KOLAJEN NEDİR?
Kolajen vücudumuz için gerekli olan en önemli yapısal proteinlerden biri. Vücutta doğal olarak bulunuyor ancak 25 yaşından sonra azalmaya başlıyor.
Kolajen, kısaca insan vücudundaki canlılığı ve esnekliği sağlayan önemli bir proteindir.
İnsan vücudu, glisin ve prolin adlı iki aminoasidi bir araya getirerek kolajen proteininin öncüsü olan prokolajeni sentezler. Bu sentezin gerçekleştirilmesinde C vitamini de görev yapar. Dolayısıyla yeterli kolajen üretimi için C vitamininin en önemli kaynakları olan taze meyve ve sebzeler yeterli miktarda tüketilmelidir.
KOLAJENİN FAYDALARI NELERDİR?
Cilt sağlığını geliştirir, derinin elastikiyetini arttırır, cilt kusurlarının önlenmesini ve iyileştirilmesini destekler. Kırışıklık oluşumunu azaltarak yaşlanmayı geciktirir.
Kıkırdak bütünlüğünün korunmasına yardımcı olur.
Eklem ağrılarının hafifletilmesine yardımcı olur, eklem iltihaplanmalarını önler.
Kas kütlesinin korunması ve arttırılması üzerinde etkilidir.
Saç ve tırnak sağlığını geliştirir.
Yaşlanmanın cilt ve iskelet sistemi üzerindeki etkilerini hafifletir.
Yaraların iyileşmesini hızlandırır.
Kemiklerde yüksek oranda kolajen bulunduğundan kemiklerin güçlendirilmesi ve kemik kaybının (osteopeni) önlenmesine katkıda bulunur.
İnsan vücudunda en çok bulunan protein çeşidi olan kolajenin ana görevi; vücudun kemik, kıkırdak ve kas dokularına yapısal destek vermek.
KOLAJENİN CİLDİMİZE ETKİLERİ
Kollajenin en önemli faydası: daha sıkı, kırışıklıkları azalmış ve genç bir cilt. Cilt yapısını bir arada tutan kollejen üretimi hızlandığında erken yaşlanma belirtilerinin ortadan kalkması ve sarkan cilt yapısının toparlanması asla bir mucize değil.
Kolajenin dokuları iyileştirme özelliği sadece cildin üst tabakalarında işe yaramıyor. İç dokularda da etksisini gösteren kollajenle damar esnekliğinin artması ve yapısının iyileşmesiyle daha kaliteli bir dolaşım sistemi ortaya çıkıyor ve kardiyovasküler sisteminiz daha sağlıklı bir forma kavuşuyor.
Kolajen demek esneklik demek, buna eklemlerinizin de daha esnek olması dahil. Eklem mobilitesinden şikayetçi olanlar ve eklem rahatsızlıklarına sahip olanlar kollajenin esneklik sağlayıcı özelliğinin faydasını görebilir.
Kelliğe bir çözüm olsa da yaşlanma belirtilerinden incelen saçlar ve saç foliküllerine karşı kollajen güçlü bir müttefik olabilir. Saç köklerini ve foliküllerini uyarıp kalınlaştıran kollajen daha gür ve güçlü uzayan saçlar için başvurabileceğiniz bir destek.
Yaş aldıkça iyileşmesi yavaşlayan yaraların bir sebebi de vücutta azalan kollajen üretimi. Vücuda yapılan ek kollajen takviyesi ve kollajen üretimini aktive edici takviyeler cildin yeniden yapılanmasını ve yaraların daha hızlı iyileşmesini sağlıyor.
Kollajenin içinde bulunan bir aminoasit olan glisin mide asidi üretimini destekliyor, dolayısıyla yiyeceklerin daha iyi sindirilmesi sağlanıyor.
Cilt yapısını içten dışa destekleyen ve sıkılaştıran kollajen cilt altında şekilsizce yerleşen yağ dokusunun toparlanmasına yardımcı olabiliyor, sıkılaşan ciltte selülit görünümü azalıyor.
KOLAJEN DOĞAL YOLDAN NASIL ALINIR? İŞTE KOLAJEN İÇEREN BESİNLER
Doğal yolla kolajen alımı için en önemli besin kaynağı hayvansal besinlerdir. Özellikle kemiği ile beraber pişen etler ve sakatatlar kolajenden zengindir.
Kolajenin en çok bulunduğu gıdalar arasında kemik suyu ilk sırada yer alıyor. Kırmızı et ve tavuğun haşlandığı suyu da kolajen alımı için uygun bir kaynaktır.
