Oruç, belli bir zaman dilimi içerisinde; yiyecek, içecek veya her ikisinden de kaçınma eylemi olarak tanımlanıyor. Sağlığa mucize faydaları bulunuyor. İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Osman Erk, TAKVİM'e orucun vücudumuzda yarattığı olumlu etkilerden bahsediyor:
BEYİN HÜCRELERİNİ YENİLER
Oruç, Beyin Kökenli Nörotrofik Faktör (BDNF) adı verilen kimyasalı artırarak beyin hücrelerinin fonksiyonlarını iyileştirir. Beyin hücrelerinin dejenere olmasını önleyerek Alzheimer, Parkinson, demans gibi hastalıkların ortaya çıkışını engeller. Hafızayı geliştirir. Ruh halini düzeltir. Depresyonu önler.
KÖTÜ KOLESTEROLÜ DÜŞÜRÜR
Oruç kan basıncını ve kolesterolü düşürür. Dolayısıyla kalp-damar sağlığına olumlu etki yapar. Kalp atım hızını azaltır. Kalp kasını güçlendirir.
KAN BASINCINI KONTROL ALTINDA TUTAR
Kan basıncını düşürmesi, orucun fizyolojik etkilerindendir. Oruç, şeker ve kolesterolün yanı sıra hipertansiyonun da kontrol altında tutulmasına yardımcı olur.
OBEZİTEYİ ÖNLER
Yağ kütlesinin azalmasını sağlayarak ideal kilolara ulaşmayı sağlar. Oruç diyetlerden çok daha fazla işe yarar. Kolaydır, yan etkisi yoktur ve güçlü bir etkiye sahiptir.
İNSÜLİN DİRENCİNİ AZALTIR
İnsülin direnci, obezite ve diyabetin en önemli nedenlerinden biridir. Kilo alıp vermede insülin düzeyleri kritik öneme sahiptir. Kilo verebilmek ve vücut yağ dokusunu yakabilmek için insülin düzeylerinin düşük olması elzemdir. Oruç tutmak insülin direncini önler.
KANSERLİ HÜCRELERİN GELİŞİMİNİ ENGELLER
Oruç tutmak vücutta bozulan ve dejenere olan hücre yapılarının ortadan kaldırılmasını sağlar ki buna otofaji adı verilmektedir. Bunun bir ileri aşaması ise hastalıklı hücrelerin tamamen ortadan kaldırılmasıdır. Buna da apoptozis denmektedir. Oruç, hem otofajiyi hem de apoptozisi artırarak, vücut sağlığına olumlu etkide bulunur.
TOKSİNLERDEN ARINDIRIR
Belirli süreler aç kalmak; vücudu dinlendirir, toksinlerden arındırır ve daha az kalori tüketmeye neden olarak sağlığı olumlu etkiler.
YAŞLILIK GENLERİNİ BASKILAR
İnsülin, IGF-1 (insüline benzer büyüme faktörü) ve kalori kısıtlaması ile yaşlanmayı kontrol eden genler (daf2) devre dışı kalır, gençlik genleri (SIRT3) uyarılır. Bir dizi onarım geni aktif hale geçer. Vücutta zarar görmüş hücreler ortadan kalkar.
İKİNCİ BEYNİ RAHATLATIR
Bağırsaklar bilindiği gibi ikinci beyin olarak nitelendirilir ve bağışıklık sisteminin en yoğun yerleştiği bölgedir. Oruç tutma ve uzun süre aç kalma gibi yöntemler bağırsak sağlığını direkt olarak etkiler.
KAS KAYBI YAŞANMAZ
Vücut, şeker depolarını tükettikten sonra açlığın 8-12 saatinde yağ yakma moduna girer. Kısa süreli açlık dönemlerinde yağ dokusu dururken, kas dokusunun yakılması beklenemez. Proteinden zengin beslenme, kas egzersizleri kas dokusunun korunmasına yardımcı olmaktadır.
KİLO VERDİRİR
Oruç tutmak metabolizmayı yavaşlatmaz ve yağ yakımına neden olur. Orucun ilerleyen saatlerinde karaciğer ve kaslarda depolanan glikojen (depo şeker) biter. Vücut, glikoz yerine yağ yakma moduna geçer.