Vücudumuzun en büyük organı olan karaciğer kendi kendini yenileme yeteneği yüksek bir organdır.
Bir yandan ağızdan alınan tüm yiyecek ve içeceklerin, diğer yandan hemen hemen tüm ilaç ve besin takviyelerinin sindirilmesi, vücuda yararlı hale getirilmesi, kullanılmayan ve vücuda zarar verebilecek şekle dönüşen kısımlarının zararsız hale getirilerek vücuttan uzaklaştırılmasını sağlar.
Hepatit B ve C gibi tedavi edilmez ise karaciğer yetersizliğine yol açabilecek virüslere karşı korunmalıyız. Özellikle hepatit B ve hepatit A gibi aşı ile korunması mümkün olan hastalıklara karşı aşılar yaptırmalıdır.
Obezite ve kontrolsüz diyabet hastalığı; karaciğer yağlanmasına yol açmaktadır.Bu yağlanma öncelikle basit yağlanma şeklinde başlayıp, sonrasında yağlı hepatit denilen karaciğer iltihabına yol açabilmektedir.
Yıllar sonrasında da yağlı hepatit siroza dönüşebilir. Sağlıklı beslenme, yeterli fiziksel aktivite ve kilo kontrolü ile karaciğer yağlanması önlenebilir. Bu nedenle yağlı ve karbonhidratlı gıdaların tüketimi sınırlanmalı, sebze-meyve tüketimi arttırılmalı, hazır gıda tüketimi en aza indirilmelidir.
Kas gücünün korunması ve arttırılması, eklem ve kas esnekliğinin kazanılması, denge ve koordinasyonun güçlendirilmesi için mutlaka düzenli egzersiz yapılmalıdır.
Bireysel sağlığı koruyan en önemli aktivitelerden biri egzersiz yapmaktır. Egzersiz sırasında salgılanan endorfin hormonu, stresin azalmasını ve kendinizi mutlu hissetmenizi sağlar. Bu nedenle haftada 3-4 gün, en az 30 dakika egzersiz yapın.
Alkol kullanımı sınırlanmalıdır; eşlik eden karaciğer hastalığı olan bireyler hiç alkol almamalıdır. Alkol hem yağlı karaciğer hastalığına, hem alkolik hepatit ve siroza yol açabilmektedir. Doktor önerisi olmadan ''gelişigüzel'' ilaç kullanılmamalıdır.
Özellikle bazı grup antibiyotik ve ağrı kesici ilaçlar, aktarlarda satılan bitkisel ürünler ve mantar zehirlenmesi; karaciğerde hasara yol açabilmekte ve karaciğer yetersizliği tablosuna sebep olarak acilen karaciğer nakli yapılamazsa, ölüme yol açabilmektedirler.
Gofret ve bisküviden krema ve mayoneze, baklava ve tatlılardan meşrubata dek pek çok ürünün içerisinde glikoz, fruktoz veya mısır şurubu gibi tatlandırıcılar bulunuyor. Oysa yapılan çalışmalar; bu tatlandırıcıları içeren yiyecek ve içeceklerin şişmanlığı tetiklediğini, insülin direnci yarattığını, ardından da kısır döngü halinde yağlanmayı daha da kötüleştirdiğini ortaya koyuyor.
Hem ambalajlı ve katkı maddeleri içeren hazır gıdalardan hem de beyaz undan yapılmış yiyeceklerden kaçının. Basit karbonhidratlar yerine (Beyaz/esmer ekmek, pirinç, patates, un/mısır, pizza/makarna, cips, mısır gevreği, fruktoz içeren meyve suları, gazlı içecekler) kompleks karbonhidratları (tam buğday, tahıl, baklagiller, taze meyve, yeşil sebze) tercih edin.
Özellikle gün boyu oturarak çalışıyorsanız daha fazla risk altındasınız. Gün içerisinde mutlaka hareket edin. Her gün en az 45 dakika düzenli ve tempolu yürüyüşe çok özen gösterin. Düzenli, tempolu yürüyüş yağlanmanın önemli ölçüde gerilemesine yardımcı oluyor.
Karaciğer yağlanmasında önemli bir mekanizma olan insülin direncinin azalmasını sağlıyor. Bu da uzun vadede kalp ve damar hastalıklarından da koruyor. İmkanınız varsa pilates, aerobik, aletli jimnastik, yüzme ve egzersizin her türlüsü faydalı.
Karaciğer yağlanmasına karşı fazla kilolardan kurtulmak şart. Ancak kesinlikle şok diyetlerden uzak durun. Şok diyetler karaciğer, kalp ve böbreklere zarar verirken ölüme bile yol açabiliyor. Üstelik hızlı, ani kilo kaybı sanılanın aksine yağlardan kurtarmıyor, bilakis karaciğere yağ asidi akımını artırarak kendi başına karaciğer yağlanmasına yol açabiliyor.
Karaciğer yağlanması olan bir kişinin mevcut kilosunda yüzde 3 azalma sağlayabilmesi halinde karaciğer yağlanması gerilemeye başlıyor. Dengeli kilo verin.
Bilinçsiz olarak kullanılan bazı bitkisel ürünler karaciğere fayda yerine zarar verebiliyor. Açıkta satılan, nereden geldiği belirsiz, içeriği bilinmeyen ve laboratuvar şartlarında sınanmamış ürünlerin kullanılması karaciğeri iflasa götürebiliyor.
Öte yandan meryem ana dikeni (slymarin / slybin) içeren bileşikler de karaciğer koruyucu olarak biliniyor.
Ancak mucize beklememek gerekiyor. Her karaciğer hastasına tavsiye etmek için çalışmalar yetersiz
Karaciğer yağlanması 'metabolik sendrom' denilen hastalığın bir parçası. Eğer ailede diyabet, obezite ve bağışıklık sistemini ilgilendiren hastalıklar, hipertansiyon varsa mutlaka check-up'tan geçip bu hastalıkların kontrolünü sağlamak gerekiyor.
Çünkü diyabetle, karaciğer yağlanması kol kola gidiyor. Hele şişmanlık da varsa bu durum daha da artıyor.