KEMİK SUYU
Kemik suyu içerdiği glisin, prolin ve arjinin gibi önemli amino asit içeriğiyle mükemmel bir kolajen kaynağı. Beslenme rutininize zaman zaman kemik suyu eklemeniz, vücudunuzda azalan kolajeni yerine koymak için ideal. Ancak rutinde kemik suyu tüketimi kan kolesterol düzeylerini arttırabileceği için kalp-damar hastalığı veya kolesterol yüksekliğiyle ilişkili herhangi bir hastalığınız varsa kemik suyu tüketiminden kaçınmanız çok önemli.
YUMURTA BEYAZI
Yumurtanın beyazı, glisin ve prolin de dahil olmak üzere kolajeni oluşturan diğer amino asitleri de içerdiği için en iyi kolajen kaynaklarından biri olarak nitelendiriliyor. Ancak sadece yumurta beyazı yerine tüm yumurtayı tüketmek kolajen desteğinin yanı sıra sağlıklı yağ ve yüksek kalitede protein de sağlıyor.
JELATİN
Jelatin, kolajenden türetilmiş bir protein türü. Bu yüzden kolajen üretimini arttıran besinlerden biri olarak kabul ediliyor. Jelatini pişirme sırasında kullanılabilir ve yemeğinizin besin değerini arttırmak için çorba, güveç veya et suyuna karıştırabilirsiniz.
KOYU YEŞİL YAPRAKLI SEBZELER
Kolajen üretiminde bir diğer önemli faktör de, kolajenle birlikte C vitamini tüketiminin yeterli olması. Dolayısıyla ıspanak, semizotu, tere, roka ve maydanoz gibi koyu yeşil yapraklı sebzeler beslenme listenizde düzenli olarak mutlaka yer almalı.
TURUNÇGİLLER
Portakal, mandalina ve limon gibi turunçgiller de C vitamininden zengin oldukları için kolajen üretimini destekliyorlar. Çünkü kolajen sentezlenirken tıpkı diğer birçok protein gibi yardımcı besin ögelerine ihtiyaç duyuyor ve C vitamini de kolajen üretiminde başrolü üstlenen bir besin ögesi.
KIRMIZI VE MOR MEYVELER
Çilek, ahududu, böğürtlen, karadut ve yaban mersini gibi kırmızı ve mor meyveler C vitamini deposu olup kolajen üretimini destekliyorlar. Özellikle çilek içerdiği bir antioksidan çeşidi olan ellajik asit sayesinde kolajenin yıkımına karşı da koruyucu etki gösteriyor.
SARIMSAK
C vitamini dışında kolajen üretimini destekleyen besin ögelerinden biri de, sülfür. Sarımsak içerdiği bol miktarda sülfür sayesinde kollajen üretimini destekleyen besinler arasında yer alıyor. Yapılan son çalışmalar, sülfürden fakir bir diyetle beslenen hayvanların daha az kolajen ürettiğini göstermiş.
SU YOSUNU
Kolajen proteini başlıca glisin ve prolin aminoasitlerinden oluşuyor. Dolayısıyla beslenmede glisin ve prolini zenginleştirmek kolajen üretimini de arttırıyor. Spirulina glisinden zengin bir su yosunu çeşidi ve kurutulmuş halde satılıyor. Spirulinayı meyve sularına veya tatlılara ekleyebilirsiniz.
MORİNA BALIĞI
Diğer birçok beyaz balık gibi morina balığı da glisin ve prolin gibi amino asitlerden oldukça zengin olması sayesinde kolajen üretimini artırıyor. Ayrıca selenyum, B6 vitamini ve fosfor gibi besin ögelerinden de zengin bir besin.
DİKKAT! FAZLASI ZARAR VEREBİLİR
Kolajenden zengin beslenme ve/veya kolajen içeren besin destek ürünlerinin uygun dozajlarda (günde 2.5-5 gram) kullanımının herhangi bir yan etkisinin olmaması, kolajenin zararlı olmadığı anlamına gelmiyor.Sson yıllarda popülerleşen kolajenin fazla tüketiminin aynı zamanda kan kolesterol düzeylerini de artırıp kalp hastalıklarının önlenmesinde veya tedavisinde olumsuz etki yaratıyor. Bu nedenle kolajen 'azı karar, fazlası zarar' bilinciyle sadece yeterli ve dengeli beslenmenin içinde düşünülmeli.