Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ayşegül Atmaca, yaptığı açıklamada, obezitenin ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğunu, artık çocukları da tehdit ettiğini söyledi.
Obeziteyle mücadele için çeşitli diyet listelerinin uygulandığına işaret eden Atmaca, düşük kalorili diyet programlarıyla belli bir süre kilo verildiğini ancak diyet sonrası eski beslenme alışkanlıklarına dönüldüğü için verilen kiloların tekrar hızlıca geri alındığını aktardı.
Prof. Dr. Atmaca, obeziteyle mücadelede ilk adımın beyinde başladığına vurgu yaparak "Çünkü yaşam tarzı değişikliği, tıbbi beslenme tedavileri, diyetler veya egzersiz sürekliliği zor olan tedavi şekilleri. Kişinin bunu bir yaşam alışkanlığı haline getirmesi gereken tedavi şekilleri. Obeziteyle mücadelede beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi gerekiyor. Bunun önce kafada değiştirilmesi gerekir. Beslenme alışkanlıklarımızı değiştireceğimizi kendimize kabul ettirerek başlamamız gerekiyor." diye konuştu.
"HAFTADA EN AZ 150 DAKİKA EGZERSİZ ÖNEMLİ"
Beslenme alışkanlıklarının değiştirilmesi kadar obeziteyle mücadelede hareketin de çok önemli olduğuna dikkati çeken Atmaca, "Haftada en az 150 dakika egzersiz önemli. Bu egzersiz dışında kişiler günlük hayatında da hep aktif olmalı. Mesela asansör yerine merdiven kullanmak. Kısa mesafeleri arabayla gitmek yerine yürümek. Her yere arabayla gider olduk. Kısa mesafeleri yürüyebiliriz. Çocukların hareketli oyunlara teşvik edilmesi." dedi.
Atmaca, hızlı kilo vermenin sağlıklı olmadığını söyledi.
"Kiloluyuz ama hızlıca kilo vermek istiyoruz. Bu değil. Belli bir hızda kilo verelim ve bunun idamesini sağlayalım. Önemli olan bu." diyen Atmaca, kilo verirken uzun süre aç kalınmaması uyarısında bulundu.
Aç kalındığında çeşitli hormonların harekete geçerek açlık hissi uyandırdığını anlatan Atmaca, şunları kaydetti:
"Benim önerim uzun süre aç kalmayıp daha sık aralarla daha az az beslenmek. Yiyeceğimiz gıdaları da karbonhidratlardan, şekerden çok daha tok tutucu protein türü ya da kompleks karbonhidrat dediğimiz emilimi daha kestirebilir karbonhidratları tercih etmemiz lazım. Dengeli, daha az miktarlarda, daha sık, tok tutacak besinleri tüketmek daha uygun."