Mevcut her saç telinin bir yaşam siklusu var. Her saç teli 4- 6 yıl yaşıyor, sonra dinleniyor ve daha sonra da dökülüyor.
Dermatoloji Uzmanı Dr. Zerrin Baysal, saçların bu şekilde dökülmesinin son derece doğal bir süreç olduğunu söyledi ve günde 50-100 tel saçın dökülebildiğini belirtti. Eğer bu sayıdan daha fazla dökülüyorsa, banyo yaparken ele gelen saç miktarı artmışsa ya da yıkanmış kurulanmış saçı elle çektiğimizde elimize 3-5 adet saç teli geliyorsa bu durumun ciddiye alınması gerektiğini aktaran Baysal, saç dökülmesine yol açan 9 nedeni şöyle anlatıyor:
1. Genetik faktörler: Kadınlarda ve erkeklerde nedenleri farklıdır. Erkeklerde görülen tip, genetik olan toplumun %50'sinden daha fazlasında görülen erkeksi tip hormona duyarlı saç dökülmesidir ki bu durum kroniktir. Yaş ilerledikçe kellik gelişir ve sonuçta saç ekimini gerektirebilir. Erken yaşlarda başlanan takviye tedavileri mezoterapiler ve PRP tedavisi dökülme hızını yavaşlatır. Kelliğe gidecek süreyi uzatır. Bu tarz dökülmeler kadınlarda da görülmektedir. Özellikle ailesinde kellik problemi olan bireyler saç dökülmesi riski ile karşı karşıyadır. Günümüzde 16-18 yaş başlangıçları olan erkek tipi saç dökülmeleri, genç kızlarda daha fazla görülmektedir. Bu durumun nedenleri arasında aşırı stres, dengesiz beslenme, uzun süreli aç kalma ve hormonal problemler vardır. Kadın tipinde de erkeklerdeki gibi bir tedavinin yanında hormonal tedavilerin de eklenmesi ile başarı oranları artırılabilmektedir.
2. Deri problemleri: Başlıca genetik dökülmelerin dışında deri ve iç hastalıkları da saç dökülmesine neden olur. Deri kaynaklı dökülmelerin çoğu deriyi tutan hastalıkların saç derisini etkilemesiyle ortaya çıkar. Sedef hastalığı, egzamalar, akne, liken hastalığı, aşırı yağlanan deri, mantar hastalıkları gibi rahatsızlıklarda saç etkilenirse dökülme kaçınılmaz olabilir. Bu dökülmelerin tedavisi altta yatan deri hastalığının tedavisi ile mümkündür.
3. Yanlış beslenme alışkanlıkları: Besinsel nedenlere bağlı dökülmeler de sık rastlanan diğer bir faktördür. Sonuçta saç canlı bir organdır ve onun da beslenmesi kanlanması gerekir. Düzenli ve dengeli beslenmemek, uzun süreli açlıklar, tek tip beslenme ve karbonhidrat içeriği yüksek gıdalar tüketmek, sonuçta saçı etkileyip dökebilir. Tedavisi son derece pratiktir ve dengeli beslenmeye başlanması önemlidir.
4. Vitamin ve mineral eksikliği: Beslenme problemi olmamasına rağmen saç için gerekli olan vitamin ve minarellerin kanda eksik olması saçı döken diğer bir nedendir. Eğer B12, D vitamini, folik asit, biotin, çinko, demir gibi vitamin ve minarellerimiz düşükse saç beslenemez ve dökülür. Hatta demir düşüklüğü yokken bile demir takviyesi saç dökülmesini azaltır. Bu durumlarda eksiğin takviyesi mutlaka bir uzmana baş vurularak giderilmelidir.
