YÜZÜMDEN 8 SENE HAPİS YEDİ' Oğlunun kendisinin hatasından dolayı hapse girdiğini söyleyen Aysel İnanoğlu 'Oğlum Sezer İnanoğlu benim yüzümden 8 sene hapis yedi. Boş yere yedi ve çok üzgünüm. Bunlar benim hatam yüzünden oldu. Bizim Sapanca'da villalarımız vardı. 8 tanesini eski belediye başkanına sattık ve hiçbir sorun olmadı. Bir tanesini de Kıbrıslı bir doktor aldı onda da bir sorun olmadı. Sitedeki bir dişçide kalan son evi almak istedi. Doktorla buluşarak evi gezdik ve sonunda 320 bin TL'ye anlaşarak evi almak istedi. Bana 'Abla benim 300 bin liram var, 20 bin TL'yi 3 aylık senet yapsam olur mu?' dedi. Ben de kabul ettim. Tapuya gittiğimizde çeki istedim o da 'ne acele ediyorsun arabada' dedi. Adapazarı'nda bankaya gittiğimizde 200 bin TL verdi. Yan sokakta olan şoförüme de evi sattığımız doktorun arkadaşı 6 aylık bir senet vermişler. Şoförüm bana 'senedin 3 aylık değil 6 aylık' dediğinde de almasını söyledim. Senedin günü gelince bankaya gittik ve bozdurmak istediğimizde de karşılıksız olduğunu öğrendik' dedi. 'ALACAKLI OLDUĞUMUZ DAVADA SUÇLU ÇIKTIK, SEZER CEZA ALDI' Oğlunun daha önce uyuşturucu ve silah kaçakçılığı ve tehdit suçlarından dolayı sabıkasının olduğunu bu sebepten de hapis cezası aldığını söyleyen anne, sözlerine şöyle devam etti: 'Ben de bu durumu gurur meselesi yaparak avukatıma parayı almak için dava açmasını istedim. Dava açıldı ve çekin karşılıksız olduğu ile imzanın sahte olduğu ortaya çıktı. Doktor da çekin kendisinin değil de bizim olduğunu söylemiş. Mahkemede şoförüm ve muhasebecim de ifade verdi. Benim şirketimde 20 bin lira alacaklı olduğumuz falan kayıtlı. Olayın sonunda da suçu benimle Sezer'in üzerine çıktı. Ben daha önce bir olaya karışmadığım için beraat ettim ama Sezer'in daha önceden cezası olduğu için o 8 sene cezası çıktı ve 8 ay hapis yatacak.' 'Sezer bu durumdan dolayı hapse girdi ve çok üzgün. Oğluma bunları yaşattığım için çok üzgünüm. Bu yaşanılanların düzeltilmesini istiyorum. Benim yüzümden oldu. Sezer daha yeni evlendi ve evliliği çok güzel gidiyor. Kendisi de çok düzeldi.' 'BAVULUNU GÖZÜMÜN ÖNÜNDE HAZIRLADI, HER GÜN AĞLIYORUM' '77 yaşındayım ve iki kere ameliyat oldum. Sezer de bu süreçte hep benim yanımdaydı. Sezer'e bunları yaşattığım için çok üzgünüm. Ne yapacağımı bilemiyorum, bavulunu gözümün önünde hazırladı. Her gün ağlıyorum.' EV HAPSİNE ÇARTIRILABİLİR Sezer İnanoğlu'nun avukat alınan cezaya itiraz ederek dava dosyasını istinaf mahkemesine taşıdı. İstinaftan gelen cevap yerel mahkemenin kararını onaylayınca 8 yıllık ceza uygulamaya kondu. Mahkemeye itirazında suçsuz olduğunu belirten Sezer İnanoğlu 'Benim söz konusu satışla ilgili hiçbir şekilde dahlim yoktur.Ceza alma nedenim şirketin yönetim kurulu üyesi olduğum içindir. Oysaki şirkette yönetim kurulu üyesi olsam da imza yetkim yoktur. Bütün yetkiler annem Aysel İnanoğlu'na aittir. Ben masumum' dedi. Annesinin hatası yüzünden başı derde girdiğini iddia eden İnanoğlu'nun davası istinafta onaylanmasının ardından avukatları tarafından bir üst mahkemeye gitti. Gelen bilgilere göre kilolarından dolayı sağlık sorunlarıyla mücadele eden İnanoğlu'nun hastalıkları nedeniyle ev hapsine çarptırılma durumu da gündemde. 