Kanser vücudun herhangi bir yerinde gelişebilir. Hastalık, hücrelerin kontrolsüz çoğalması ve normal hücrelere yer bırakmaması ile başlar. Bu, vücudun olması gerektiği gibi çalışmasını zorlaştırır. Kanser, birçok kişide oldukça iyi tedavi edilebilen bir rahatsızlıktır. Gerçekte, artık hiç olmadığı kadar çok hasta kanser tedavisinden sonra hayatına devam etmektedir
Kanserin evresi nedir?
Doktorlar ayrıca kanserin başladığı noktadan ne kadar yayıldığını ya da yayılma olup olmadığını bilmek isterler. Buna kanserin evresi adı verilir. Daha önce insanların kanserlerinin 1. evre, 2. evre olduğunu söylediklerine şahit olmuşsunuzdur. Kanserin evresini bilmek doktorların hangi tedavinin en iyi seçenek olduğunu seçmelerine yardımcı olur. Her bir kanser türünde, evreyi belirlemek amacı ile yapılan testler vardır. Kural olarak, düşük evre (örneğin 1. evre, 2. evre), kanserin çok fazla yayılmadığını gösterir. Daha yüksek rakamlar (3. evre, 4. evre gibi) hastalığın daha fazla yayıldığını gösterir. 4. evre en yüksek kanser evresidir. Kanser hücreleri ömürleri dolduğunda kendilerini yok edemezler. İhtiyaç olmadığı halde, durmadan bölünüp çoğalmaya devam ederler. Bazı kanserlerde bu hücre çoğalması tümör adını verdiğimiz kütleleri oluşturur.
Tümör büyüdükçe, çevresindeki dokuları uyararak büyümesini devam ettirir, kendisine besin ve oksijen sağlayacak kan damarlarının oluşturulmasını sağlar. Büyüyen tümör zamanla kendini çevreleyen dokulardan dışarı taşar ve yakınında bulunan organları işgal eder. Tümör büyüdükçe bazı kanser hücreleri kan veya lenf damarlarına geçer. Damarlarda dolaşan başıboş hücreler başka organlara giderek yerleşir, çoğalır ve yeni tümörler oluşturur.
Normal vücut hücrelerinin kanserleşmesi birçok etkene dayanır
Önlenemez sebepler:
Genetik miras, yani aileden gelen kanser özellikleri. İleri yaş vb. gibi
Çevreden kaynaklanan ve önlenebilir sebepler:
Radyasyona maruz kalmak
Çevrede bulunan kanser yapıcı kimyasallar
Sigara içmek
Alkol tüketmek
Fazla güneşte kalmak
Sağlıksız beslenmek
Obezite yani aşırı şişmanlık
Vücudun hareket azlığı yani egzersiz yapmamak
Bazı hormonların etkisi
Bazı virüslerin ve bakterilerin sebep olduğu enfeksiyonlar
Kronik enflamasyon
Sürekli baskılanmış bağışıklık sistemi
Kanser hiç şüphesiz çağımızın en korkutucu hastalıklarından. Kanserle mücadelenin tedavisi olduğu gibi, doğa bulunan bazı besinler de buna yardım ediyor. Uzmanların araştırmaları sonucu ortaya çıkan 10 besin, kanserli hücrelerle mücadelede öne çıktı. Kanserle mücadele eden besinleri açıklayan uzmanlar, önemli açıklamalarda bulundu. İşte kanserli hücrelerin düşmanı olan o besinler...
Keten Tohumu
Keten bitkisinin tohumlarından elde edilen keten tohumu daha çok öksürük, soğuk algınlığı ve kabızlık gibi rahatsızlıkların tedavisinde kullanılıyor ancak son zamanlarda hayvanlar üzerinde yapılan birtakım deneyler; keten tohumunun melanom, meme ve prostat kanseri gelişimini önlediğini kanıtladı.
Siyah Üzüm
Siyah üzüm çekirdeğinde bulunan resveratrol, güçlü bir antioksidan olmakla beraber, özellikle kan kanseri, akciğer, prostat, kolon ve pankreas gibi türlerde kanserli hücreleri yok etmesiyle biliniyor. Taze siyah üzümü çekirdekleriyle günde 1 salkım veya çekirdekli kuru üzümü 1 avuç tüketmeniz, size şifa kapılarını açacaktır.
Mantar
Bağışıklık düzenleyici ve tümör karşıtı etkilere sahip olan mantar, içeriğinde bulunan betaglukan ve polisakkarid-protein kompleksleri ile hücresel bağışıklığı güçlendirerek kanserli hücrelerle savaşıyor.
Zerdeçal
Hemen hemen bütün kanser türlerinde hem koruyucu hem de iyileştirici etkisi bulunan bitkilerden biri olan zerdeçal, doğada bulunan en güçlü anti-oksidanlardan biri olan kürkümini barındırıyor.
Yeşil Çay
Yeşil çay, antioksidan etkisine bağlı olarak, tümör oluşumunda ve gelişiminde rol oynayan genleri, enzimleri ve proteinleri düzenleyerek tümör oluşumunu engelliyor ve tümörlerin beslenmesini önleyerek kanser hücrelerinin yok olmasını sağlıyor. Ayrıca, damar sistemi hücreleri üzerinde etkisi de büyük.
Sarımsak
Damar genişlemesi ve kolesterolü düşürmesinin yanı sıra, damar hastalıklarına da olumlu etkileri bulunan sarımsağın, düzenli tüketildiğinde gırtlak kanserini önlediği görülmüştür. Ayrıca sarımsağa aromasını veren 'alisin' maddesi dünyanın en güçlü anti-oksidanı.
Turp
Kış sofralarının vazgeçilmez besini olan turp, birçok kanser türünün üremesini engelleyen aktif maddeler barındırıyor.
Domates
Domatesin içerisinde bulunan ve insan vücudunun üretemediği likopen, domateste %85 oranında bulunuyor. Çok güçlü bir antioksidan olan likopen, birçok kanser türüne ve kalp damar hastalıklarına karşı koruyor.
Zencefil
Zencefil, kanserden koruyucu etkisinin yanı sıra, kemoterapi sonrası kusmalara karşı adeta bir mucize görevi görüyor.
Spirulina yosunu
Maryland Tıp Merkezi Üniversitesi'ne göre, bir takım çalışmalar spirulinanın bağışıklığı iyileştiren ve kanseri önlemeye yardımcı olan antikorların üretimini artırdığını gösteriyor. "B, E, K vitaminleri ve beta karoten yönünden de zengin olan bu besin, bünyesinde bulundurduğu demir ve magnezyumla da birlikte, özellikle meme kanseri hücrelerinin gelişimini engelliyor.