5. Hormonal sorunlar: Eğer kişide hormonal problemler varsa, adet gecikmeleri ya da düzensizlikleri, tüylenme de artış, aşırı akne, kilo alımında hızlanma gibi sıkıntılar yaşıyorsa bu bulgulara saç dökülmesi eklenmişse bu kez hormonal saç dökülmesinden bahsedilebilir. Bu problemlerin kaynağının yine adetin 2. ya da 3. günü yaptırılacak kan tahliliyle belirlenmesi için dermatoloji uzmanına başvurulmalıdır. Hormonal tedaviler bu tarz dökülmeler konusunda etkilidir.
6. Bazı iç hastalıkları ve ilaç kullanımı: Bazı iç hastalıkları; tiroit bezi hastalıkları ya da bu hastalıklar için kullanılan ilaçlar, romatizmal hastalıklar, kullanılan hormonlar, zayıflama hapları, böbrek üstü bezi hastalıkları, insülin direnci, diyabet, doğum kontrol hapları ve bazen de bu kontrol haplarının kesilmesi saç döken diğer nedenlerdir. Bu durumun mutlaka uzman doktorlar tarafından yapılacak muayene ve tetkiklerle kapsamlı bir şekilde araştırılması gerekir. Ani bir saç kaybı başlamışsa son üç ay önce geçirilen ameliyatlar, ateşli hastalıklar, ilaç toksisiteleri, kan kaybı, şiddetli travma düşünülmesi gereken nedenler arasında olabilir.
7. Doğum ve kemoterapi süreci: Tüm bunların dışında iki spesifik saç dökülme nedeni vardır. Biri doğumlardan 2-3 ay sonra başlayan pospartum dökülmedir. Hamilelik boyunca dökülmesi gereken ama dökülmemiş saçların aniden hep birlikte dökülmesinden kaynaklanır. Uzman kontrolünde yapılacak takviyeler bu konuda rahatsızlığın giderilmesinde katkıda bulunur. Bir diğeri kemoterapi alan hastalardaki saç dökülmesidir. Son yıllarda daha modern ilaçların kullanılmasıyla bu dökülmeleri daha az görülmektedir ancak zaten tedavi tamamlandığında kendiliğinden toparlanmaya eğilimli bir durumdur.
8. Kozmetik etkenler: Kozmetik alışkanlıklarımızın artması mekanik kimyasal ve fiziksel dökülmelere neden olan diğer faktörlerdir. Yani saçları sıkı bağlamak, iç boneler, aşırı ısıya maruz bırakılan fön işlemleri, saç rengini açmak için kullanılan boyalar, açıcılar, düzleştirici yöntemler saça dışarıdan zarar vererek saç kaybına neden olmaktadır. Bu durumda tek tedavi saçların bu uygulamalara maruz kalmasını önlemektir. Saçlar için gerekli takviye ve bakım işlemlerini uygulamak yeniden istenilen görünüme kavuşulmasını sağlar.
9. Stres ve depresyon: Aşırı stres her hastalığa olduğu kadar saç dökülmesine neden olan diğer bir sebeptir. Depresyon, anksiyete, psikozlar ve de bunların tedavisinde kullanılan ilaçlar saçı etkileyip dökülmesine neden olabilmektedir.
Saç günlük yaşamda pek çok faktörden kısa sürede etkilenebilen canlı bir organdır. Kişinin hayatında yolunda gitmeyen bir şeyler olduğunda bu bilgiler ışığında birey önce kendisini tartıp, daha sonra gerekiyorsa bir dermatoloji uzmanından yardım almalıdır. Çünkü bu konuda çevreden gelen yanlış yönlendirmeler ve kulaktan dolma bilgiler, hastaların zaman kaybetmesine neden olabilmektedir. Eğer altta yatan önemli bir neden varsa tanı ve tedavide geç kalınması söz konusu olabilir. Bunun dışında saç dökülmesini önlemek ve dökülen saçların yeniden çıkmasını sağlamak düşüncesi ile bilinçsiz uygulanan maske ve karışımlar saçlara daha çok zarar vererek geri dönüşümü olmayan hasarlara neden olabilir.