1970'lerde kendi adıyla özdeşleşmiş çocuk karakter 'Sezercik' adıyla çekilen filmlerde rol almıştır. Oyuncu İlker İnanoğlu'nun kuzeni... Sezer İnanoğlu, 'Sezercik' adıyla yıldız oldu. Özellikle Kıbrıs Savaşı'nın anlatıldığı 'Sezercik Aslan Parçası' filmiyle gönülleri fethetti. Ama 'Sezercik' büyüyünce sinemayı bıraktı ve babası Berker İnanoğlu'ndan kalan film şirketinin başına geçti. İşte Sezercik'in son halinin ardından sizler için derlediğimiz Yeşilçam oyuncularının son halleri... YEŞİLÇAM OYUNCULARININ SON HALLERİ Onlar filmleriyle Türk sinemasına damga vuran bir zamanların en meşhur sanatçılarıydı. Yeşilçam'ın en güzel isimleri Gülşen Bubikoğlu'ndan Itır Esen'e, Tarık Akan'dan Orhan Gencebay'a... İşte yıllar önceki ve sonraki halleriyle Yeşilçam ünlüleri... BAHAR ÖZTAN PEMBE MUTLU Yeşilçam'da birçok projede yer alan Pembe Mutlu, Davaro filminde 'Cano' karakteriyle izleyicinin karşısına çıkmıştı. Çiçek Abbas, Davaro, Mavi Mavi gibi unutulmaz filmlerde yer alan Pembe Mutlu son hali ile hayranlarını şaşırttı. Pembe Mutlu'yu görenler tanımakta zorlanıyor. İbrahim Tatlıses'in Hülya Avşar ile oynadığı Mavi Mavi filminde güzelliğiyle dikkat çeken Pembe Mutlu'nun eski halinden eser yok. Pembe Mutlu dönemin usta yönetmenleriyle çalıştı. Bizler onu daha çok 'Çiçek Abbas', 'Davaro' gibi filmlerle tanıyoruz. Pembe Mutlu dönemin usta yönetmenleriyle çalıştı ve aralarında İlyas Salman ile oynadığı ''Çiçek Abbas'',''Şaşkın Ördek'', Kemal Sunal ile oynadığı ''Davaro'', Yusuf Kurçenli'nin filmi ''Ve Recep ve Zehra ve Ayşe'' gibi ünlü filmlerinde bulunduğu çok sayıda filmde oynadı. Pembe Mutlu sonraki yıllarda sinemayı bıraktı. Bırakmak ki ne bırakmak. Ne yapıyor ne ediyor kimse bilmiyor. Peki Pembe Mutlu nerelerde? 50'den fazla filmde oynayan Pembe Mutlu sinemaya veda etmişti. İŞTE PEMBE MUTLU'NUN SON HALİ 1955 yılında dünyaya gelen Pembe Mutlu Denizli doğumludur. Gerçek ismi ise Pembe Gül'dür. Usta oyuncu Denizli doğumludur, birçok kaynakta ise baba tarafından aslen Giresun'lu olduğu belirtilmektedir. 1981 ve 1993 yılları arasında etkin olarak birçok sinema filminde rol alan usta isim 80'li yıllarda rol aldığı filmler ile isminden fazlasıyla söz ettirmeyi başarmıştır. 1981 yılında başrolünü usta oyuncu Kemal Sunal'ın üstlendiği Davaro filmi ile sinema dünyasına giriş yapmıştır. Ardından yıldızı parlamış ve birçok sinema filminin aranan isimleri arasına girmiştir. Filmlerde doğal ve sade hali ile sevilmiş dönemin en önemli isimleri ile aynı filmlerde rol almış ve yönetmenlerle çalışmıştır. Özellikle Şener Şen ve İlyas Salman'ın başrollerini üstlendiği Çiçek Abbas adlı sinema filminde Nazlı karakteri ile de gönüllerde taht kurmayı başarmıştır.Davaro filminde ise Cano karakterini canlandırmıştır. Yaklaşık olarak 12 senelik sinema hayatı boyunca 100 civarında filmde rol almış, dram ve komedi türünde rol aldığı filmler ile Türk sinema dünyasına damgasını vurmayı başarmıştır. NAZAN SAATÇİ Osman'ın maniler yazdığı Emine, 1958 doğumlu Nazan Saatçi. Aslen Samsun'lu ve Samsun doğumlu. Nazan Hanım, lise sona kadar memleketi Samsun'da yaşadı ardından İstanbul'a taşınarak, İstanbul Üniversitesi Türk Dili Ve Edebiyatı bölümünden mezun oldu. Oyunculuk üzerine; Los Angeles Actor Center ve hipnoterapi konusunda; Palo Alto School of Hypnotherapy (Hipnoz okulu) ve Florida Gerald F.Kein Omni Hypnosis Training Center (Hipnoz öğrenim Merkezi) okullarında eğitimler aldı. İlk sinema ile tanışması güzellik yarışmaları ile gerçekleşen oyuncu 1978 yılında Tercüman – İnci Gazetesi'nin Sinema kraliçesi seçildi. Ayrıca Günaydın – Saklambaç Gazetesi'nin aracılığı ile Türkiye Güzeli olarak Miss Europe International (Avrupa güzellik yarışmasında) ve 1983 Miss Asia Pasific (Asya güzellik yarışmasında) ikinci oldu. Nazan Hanım, yıllar sonra Instagram'da ortaya çıktı. Yıllar geçip gitmiş ama güzelliğinden pek bir şeyler götürememiş gibi. Nazan Hanım, zamana meydan okurcasına hala güzel hala genç... İşte '41 kere maşallah' dedirten Nazan Hanım'ın Instagram paylaşımları... 'SEZERCİK' BANU ALKAN Banu Alkan'ın 1975 yılında çektiği ilk filminden ortaya çıkan görüntüler sosyal medyada çok sık yer alıyor. İzleyenlerin tanımakta güçlük çektiği Banu Alkan'ın, bilinen görüntüsünden çok farklı olması dikkat çekti. Banu Alkan 'Yaprak' ismiyle yer aldığı sinema kariyerinin ilk filmi Hayret (1975) çekildiğinde 17 yaşındaydı... Afrodit lakaplı Yeşilçam sanatçısı Banu Alkan yıllara meydan okurcasına kendinden söz ettirmeyi biliyor. Ünlü sinema sanatçısı Banu Alkan, bir döneme damga vuran isimler arasında. Geçmişte oynadığı filmler gişe rekorları kırmış, güzelliği ile herkesi büyüleyen Banu Alkan Afrodit lakabının hakkını vermişti. Türk sinemasının unutulmaz isimlerinden Banu Alkan geçtiğimiz ekim ayında katıldığı bir programda yaptığı açıklamalar ile günlerce konuşulmuştu... Afrodit Banu Alkan yaşadığı zor günleri, geçimini nasıl sağladığını anlatırken maddi sıkıntı çektiği dönemde Fikret Mualla tablolarını sattığını söyledi ve 'Bir-iki tabloyu kötü günler için saklıyorum' dedi. İşte Afrodit Banu Alkan'ın dikkat çeken açıklamaları... Alkan ekranlarda yer almadığı için geçimini nasıl sağladığı merak konusu oldu. Banu Alkan bu soruya '-Konserlere gidiyorum, reklamlar var. Bir-iki Fikret Mualla tablom duruyor' dedi. Maddi zorluk çektiği dönemde Fikret Mualla tablolarını sattığını söyleyen sanatçı, 'Bir-iki tabloyu kötü günler için saklıyorum' dedi. Alkan ''Hiç unutamadım' dediğiniz bir öpüşme sahnesi oldu mu' sorusuna ise şu yanıtı verdi: 'Oldu tabii. Cüneyt Arkın'la. Çok yakışıklı bir adam. 30'lu yaşlarına yetişemedim ama yine de yakaladık. Bir bakış bile olmadı aramızda. Cüneyt Arkın inanılmaz, çok asil, çok cool, muhteşem bir insan.' En dipte olduğunuz zaman hangi andı? sorusuna ise 'Gürbüz Bey'i kaybettiğim zaman. Ölmek istedim. Üzüntüyle kendime zarar verdim' yanıtını verdi. Banu Alkan'ın Murat Taşdemir gibi biriyle ne işi vardı? Hep 'birinci benim' tavrınız var, peki ikinci kim? BANU ALKAN'IN SON HALİNE BAKIN! Banu Alkan, Instagram hesabından, son olarak şifon pembe çiçekli elbisesiyle paylaşımlar yaptı. COŞKUN GÖĞEN Yeşilçam'ın 'tecavüzcü Coşkun'u... Henüz 16 yaşındayken Yeşilçam Sokağı'na adım atan Coşkun Göğen, şimdilerde Antalya'da eşi Angel'la emekli hayatı yaşıyor. Göğen, rol aldığı filmler yüzünden bir dönem Beyoğlu'na çıkamadığını söylüyor ve ekliyor: 'Yediğim küfür, aldığım paraya değmedi hayat boyunca.' Coşkun Göğen, ilk rolünü almasını sağlayan olayı şöyle anlatıyor: '1945'te Samatya'da Makedonya göçmeni ve orta sınıf bir ailede dünyaya geldim. Babam, dokuma ustasıydı ve fabrikada çalışıyordu. Fazlasıyla kozmopolit olan Kurtuluş İlkokulu'nda okudum. Türk talebelerin sayısı azdı. Oradan Rumca bana, hatıra kaldı. Baktım benden bir şey çıkmıyor, orta okulu ikinci sınıfta bıraktım. Sonrasında babam beni, Hasnun Galip Sokak'taki bir berberin yanına çırak verdi. O sokağın bağlantısı ise Yeşilçam'dır. 1950'li yıllardı ve Beyoğlu'nun olağanüstü olduğu zamanlardı. Kravat ve ceketle sinemaya gidilen dönemler... 16 yaşımdayken bir gün 5 liraya aktör oldum. Minibüslerle adam topluyorlardı. Fiziğim de güzeldi o yüzden atladım minibüse. İlk rol aldığım filmin adını hatırlamıyorum ama Tarık Akan ve Hülya Koçyiğit rol alıyordu.' Göğen, ilk lakabının 'Hippi Coşkun' olduğunu söylüyor... '18 yaşımdan sonra hayat çok heyecanlı geçti. Ankara, Kızılay'da askerliğimi yaptığım dönem akşamları gizlice diskoteğe giderdim. İstanbul'a döndüğümde bu sefer foto-romanlarda rol almaya başladım. 30-40 fotoromanda 'Hippi Coşkun' olarak tanındım. O zamanın İstanbul'unda uzun saçlı ve kulağında küpeli az kişiden birisiydim. Ardından Harbiye'deki striptiz kulüp Parizyen Crazy Horse Show'da 2 yıl dans ederek çalıştım.' İyiyi oynamak zor ve sıkıcıCoşkun Göğen, kötü adam rollerini ise kabiliyeti sayesinde aldığını dile getiriyor... 'O rollerden hiç rahatsız olmadım. Hayat bir senaryodur. Film ise tamamen senaryo çünkü okumadan rol yapamazsın. Ne yazıldıysa onun en iyisini yaptım.' Oyuncu, 'Hiç başrol oynadınız mı?' sorusuna şu yanıtı veriyor... '300-500 arasında filmde oynamışımdır. Başı sonu yok benim oynadığım filmlerin. Başrol hiçbir zaman önemli olmadı. Sadece bir kere iyi bir karakteri oynadım. Fatma Girik ve Tarık Akan'ın 'Kaçak' filminde... Bir daha da tövbe ettim. İyi adamı oynadığım için ayağımdan tavana astılar. Az daha ölüyordum. İyiyi oynamak zor ve sıkıcıymış. İnsanlar bildiği işi yapmalı.' Göğen'in unutamadığı film ise Necla Nazır ve Ferdi Tayfur'un başrolündeki 'Batan Güneş'... Bu filmin önemini oyuncu şöyle anlatıyor... 'Tam 3 sene Beyoğlu'na dayak yememek için çıkmadım. O film, Türkiye'de hasılat rekoru kırdı. Yeni Melek Sineması'nda 10 hafta oynadı. Beni arayıp 'dümbük' diye küfrederlerdi. Benim yediğim küfür, aldığım paraya değmedi hayat boyunca.' Coşkun Göğen, Antalya'da eşi Angel'la yaşıyor: 'Oyunculuğun yanı sıra Osmanbey'deki dükkanımda konfeksiyon konusunda çok ilerlemiştim. Fakat 1988'de işlerim battı. Ben de Antalya'ya gittim. 7 buçuk aydır da evde oturuyorum. Eşim ise bale öğretmenliğine devam ediyor. Kendi evimiz ve emekli maaşım var. Aç değiliz, susuz değiliz... Yıllarca buradaki sahillerde animatörlük yaptım. Selfie kuyruğu oluyordu benim yüzümden.' Oyuncu, yüksek hayat enerjisinin nedenini ise şöyle anlatıyor: 'İnsanlarla yaşıyorum, flört ediyorum. Kendime bakarım, kendimi severim ve sosyalimdir.' Her şeyin vaktinde güzel olduğunu söyleyen oyuncu, geçmişteki rolleri şimdi asla canlandırmayacağını dile getiriyor: 'Her şey zamanında güzel. Şimdi asla öyle bir rol yapmam. Fakat mafya babaları, ağa rollerini çok rahat oynarım.' 'Bir kere saygım vardı karşımdaki kadına. Ben çok duygusal bir adamım. Ayrıca rahat biri olduğum için karşımdaki de rahat çalışırdı. Biz ilk defa bacak ellemedik ki hayatımızda.' Göğen, Yeşilçam dönemini nasıl hatırladığını şöyle dile getiriyor: 'Gelmiş geçmiş en iyi dönemdir. TV'ye bakarken ara sıra kendime denk geliyorum. Şimdiye kadar çektiğim filmlerin yarısını izlememişim. Çünkü o kadar çok ki... Yeşilçam'da para yoktu fakat havası vardı. İyi ki geldim, iyi ki çalıştım, iyi ki yaşıyorum. Sevabı da günahı da bana ait.' 'FATMA GİRİK DELİKANLIDIR KADİR İNANIR TEHLİKELİDİR' Müjde Ar: Canım ciğerimdir, gençlik arkadaşım. 10'a yakın filmde oynamışızdır. Sette de 10 numaraydı. Fatma Girik: Delikanlıdır. Duayendir, anlatılmaz yaşanır... Sette pantolonun yırtılır, hemen o dikerdi. Hiç egosu yoktur. Şener Şen: Çok muhteşemdir. Kadir İnanır: O var ya o, çok tehlikelidir. Benim 3 kaburga kemiğimi kırdı. Tabii, filmde her şey olur. MÜJDE AR PERİHAN SAVAŞ TÜRKAN ŞORAY ORHAN GENCEBAY ITIR ESEN GÜLŞEN BUBİKOĞLU HARİKA AVCI HARİKA AVCI Türk filmlerinden şarkıcılık kariyerine kadar hep göz önünde kalmayı başarmıştı Harika Avcı... Özellikle geçirdiği estetik operasyonlardan sonra inanılmaz bir görüntüye kavuşmuş, Türkiye'nin en çekici kadınları arasında yer almıştı. Asıl adı Nermin Ocak olan Harika Avcı, 1960 İzmir doğumlu. Hikayesi gerçekten filmlere konu olacak kadar ilginç. Ortaokulu bıraktıktan sonra bir fabrikada işçi olarak çalışıyor. Bir gün annesiyle çarşı pazar gezerken ünlü bir reklamcı kendisini görüp sekreteri olmasını istiyor. Bu noktadan sonra da hayatı değişiyor zaten... Reklamcı, İzmir'in o dönem en tanınan ajans sahibi isimlerinden Ahmet Gül. Asıl olay, bir gün şirketin telefonunu açmasıyla başlıyor. Karşıdaki kişi 'Sesin ne kadar da güzel, seninle tanışmak isterim' diyor Nermin'in sesini beğenen kişi tahmin edeceğiniz gibi bir gazino kralı çıkıyor: Nuri Bey. Solistlik teklifini hemen kabul eden Nermin'e hemen bir revizyon yapılıyor ve 1 hafta sonra sahnelere merhaba diyor. Harika Avcı adını Gönül Yazar veriyor. Kilosunu Muzaffer Kuşhan, imajını fotoğrafçı Erol Atar, burnunu ve göğüslerini de Dr. Onur Erol değiştiriyor. Ünlü olduktan sonra sevgili sirkülasyonu da epey hızlı ilerliyor. Hatta 1994 yılında bir röportajda şöyle demiş: 'Benim için boy pos önemli değil. Bana göre cüzdanı dolu olan erkek yakışıklıdır.' Sevgili listesinde olan birkaç isim de şöyle: Rıdvan Dilmen, Sezer İnanoğlu, Ahmet Özhan, Reha Süren, Dikran Masis, Onno Tunç, Fedon, Cem Özer, Cavit Çağlar'ın oğlu Mustafa Çağlar... Trilyoner sevgilisi Reha Süren, Harika Avcı'yı Londra'ya dil eğitimi ve ladylik için gönderdikten sonra bir Amerika'da, bir Fransa'da lady olarak yaşamış... Bir dönem 'Sürünüyorum' şarkısıyla fırtına gibi esen Harika, son dönem yaşadığı inişli çıkışlı hayatı sebebiyle epey bunalıma girdi. Hatta bir otel odasında intihara bile teşebbüs etti. MENDERES UTKU - AFACAN ÖMER DÖNMEZ EDİZ HUN AJDA PEKKAN FİLİZ AKIN HÜLYA KOÇYİĞİT İBRAHİM TATLISES İZZET GÜNAY KARTAL TİBET MUHTEREM NUR SERPİL ÇAKMAKLI